Zamana direnen efsane giderek büyüyor...

"Bu sabah... Kötü günlerin öfkesine kapılarak hüzünle uyanmayın sakın...

Ülkenin gidişatı bazen rüyalarınızda karabasanlara dönüşse de...

Cumhuriyete yönelik pervasız saldırılar umudunuzu kırsa da...

Güvendiğiniz dağlara ne yazık ki, karlar yağsa da!..

Hatta içimizdeki Truva kısrakları sizi temsil etmekte acz içinde olsalar da; hüzünle, umutsuzlukla, asık suratla uyanmayın bugün...

Unutmayın; yaşamınızı cendereye almak isteyenlerin zincirleri de paslanır bir gün!.. Unutmayın; yaşamın en sağlam zinciri umuda bağlanandır...

Unutmayın; "gaflet, dalalet hatta hıyanet" artsa da, koşullar 1919 öncesinden kötü değildir...

O yüzden, özlemle, hasretle ve de en önemlisi yürekle bağlanın... Sarılın umutlarınıza...

Sarı saçlarda dalgalanan hasret gibi, mavi gözlerden yansıyan ışık gibi ve de aydınlanmanın yarattığı umut gibi ayağa kalkın bugün...

Ankara'daysanız eğer; annenizi, babanızı, eşinizi ve çocuklarınızı alın Anıtkabir'e gidin...

Yurdun neresindeyseniz, bu sabah Atatürk anıtlarının önünde olun...

Hiç kuşkum yok, Atatürk bekliyordur bizi... Tıpkı Atatürk gibi bir yüreği beklediğiniz gibi!.."

***

Devrimden kimler korkar?..

6 yıl önceki 10 Kasım günü yukarıdaki satırlarla anmışız Gazi'yi...

Neden mi yazmışız bunları?.. Çünkü 2012 Kasım ayında dönemin AKP sözcüsü, Van Milletvekili Hüseyin Çelik "Devrim kanunu olarak bilinen düzenleme saçma" demiş ve şunları eklemiş;

 "Hiçbir kanun kıyamete kadar sürmez. Zamanın ruhuna uymayan kanunlar değişebilir..."

Millet Mars'ta yaşam alanları ararken; geri ve yoksul kalmış bir topluluktan çağdaş bir ulus yaratmak için oluşturulan Devrim Kanunları'"zamanın ruhuna" ters diye değerlendirebilmiş ya o zat, pes doğrusu!..

6 yıl önce şaşırmadık, gelecekte de hiç şaşırmayacağız bu hezeyanlara... Ancak Çelik'in açıklamasının üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen bağnazlar ve Siyasal İslamcılar Cumhuriyet karşıtlarını kucaklamaya devam ediyorlar...

Çünkü karşı devrimcilerin Devrim Kanunları'na saldırmasının nedeni aslında ezeli öfkeleridir!.. İşte o öfkenin sahipleri:

- Çağdaş eğitimi değil, molla-medrese düzenini isteyenler...

- Şapka değil, sarık ve fes takmak isteyenler...

- Birey değil, tarikat-cemaat müridi olmak isteyenler...

- Halkevi'nde değil, tekkede miskin miskin zaman geçirmek isteyenler...

- Medeni Kanun'a karşı çıkıp harem kurmak isteyenler...

- Harfi Devrimi'ne öcü gibi bakanlar...

- Birey olmak yerine efendi, bey, paşa gibi lakap ve unvanlarla anılmak isteyenler...

- Ve sarık, cüppe, çarşaf gibi kisvelerle dolaşmak isteyenler...

Söyler misiniz; böyle düşünenlere, bunları isteyenlere kızılır mı, onlar uygar dünyada ciddiye alınır mı?..

***

talebeler.jpg

Atatürk için ne dediler?..

AKP kurulduğundan bu yana içlerinden ya da destekçileri arasından Atatürk'e saldırılar hiç durmadı...

Yalnız onlar değil, "devrimci" geçinen "emek" düşmanları, saray savaşçıları (!), sözde "solcu" gazetelere sızan kripto FETÖ'cüler de gerici ve bölücülerle birlikte eski dönemlerde Gazi'ye saldırdı...

Günümüzde artık Gazi'nin millete armağan ettiği bayramlar bile kutlanamazken, Atatürk'e saldıran meczupların yeni alçaklıkları da yansıyor gazetelere...

Ancak kim ne yaparsa yapsın, Gazi'ye özlemin her geçen gün daha da artması "kinci" cumhuriyetçilere çok etkili bir yanıt olmaya devam ediyor... Baksanıza, Anıtkabir'e her yıl 10 milyona yakın ziyaretçi gidiyor...

Atatürk'ü halen anlamayanlar madem O'nun devrimleriyle savaşıyorlar, o halde Gazi'yle ilgili 80 yıl önce uluslararası çevrelerden yapılan açıklamaları bir kez daha anımsatalım da gafiller utanırlar, Atatürk'ün değerini anlarlar ve belki uyanıverirler;

- "Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin doğması, yeni Türkiye'nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması, Atatürk'ün, Türk halkının işidir." (John F. Kennedy, ABD Başkanı)

- "O, Türklere, bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir." (General Mc Arthur)

- "Sovyet Rusya Hariciye Nazırı Litvinof ile görüşürken kendisine Avrupa'nın en dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana Avrupa'nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal olduğunu söyledi." (Franklin D. Roosevelt, ABD Başkanı)

- "Türkiye tarihi, bugün her zamandan çok Batı ve Avrupa tarihinden ayrılmaz bir haldedir. Ve Atatürk'ün bu yöndeki gayretleri sonuçsuz kalmamıştır." (Charles De Gaulle)

- "Savaşta Türkiye'yi kurtaran, savaştan sonra da Türk Milletini yeniden dirilten Atatürk'ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır. Her sınıf halkın O'nun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahraman ve modern Türkiye'nin Ata'sına değer bir görünümden başka bir şey değildir." (Winston Churchill, İngiltere Başbakanı)

- "O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün Doğu milletleri için de en büyük önderdi." (Emanullah Han, Afgan Kralı)

- "Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz 20. Yüzyıl'da dünya savaşından önce yetişen en büyük devlet adamlarından biri, hiçbir millete nasip olmayan cesur ve büyük bir inkılapçı olmuştur." (Ben Gurion, İsrail Başbakanı)

- "Büyük adamlar, kuşaklarının başındadır. Türk milletinin başındaki büyük ve dâhi Atatürk, politika ve savaş alanlarında yılmayan büyük ve yurtsever bir insandı." (Kerama, Lübnan Başbakanı)

- "Kemal Atatürk, yalnız bu yüzyılın en büyük adamlarından biri değildir. Biz Pakistan'da, O'nu, geçmiş bütün çağların en büyük adamlarından biri olarak görüyoruz." (Eyüp Han, Pakistan Cumhurbaşkanı)

Cumhuriyetin kurucusu Büyük Önder Atatürk'ü ebediyete intikalinin 80. yılında saygıyla, özlemle anıyorum...

Yazarın Diğer Yazıları