'Mübârek akşamdır; gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler!..

Benim azîz gönüldaşlarım, kıymetli okuyucularım... İhanet Recep, Şaban veya Ramazan dinlemiyor, yine kol geziyor. Düşman ve hain yaptığı düşmanlıkla, ettiği hainlikle ilgili oruç tutmuyor şu mübârek Ramazan günlerinde... Üstelik insan ve “insancıl” kılığında icra-yı zenaât eyliyor ve “ayakta uyuyan” şu gaflet de o kahrolası “insan maskeli canavarı”, bu milletin düşmanlarını, bu devletin hainlerini, maalesef tam bir “uyur - gezer zavallılığıyla” ayakta alkışlıyor!..
İhanet şu mübârek günlerde “çaldığı - çalma hazırlığı yaptığı, satacağı, gamalı haç kafalı efendilerine peşkeş çektiği - çekeceği minarelere kılıf hazırlamakla” meşgul... Yıllardan beri bu azîz millete kendisiyle barışık millî bir sivil anayasa vaadiyle davul çalan bazı dümbelekler, kafaları “yalan, dolan ve talan” dan başka bir şeye basmayanlar, vatandaşa yalancı dolma yutturmaya çalışanlar, “Karaman koyunu” müsveddeliğine yeltenseler de beceremediler. Oyunları kalmadan sonraya, apansız çıkıverdi ortaya... İşte “AB’nin kucağından, ABD’nin bacağından düşmemek için”, yepyeni kıvırtma ve sıyırtma figürleri - fantezileri icad edenlerin, kendileriyle aynı yolun yolcusu olan şu “aydıncık - maymuncuk takımına” hazırlatıp, güya tartışmaya açtırdıkları ve “yersen metoduyla” alıştırıp, milletimize yedirmeye çalıştıkları yaldızlı kazığın, Anayasa değişikliği teklifinin o leş, o çirkef kokusu yayılmaya, mideleri bulandırmaya başlamıştır. Milletimize gûya millî ve sivil anayasa olarak dayatılan bu anayasa değişikliği paketi, AB’nin, ABD’nin, yani “Vahşî Batı” nın mandasına teslimiyetin ta kendisidir!.. İşte 301’inci maddenin değiştirilmesi ve “AB-D’ye bağlılık Tasma Yasası” nın dayatıldığı şu günlerde, Müslüman Türk Milleti’nin imanlı gönlünden minare çalan zihniyet, buna kılıf uydurmak için kendine parçalayıp yiyeceği günah keçileri arıyor... Ama o ne!.. Leşten, çanaktan, yalaktan beslenmeye alışmış, bini bir araya gelmeden bir kurda, bir arslana saldırmaya cesaret edemeyen hainler ve gafiller sürüsü, efendilerinin “saldır” talimatıyla ve sürüler halinde “Sübhan Göğüslü” 2 vatan evladının paçalarına dalmaya başladılar!..
‘Saldır’ komutunu alınca...
Bu yaygara, şu taşkala ve tantana ne için?.. Boğazlarına kemik takılmışçasına havkırmalarının sebebi ne ola ki?!..
Karadeniz Bölgesi’nden yetişen, okuduğu türkülerde “Hakkari’ye kar yağsa Rize’de üşüyorum... Bir asker şehid olsa yanıp tutuşuyorum!” şuuruyla bütün vatanımızın dirliğini ve milletimizin birliğini kucaklayan, o sevimli, o yiğit kardeşim, Karadenizli Sanatçı İsmail Türüt’ün son kaseti çıkmış... İyi  işte, İsmailciğim, sizin gibi şuh dansöz kıvrak rakkaseleri, Vahşi Batı beslemesi tombul kaseleri kolayından kıvırttıracak birer parça koyar her kasetine... Buyurun koyun kaseti sidiyi!... Haşa gerçek Ermenilere sözümüz yok!.. İnsan insanlığını, kış kışlığını, en son Karabağ’da yaptığı katliamlarla Ermeniliğini ispat eden Ermeni de Ermeniliğini yapacak!.. Ermeni çalsın siz oynayın nasıl olsa sonradan olma, kuyruktan sokma da olsa artık “hepiniz Ermenisiniz!..”
Amma bu gibilerin İsmail’in o hareketli Karadeniz havalarına da ihtiyaçları yok. Kapı gıcırtısına kırk göbek, seksen takla atar bu tipler... Dertleri başka dertleri!.. Bu “kıvırcık” ların efendileri, bir taşla birkaç baş yaracak ya!.. “saldır” komutunu alış ve paçalara dalış sebepleri başka...
Efendim neymiş?.. Türüt’ün son albümünde yer alan, sözleri çağımızın Dede Korkut’u Ozan Arif tarafından yazılan ve Karadeniz Bölgemiz üzerinde oynanan oyunları hedef alan “Plan yapmayın plan” adlı türküye, yurt dışında yaşayan bir Türk vatandaşı kendi kafasına göre klip yapmış da, adına YouTube denilen internet ortamında çok izlenen görüntü sitesine Hrant Dink cinayeti görüntüleri eşliğinde koymuşmuş!..
Kızılından sarısına, pembesinden cartlak yeşiline, laikçi geçineninden liboşuna, İslâmcı bilinenine kadar “Türkiyeli Medya”nın alayında şafak atmış... Hem de yepyeni şafaklar... Ne sigortaları kalmış, ne maskeleri!.. Hırsızlıklarına, uğursuzluklarına, humanizmi, liberalaizmi, bilmem ne izmi, maske yapmaya çalışanlar mı sorarsınız, Yüce dinimiz İslâm’ı pis emellerine alet etmeye kalkan, millet kesesine boru hattı döşemekten sabıkalı bir kısım sözde Karadenizli ve gûya “Albayrakçık” marka pıtırcıkları mı sorarsınız?.. Seçin, beğenin, koyverin gitsin hepsine... Bu gidiler “öküz altında buzağı arama” cahilliğinden, “Bozkurt altında kendileri gibi tasmalı arama” alçaklığına kadar vardırdılar işi...

Ozan’dan Bozkurt cevabı

Dostlarım, 3 günden beri Türkiyeli Medya tarafından, manşetlerden, televizyon ve bilgisayar ekranlarından gerçekleştirilen yargısız infazları hepimiz beraber ibretle takip ediyoruz. Atın iddiayı ortaya, gündemi değiştirin, olgunlaştırın, sonra da 301’i kaldırın, Anayasayı dilediğiniz gibi kıvırttırarak değiştirin!..
Sevsinler!. “Plan yapmayın Plan türküsünün sözleri Hrant Dink cinayetinin azmettiricilerini ve faillerini övüyormuş. Bu insanlık dışıymış, suç ve suçluyu övmeymiş, savcılar resen harekete geçmeliymiş!.” Nasıl övüyormuş?.. “Fatiha’lar, Yasin’ler Bitmez Karadeniz’de” deniliyormuş... “O gün öyle desinler, bugün böyle desinler” sözüyle cinayet zanlısı hatırlatılıyormuş!..
Bu yaygaraya karşılık İsmail Türüt çok net söylüyor söyleyeceğini:
 “Bu klip hiç yakışmadı. Ben sadece Karadeniz’de oynanan oyunlara dikkat çekmek istedim. O sözleri severek okudum, Ozan Arif’in eline bileğine sağlık. O sözlerinin bir kelimesinden bile rahatsız değilim. Ama Youtube’daki klibin benimle ilgisi yok.”
Ve benim can ağabeyim Ozan Arif, üzerine çakal sürüleri misali saldırmaya çalışan “medyatörlere” asla alışık olmadıkları, dik duruşuyla, o Koca Bozkurt tavrıyla veriyor cevabını, bakınız ne diyor:
Bu sözleri İsmail Türüt kardeşimin isteği üzerine yazdım. Yazdığım sözlerin arkasındayım. Sadece Karadeniz değil Türkiye üzerinde de bölücü oyunlar oynandı... Son zamanlarda Karadeniz’i hedef aldılar. Pontusçuluk gayretleri, misyoner faaliyetler, bölücü PKK çetesinin Karadeniz’e sızmaya çalışması, Kızıl örgütlerin Karadeniz’deki tahrik eylemleri, papaz ve Hrant Dink cinayetleri elbette Karadeniz üzerine yapılan alçakça planın parçaları... Ben sözlerimin arkasındayım, suçu ve suçluyu övmedim. Karadeniz İnsanının vatanın birliğine Türk’e ve İslâm’a bağlılığını övdüm. Kur’an-ı Kerim’den en çok bilinen  sure adlarının sözlerde yer almasını, bu bölücü planın bir parçası olan provakatif bir cinayetle eşleştirmeye çalışan herkesi kınıyorum. Hele hele İslamcı geçinen, Müslüman bilinen bazı zavallıların Fatiha ve Yasin surelerinden rahatsızlık duyması çok manidardır.
Türk’e “katil” diye iftira ve hakaret eden “pamucacıkların” yargılanmaması için vücutlarındaki her uzvu borazana çevirenler, “hainlere hainlik hüriyeti” isteyenler, işte emelinize nail oldunuz, eğer yine sizin uydurduğunuz yalanlardan biri değilse, savcılık açtı soruşturmayı!.. Haydi çıkarın tamtamlarınızı, çalmaya başlayın “insan eti yiyen” yamyamlar!..
“Hepimiz Ermeniyiz” diye ciyaklayan “sonradan olma Ermeniler”, Haydi o utanmaz, arlanmaz suratlarınızla, Müslüman Türk Milleti’nin 2 yiğit evladını, 2 sanatçıyı yazdıkları ve okudukları “bölücülüğe karşı çıkmaktan başka gayesi olmayan” bir türkünün sözleri için mahkûm ettirmek için elinizden geleni ardınıza koymayın... Biliniz ki baskı altına almaya çalıştığınız mahkemelerde, “Büyük Türk Milleti Adına” karar vermeye yetkili bağımsız hakimler görev yapmaktadırlar...
Biliniz ki hepimiz birimiz, birimiz hepimiz!.. Dün de bugün de yarın da İsmail Türüt’üz, Ozan Arif’iz biz!.. Müslüman Türk oğlu Müslüman Türk’üz hepimiz!..
Alın bir ihbar(!) da benden!.. Bayrak Şairi, Hz. Peygamber Aşığı Ziver Oğlu Arif Nihat Asya’yı bildiniz mi?... Bakınız İki Cihan Güneşi Peygamber Efendimiz (sav) için yazdığı o muhteşem NAAT’ında ne diyor:   
Konsun -yine- pervazlara
Güvercinler; “hu hu” lara karışsın
Aminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fatiha’lar, Yasin’ler!

Yazarın Diğer Yazıları