Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında olağanüstü toplanan AKP Merkez Yürütme Kurulu Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını görüştü. Yaklaşık 6 saat süren toplantı sonrasında bir açıklama yapan AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararıyla yetki sınırlarını aştığını ileri sürdü.

‘Örneği yok’
İptalİn muhatabının Anayasa’ya göre yasama yetkisine sahip TBMM olduğunu söyleyen Fırat şöyle konuştu: Örneği olmayan karar çokça tartışılacak. Karar Meclis’in yasama yetkisine doğrudan müdaheledir. Konunun düzeltilmesi için tüm partilere görev düşecektir. Kararla ilgili değerlendirme Meclis tarafından yapılmalı.

Erdoğan Salı’yı bekleyecek
Anayasa Mahkemesi’nden en kısa sürede gerekçeli kararını açıklamasını isteyen Dengir Mir Mehmet Fırat, gelişmeleri izleyecek olan Başbakan Erdoğan’ın Salı günü yapılacak TBMM Grup toplantısında yeni değerlendirme-lerde bulunacağını söyledi.

Topu Meclis’e attılar
AKP MYK’da türban düzenlemesinin iptali ele alındı. Toplantı sonrası açıklama yapan Mir Mehmet Fırat, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın muhatabının TBMM olduğunu söyledi

Anayasa Mahkemesi’nin üniversitelerde türban serbestisi sağlayan değişikliği iptal etmesinin ardından AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı yapıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığnda 5 saat 40 dakika süren toplantının ardından Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, açıklamalarda bulundu. Fırat, Anayasa Mahkemesinin önceki gün açıkladığı kararın, bütün boyutlarıyla ayrıntılı bir şekilde MYK toplantısında ele alındığını belirtti. Fırat, şunları kaydetti: “10 ve 42. maddelerdeki anayasa değişikliklerini esas yönünden iptal eden Mahkeme kararı, kaçınılmaz olarak yürürlükteki Anayasamız’ın çizdiği yetki çerçevesi ve kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanan demokratik sistemimize uygunluk bakamından tartışılmaktadır. Nevi şahsına münhasır bir hukuk pratiği oluşturması bakımından da çokça tartışılacağı açıktır.” Dengir Mir Mehmet Fırat, “Aslında bu kararın muhatabı, Anayasamıza göre yasama yetkisi tekelini elinde bulunduran Yüce Meclisimiz’dir. Anayasa Mahkemesinin kararı, Yüce Meclis’in yasama yetkisine doğrundan bir müdahale olup, kuvvetler ayrılığı ilkesinin açık ihlalidir” diye konuştu. Fırat açıklamarını şöyle sürdürdü:

Kuvvetler ayrılığı
“Zira Anayasa Mahkemesinin kararına konu olan yasal düzenlemeler, herhangi bir siyasi partinin siyasi kararı değildir, bizzat TBMM’nin iradesi olarak ortaya çıkmıştır, 550 milletvekilinin 411’inin oylarıyla Yüce Meclisimiz’de kabul edilmiştir. Bu itibarla söz konusu kararın sınırlarının Anayasamız’da açıkça belirtilen TBMM’nin yasama yetkisi ve kuvvetler ayrılığı bakımından dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir. TBMM’de en büyük gruba sahip siyasi parti olarak; bu değerlendirmelerin ilk ve öncelikli olarak Yüce Meclisimiz tarafından yapılması gerektiği kanısındayız. Bu husus, anayasal kuvvetler ayrılığına dayanan demokrasimiz ve hukuk sistemimizin sağlıklı bir şekilde çalıştırılması açısından hayati bir önem taşımaktadır. Milletimizinden aldığı yetkiyle Yüce Meclisimiz’de temsil edilen bütün siyasi partilere bu bağlamda görev ve sorumluluk düşmektedir. Biz, herkesin bu sorumluluk bilinciyle hareket edeceğini umuyoruz. Anayasa Mahkemesi tarafından gerekçeli kararın en kısa sürede açıklanmasını da bekliyoruz.” Fırat, Başbakan Erdoğan’ın da bu gelişmeler ışığında Salı günü yapılacak AKP TBMM Grup toplantısında değerlendirmeler yapacağını da duyurdu. Fırat, toplantıda erken seçimi görüşmediklerini sadece kararı konuştuklarını söyledi. Konunun kapatma davası ile ilgili bir işaret sayılamayacağını belirten Fırat, “Bunlar ayrı ele alınmalı” dedi. =

Fırat, gazetecilerin ‘Konuyla ilgili genel görüşme talep edecek misiniz?’ soruları üzerine, Anayasa Mahkemesi kararları üzerinde Meclis görüşmesi açılamayacağını belirtti.

Toptan basın toplantısı düzenleyecek
TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile ilgili olarak bugün saat 11:00’de Meclis’te basın toplantısı düzenleyeceği açıklandı. Köksal Toptan’ın AKP MYK sonrası Başbakan Tayyip Erdoğan ile bir araya geldiği bildirildi.

HUKUKÇULARDAN

Kanadoğlu’ndan farklı bir yorum
YargItay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, AKP medyasının saldırdığı Anayasa Mahkemesi kararının, ’şekil yönünden’ hükme bağlandığına dikkat çekti.

Değişmez ilkelere dokunulamaz
DSP’nin hukukçu vekili Tayfun İçli, Anayasa Mahkemesi’nin tarihi bir karar verdiğini söyledi. İçli, “Mahkeme, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleri korudu” dedi.

Mahkeme yetki gaspı yapmıştır
Prof. Ergun Özbudun, anayasa değişikliğinin iptaline sert çıktı: Anayasa Mahkemesi, anayasanın kendisine vermediği yetkiyi kullanmış, yetki gaspı yapmıştır!

Şimdi derin bir süreç başlayacak
Prof. Ersin Kalaycıoğlu, Anayasa Mahkemesi kararını şöyle değerlendirdi: Türban, laiklikle kolay ayrışmayacak bir hale getirildi. Siyasette çok derinlere inecek bir süreç başladı.

Hukukçulardan destek
Anayasa Mahkemesi’nin türban düzenlemesini iptal etmesi ve yürürlüğünü durdurması kararına hukukçulardan da destek geldi

İptal başvurusunun sadece usül yönünden incelenmediği, Anayasa Mahkemesi’nin aynı zamanda bir içtihat makamı olduğu belirtildi

Tayfun İçli: Tarihi karar
DSP’nin hukukçu milletvekillerinden Tayfun İçli, Anayasa Mahkemesi’nin tarihi bir karar verdiğini söyledi. Yüksek mahkemenin bu kararı ile birlikte AKP gibi düşünenlerin Türkiye Cumhuriyeti’nde her istediklerini yapamayacaklarının anlaşıldığını, kararın emsal yaratacağını da ifade eden İçli, “Anayasa Mahkemesi Anayasa’da belirtilen değiştirilmesi teklif bile edilemez hükümleri dikkate alarak düzenlemeyi iptal etti. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi tarihi bir karar da vermiş oldu. Tartışmanın yetki noktasında yapılması son derece yanlıştır. Mahkeme cumhuriyetin değiştirilemez niteliklerini görünce kendini yetkili gördü ve düzenlemeyi iptal etti. Her düzenleme bu açıdan ele alınamaz ama burada söz konusu olan Türkiye cumhuriyeti’nin değiştirilmez ilkeleridir” dedi.

AİHM kararı İncelenmeli
Anayasa mahkemesi’nin vermiş olduğu kararın tartışılmasından önce geçtiğimiz günlerde A.İ.H. M’nin verdiği kararın incelenmesi gerektiğini ifade eden Avukat Dursun Yassıkaya da, “Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrasına göre bu mahkemenin verdiği kararlar iç hukuk yollarının üzerinde. Dolayısıyla bu noktadan bakılacak olursa Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar doğru olarak karşılanmalıdır. A.İ.H.M türbanı bir siyasi simge olarak tanımlamıştır. Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin sadece şekil yönünden inceleme yapmasını söylemek de tartışmalıdır. Anayasa Mahkemesi kanun koyucunun neyi amaçladığını ve sonuçlarını incelemek zorundadır. Anayasa Mahkemesi lafzi ve gayi yorum yapar. Bugüne kadar ise çoğunlukla gayi yorum yapmıştır. Anayasa Mahkemesi bir içtihat makamıdır. Yüksek mahkemenin bu kararı tüm baskılara rağmen Türkiye’de yargının bağımsız olduğuna da güzel bir örnek olmuştur” diye konuştu. Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden ise, “Karar siyasetçilere ders olsun” diye konuştu.
Haber: Fatih ERBOZ

Erkan Mumcu: Ağır bir karar
Anavatan Partisi Genel Başkanı Mumcu, yaptığı yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesinin kararını ağır bir karar olarak değerlendirdi. Bundan sonra demokrasi ve hukuk devleti kavramlarının birbirleri ile uyumlu bir anlayış içinde kavranmasının mümkün olmayacağını savunan Mumcu, “Bu hükümetle Türkiye’nin başına hep aynı şeyler geliyor. Gerçekte Türkiye mağdur oluyor ama mağdur rolünü Tayyip Erdoğan oynuyor. Anayasa Mahkemesinin kararı öngörülebilir olmakla birlikte ağır bir karardır. Bu kararla hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesi ve siyasal sistemin reforme edilmesine yönelik girişimlerin de önü kapanmıştır. Bu karara yargı kararı olarak saygı duymak zorunda olduğumuz biliyorum. Ama bir hukukçu olarak bu kararın doğruluğunu savunamam.”

Bazılarına göre ise yetki gaspı
Yasama organının değil kurucu organın yerine geçen bir karar alınmıştır. Bundan sonra TBMM’nin Anayasa’yı değiştirme yetkisi yoktur

Prof. Özbudun: Kapatma beni şaşırtmaz
Prof. Ergun Özbudun, Prof. Ersin Kalaycıoğlu ve Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, kararı değerlendirdiler. Prof. Özbudun kararın çok tartışılacağını ifade ederek şöyle dedi: “Anayasa Mahkemesi üzerindeki tartışmalara yeni boyutlar katacaktır. Bundan sonra Anayasa Mahkemesi’nin etkinliği üzerinde farklı boyutlarda etki yapacaktır. Yasama organının değil kurucu organın yerine geçen bir karar almıştır. Bundan sonra TBMM’nin Anayasa’yı değiştirme
yetkisi yoktur. Bunun Avrupa’da hiçbir örneği yoktur. Bu konuda büyük tartışmalar yaşanacaktır.” Prof. Özbudun, bu karar ile AKP’nin kapatılması kararının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini belirtirken, bugün kararı alanların parti kapatma davasında da karar vereceklerine dikkat çekti. Özbudun, “Böylece nasıl bir fikri yapıya sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Bu karardan sonra parti kapatma yönünde karar çıkarsa bu beni şaşırtmaz” diye konuştu.

Prof. Kalaycıoğlu: Derin süreç başladı
Prof. Ersin Kalaycıoğlu da şu değerlendirmeyi yaptı: “Anayasa Mahkemesi, siyasetin içindedir. Anayasa Mahkemesi türbanı laiklikle kolay kolay ayrışmayacak bir hale getirmiştir. Siyasette çok derinlere inecek bir süreç başlamıştır. AİHM konuyla ilgili karar vermiştir. Ancak bu olay hukuken sona gelinmiş midir, bu konuda bir şey diyemem. Türbanın çözümü hukuki değildir. Bulunabilirse siyasi bir çözümdür. Ancak bugün gelinen noktada nasıl çözüm bulunacaktır bilinmez.
Hukuki anlamdaki gelinen durum siyasi anlamda nasıl cereyan edecektir bilemeyiz. Meclis’in yetki alanı sadece bu kararla değil başka kararlarla da daraltılmaktadır. Başka alanlarda yerli yerine oturmadığı gibi yargı da yerli yerine oturmamıştır. Türkiye’deki istikrarsızlık kurumların yerli yerine oturmamasından kaynaklanmaktadır. Bu karar da onun en bariz göstergesidir.”
Doç. Dr. Serap Yazıcı da, “Anayasa Mahkemesi yetkisi olmayan bir alanda karar vermiştir” dedi.

Sami Selçuk: Yürütmeyi durduramaz
Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk da, “Anayasa Mahkemesi’nin ne yürütmeyi durdurma yetkisi vardır ne de bir anayasa değişikliğini biçimsel açıdan incelemenin dışına çıkarak esas öz açısından inceleme yetkisi vardır. Bu son derece açıktır, böyle bir yetkinin olması da zaten düşünülemez. Anayasa mahkemesinin gerekçesini görmedik ama gerekçenin esası incelediği anlaşılıyor, yani Anayasa Mahkemesi eski görüşlerini sürdürüyor demektir. Eskiden de buna benzer görüşler
ileriye sürmüştü. Ve bu doğrultuda kararlar vermişti değişen bir şey olduğunu ben sanmıyorum. Buradan tabi çeşitli sonuçlar çıkarılabilir özellikle kapatma davasıyla ilişkisi kurulmaktadır. Ama ben bunun doğrudan doğruya bir ilişkisi olduğunu sanmıyorum, iki dava farklıdır. Biri kapatma, biri iptal davasıdır. Ayrı ayrı ele alınması lazımdır. Kapatma davası sürüyor. Daha fazla bir şey söylemeyi doğru bulmuyorum. İddianamenin bütünüyle gözetilmesi lazımdır” dedi.

Başsavcılığın eli güçlendi
Anayasa Mahkemesi’nin kararı, AKP’nin kapatılması istemiyle hazırladığı iddianamede, söz konusu anayasa değişikliğini partinin laikliğe aykırı faaliyetlerinin en önemli kanıtı sayan Yargıtay Başsavcılığı’nın elini güçlendirdi. Kaynaklar, kararın, AKP davasında ibrenin partinin kapatılmasından yana dönmesine neden olabileceğini savundu. Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AKP’nin kapatılması istemiyle açtığı davanın iddianamesinin önemli bir bölümünü, üniversitelerdeki türban yasağının kaldırılmasına yönelik anayasa değişikliğine ayırdı. Kulislerde, bu konuda 2 kez açıklama yapan Yalçınkaya’yı kapatma davası açmaya iten sürecin söz konusu anayasa değişikliği olduğu yorumları yapıldı.

İbre kapatmaya çevrilebilir

İddianamede, anayasa değişikliğinin ardından üniversitelerde yaşanan kaosu örnek gösteren Yalçınkaya, “Dinsel inanç ya da dinsel kurallarla doğrudan ilişki ve bağlantı kurularak yapılacak düzenlemelerin hem devrim yasalarını hem de laiklik ilkesini ilgilendireceğini” vurguladı. “AKP, sorunlara yaklaşımda dini ve dince kutsal sayılan kuralları referans gösterme ve istismar etme eylemlerini sürdürmüştür” ifadesini kullanan Yalçınkaya, türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasının, giderek tüm kamusal alanda kullanımına ve giymeyenlerin zorlanmasına yol açacağını kaydetti. Anayasa Mahkemesi’nin de anayasa değişikliklerini iptal ederken laiklik ilkesine işaret etmesi, Yalçınkaya’nın tezlerini doğruladı. Kulislerde, bu durumun kapatma davasında ibreyi “kapatma” yönüne çevirdiği yorumları yapıldı. Yüksek Mahkeme, dosyadaki tüm delilleri değerlendirerek, AKP’nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelip gelmediğini yorumlayacak.

Başoğlu: Karar siyasi
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin türban kararını, “hukuki olmaktan çok siyasi, demokrasi ve cumhuriyetin temel niteliklerini tartışmaya açan bir karar” olarak değerlendirdi. Başoğlu yaptığı yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesi’nin türban düzenlemesiyle ilgili verdiği kararda Anayasa’dan
kaynaklanmayan bir yetkiyi kullandığını kaydetti. Başoğlu, “Bu doğrudan Anayasayı ihlaldir. Yüksek mahkeme yorum, yetki sınırlarını genişleterek aşırı bir biçimde kullanmış ve böylece Anayasa’yı ihlal etmiştir. Anayasa Mahkemesi kendisini Meclis’in yetkisini kullanarak aldığı kararlara bağlı görmemek gibi bir eğilim içinde” dedi.

HUDER: Karar hukuki değil
Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Elazığ Şubesi, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı ve türban düzenlemesini iptal eden kararın hukuki olmadığı belirtti. Hukuki Araştırmalar Derneği Elazığ Şubesi Başkanı Avukat Yılmaz Gök, yaptığı açıklamada, verilen iptal kararı ile yasama-yürütme dengesinin yasama lehine; özgürlük fiili, yasak fiili dengesinin yasak lehine bozulduğunu söyledi. Karara saygılı olduklarını belirten Gök, kararın hiçbir şekilde hukuki olmadığını
ifade etti. Yılmaz Gök, “Ancak bu iptal kararına rağmen başörtüsünün yasak olduğuna dair kanuni bir düzenleme de yoktur. Anayasa Mahkemesi’nin kararına dayanılarak, başörtüsünün yasak olduğu ilerisürülemez ve uygulama yapılamaz. Başörtülü insanlarımız, başörtülü olmayan diğer insanlarımız gibi bu memleketin birinci sınıf vatandaşıdır. Yaşanan bu mağduriyetin hukuken giderilmesi milletimizin kimliğine yakışır bir davranış olacaktır” dedi.