Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU

Hulki CEVİZOĞLU

Muhayyel bütünlük!

Yani, düşsel/hayali bütünlük!

Bu kavram, yakın zamanda kaybettiğimiz Polonyalı sosyolog Zygmunt Bauman'a ait.

Bauman'ın "Retrotopya" adlı eserinde sözünü ettiği "muhayyel bütünlük" kavramından yola çıkarak hem Türkiye hem de diğer "ulus devletlerin" durumunu ve "kaderini" konuşalım.

***

Modern sonrası çağda (bilgi çağı, uzay çağı, robot çağı vb.) teknolojinin gelişmesi ile "eskiler gereksizleşiyor."

Eskiler yani eski silah teknolojileri, savunma sistemleri, eğitim modelleri, yaşam tarzları ve her "şey" değişiyor!

Bu "gereksizleşme" beraberinde "yeni gereklilikleri" getiriyor ve devlet yapıları ile toplumların bir arada bulunma biçimlerini de etkiliyor doğal olarak.

"Zorunlu" orduların yerini, profesyonel "gönüllü" ordular;

genel seferberliğin yerini, uzaktan kumandalı teknolojik silahlar, uzaydan yönetilen operasyonlar, zihin kontrol sistemleri;

toprak temelli işgallerin yerini (Hard ve Negri'nin kavramıyla) "yertsizyurtsuz" yani sınırsız (sınırları olmayan) işgaller alıyor.

Bu durumda, şu soruyu soruyoruz/m:

"Bütünlük dediğimiz şey aslında hayali bir bütünlük mü?"

Türkiye ve ulus devletler aslında çöktü de, zihnimizde hayali/muhayyel bir bütünlüğü mü taşıyoruz?

KABİLEYE DÖNÜŞ

Buna bir anlamda "Kabileye dönüş" deniyor.

Michael Walzer, devletlerin bir gün "büyük mahalleler" haline gelebileceğini söylüyor.

Bu, antik dönemlerin "kent devletlerine" dönüş anlamına geliyor.

Ben buna -birkaç yıl önce- metropol belediyelerin gücü ve yapılanması üzerinden hareketle "KENTSEL İMPARATORLUKLAR" adına vermiştim (Bakınız: Compositio kitabım.)

Bauman da, küreselleşme sonucu "iktidar ve siyasetin birbirinden ayrılıp boşandığını" söylüyor.

Birçoklarıyla aynı noktada birleşiyorum:

 Eski zaman mahalleleri "küçük devletler" rolünü üstlenme mücadelesi veriyor, metropoller kentsel imparatorluklar oluyor!

Yazarın Diğer Yazıları