Muhsin Bey'in kemikleri sızlar!

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici birkaç gün önce çok hayati (!) bir soru sordu.. Afrin operasyonu ile ilgili değerlendirmesine kızdığı Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'u hedef aldı:

-pkk İlker Başbuğ döneminde neden bitirilemedi?

BBP lideri sorusunu muhtemelen çok zekice bulmuştur.. İlker Başbuğ'un aslında Destici'nin de peşine takıldığı iktidara değil, muhalefete dokundurduğunu anlamamış olmasını geçiyorum.. Sevgili meslektaşım Çiğdem Akdemir'in sorularından da yola çıkarak, benim asıl merak ettiğim şu:

-Sayın Destici, bu soruyu, 4 yıl Genelkurmay Başkanlığı yapmış birine sormak yerine, o komutanın emir vereni olan 16 yıllık iktidara sormanız gerekmez mi?

-pkk, İlker Başbuğ döneminde, orduya kurulan tuzaklarla boğuşmaktan dolayı bitmemiş olabilir mi? Kozmik odalarına kadar dalınan, yorulan, yıpranan bir ordunun komutanına sormak yerine, bugün sizin de terör örgütü dediğiniz o çetenin yol arkadaşı olan iktidara sormanız gerekmez mi?

-Genelkurmay Başkanı, bugün peşine takıldığınız iktidarın 'Savcısıyım' dediği kumpaslarla uğraşmaktan, pkk ile uğraşmayı fırsat bulamamış olabilir mi?

-Ve dahi, uğraşırken de, bugün peşine düştüğünüz iktidarın, o ordunun elini kolunu bağlamasından dolayı bitmemiş olabilir mi pkk?

**

"Nöbetçi siyasi destekçi" pozisyonuna düşürülmüş bir siyasi yürüyüş, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun kemiklerini sızlatıyor mudur, endişe ederim..

Fetö'nün devletteki yuvalanlamasının anayasal zeminini hazırlayan 2010 referandumunda "EVET" oyu vermek..

2017 referandumunda koştur koştur "EVET" demek..

"BAŞGANLIK" sevdasına "Evet" diyerek pozisyon almak..

Bunlar hep siyasi tercihlerdir.. Ve güya her biri de bir önceki hataların telafisi içindir.. E sorarım size, bu kadar hataya rağmen hala, nöbetçi iktidar destekçiliği yapan bir siyasi duruşun soracağı soru mudur bu?

"pkk İlker Başbuğ döneminde niye bitmemiş?" Sayın Destici, peşinden sürüklendiğiniz bu iktidarın, açılımdan tutun da ordumuza tezgah kurulan süreçlerin sorumlusu ve hamisi olmasından kaynaklanmış olmasın, sorunuza sebep olan tablo..

Ve tekraren, bu soruyu, 4 yıl komutanlık yapmış bir askere değil de, terörü 'Sıfır' noktasından alıp bugünlere getiren 16 yıllık iktidara sormanız gerekmez mi bu soruyu?

Sormadığınız gibi, hala elinizde matbu "Evet" afişiyle peşinden koşuyorsunuz bu iktidarın..

Dolayısıyla diyor ki içimdeki ses;

-Rahmetli Muhsin Bey'in kemikleri sızlar.. Zira, ne soru, soru, ne adres, adres..

Eeeyt pancar üreticisi!

Türkiye son yıllarda sıkça konuşuyor pancar üretimini ve şekeri..

Son dönemde en çok vurgu yapan da İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener.. Diyor ki her fırsatta:

-Pancar üretimini bitirdiniz.. Mahdumlarınızın ithal edip, yüksek kâr elde ettiği mısırdan ürettiğiniz şekerle de milletimizin sağlığıyla oynuyorsunuz.. Yapmayın, pancar stratejik ürünlerdendir.

Pancar üreticisi için girdi maliyetlerindeki artışla, pancar alım fiyatı arasındaki dengesizlik üreticiyi perişan etti..

Türkiye'de bu sektörün çok önemli bir aktörü var; Amerikan Cargill.. Hani şu 'Eeeyt Trump' var ya, hah, işte onun ülkesinin şirketi..

Bakın bu kadar önemli bir üretim alanında son dönemde neler oldu.. Türkiye şeker fabrikaları pancar alımındaki en önemli kurum.. Ve AKP iktidarı döneminde gücü her geçen yıl kırılan bir kurum.. Pancar alımlarındaki en önemli aktör..

Peki ne oldu son yıllarda? Şeker fabrikalarımız birer ikişer "sorunlu" kuruluşlar haline geldi.. Çünkü bu sektörde yapılan düzenlemelerle, öz malımız olan kurumların beli kırılırken, 'Eeeyt Trump'ın ülkesinin Cargill'ine ard arda kıyaklar yapıldı..

Ve geçen ay aynı şirket Türkiye'deki pancar üretimi ve şeker fabrikaları ile ilgili bir rapor hazırladı hükumetimize..

Raporun sonuç bölümü, "Verimsiz" diyor, önerilerde bulunuyordu..

Babasının hayrına yapmadığından siz de benim kadar eminsinizdir..

Bu rapordan birkaç hafta sonra, iddia o ki, pancar üretiminin yoğun olduğu ve şeker fabrikalarının bulunduğu bölgelerin milletvekilleri ile Başbakan bir araya geldi.. Toplantıda 15 şeker fabrikasının satışının planlandığı bilgisi paylaşıldı.. Ne demek bu? Gidin bölgelerinizde bunun nedenlerini ve önemini anlatın talimatı verildi..

İddia bu.. Doğrudur değildir bilemem.. Ancak pancarın ve şeker fabrikalarımızın içine düşürüldüğü durum ortadayken, bunun çok da önemi yok..

Şeker fabrikaları Cumhuriyeti'in ve milletimizin dişinden tırnağından artırıp açtığı hayati fabrikalar..

15 şeker fabrikasını satışa çıkarıldığı gün göreceksiniz, ya "Eeeeyt Trump'ın ülkesinin Cargill'i alacak ya da o firmayla dolaylı ortaklıklar kuran eş-dost..

Sonuçta, bu kadar önemli bir üründe, üreticiden itibaren bel kırmaya başladın mı, elin Amerikalısı da gelip sana, içine düştüğün zarardan nasıl kurtulacağının aklını veriyor..

**

O kurumlar kimsenin babasının malı değil, bu milletin göz nuru, Cumhuriyetin bizlere armağanı..

Yan gelip yatıp, satıp savıp hâlâ Cumhuriyetin eserlerinden beslenenlerin, Cumhuriyetle kavgaya devam ediyor olması ayrı bir ilginçlik..

Abdülhamid Han'a 'Dedem' diyen aklın, onun döneminde 70'e yakın fabrika ve imalathane açılmışken, kendi dönemlerinde, satıp savması, aha şu fabrikayı da ben açtım yerine, sadece yaptığı yolla övünüyor olması da ayrı bir ilginçlik..

Ve bunların üzerine, bir yandan Türkiye'ye tuzak kurduğunu iddia edip kafa tuttuğunuz ABD'nin firmasından akıl alıp, harekete geçmenizde apayrı bir ilginçlik..

Şuraya not edin, Türkiye'yi pancar gibi önemli bir ürünün üretiminde ve şeker konusunda daha büyük oyunlar bekliyor..

İzmir'in dağları..

Gittim gördüm.. Dün gece ekranlarda, bugün gazetelerde, internet sayfalarında sizler de gördünüz..

Bildiğin, yine ve yeniden, İzmir'in dağlarında çiçekler açmış.. Hem de zemheri günü..

Nasıl açmasın ki.. Şahidim, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Yıldırım Ulupınar, 40 derece ateşle sokak sokak gezdi.. Yanında yılların tecrübesi Müsavat Dervişoğlu.. Ve kan ter içinde koca bir ekip..

Yine çiçek gibiydi İzmir.. Var olsun..

Yazarın Diğer Yazıları