Muhsin Yazıcıoğlu hakkında "servis" haberleri ve Türkeş

Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasından sonra, hastaneye kaldırıldığı yolunda “servis” edilen haberleri biliyoruz. Helikopterin düşmediğini, sert iniş yaptığını da içeren bu haberlerle devlet mekanizmasının harekete geçmesi geciktirildi.
“Servis” haberler, Yazıcıoğlu’nun toprağa verilmesinden sonra da devam ediyor! 
Elbette bizim de kaza ile ilgili kuşkularımız var ve bunları herkesten önce ART’deki programımızda dile getirdikten sonra bu sütunda da kısmen yazdık fakat medyada “servis haberler”le öyle bir hava estiriliyor ki sanki Yazıcıoğlu, ömür boyu mücadele ettiği adamlara teslim olmuş!

* * *

Bir “Aydınlar Kurultayı”ndan bahsediyorlar. Aydınlar Kurultayı, 1990’lı yılların başlarında bizim önerimizdi. Kirletilen kavramların asli anlamlarında kullanılması için aydınların bir araya gelmesi ve ülke için ortak projeler üretmesini istemiştik. Bizim bu önerimize destek veren çıkmayınca, projeyi başkaları  “Abant Platformu”  olarak uyguladı ve buradan bir iktidar çıkardılar. Şimdi de Erbil merkezli devletçiğin ebeliğini yapıyorlar.
Beş yıl önce de Muhsin Kadıoğlu,  “Milliyetçiler Kurultayı” nı önerdi. Bu öneriyi ciddiye alan politikacı Muhsin Yazıcıoğlu oldu. Bir müddet böyle bir kurultayın hazırlık çalışmalarını da yaptırdı ancak bir türlü gerçekleştiremedi.

* * *


Şimdi ortaya atılan “servis” haberlerden anladığım odur ki  Muhsin Yazıcıoğlu’nun liderlik ettiği gençlik üzerinde bir büyük hesap yapılıyor. Böyle dinamik bir gençliğe sahip olmayan, fakat Türkiye’yi dönüştürmek isteyen çevreler Muhsin Yazıcıoğlu ile sanki ölümünden önce beraberlermiş gibi bir hava yaratarak, Alperenlerin sempatisini toplamaya ve onları kendi emellerinin sokak gücü olarak kullanmaya çalışıyor. İçeride de  “servis”in adamları var mıdır bilmiyorum ama böyle bir fotoğraf netleşiyor! Yazıcıoğlu, bu konuda “Bizim tarlamızı çoktan sürmüşler” diyordu. Alperenler, herhalde bu tuzağı göreceklerdir.
Muhsin Yazıcıoğlu, 12 Eylül öncesinde Ülkü Ocakları Genel Başkanı iken hangi ideolojik çizgide ise son nefesine kadar bu yoldan ayrılmadı. Tabii ki olgunlaştıkça geçmiş dönemde yapılan hataları gördü ve telafi etmeye çalıştı. Mesela 10 Kasım 2006’da Atatürk’ü anarken, “Biz ülkücülerin de doğal milli liderimiz olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında olumsuz propagandalara ve gelişmelere seyirci kalmakla hata yaptığımızı itiraf etmek isterim. Gençlerimizi önce komünizm ve kapitalizm tehlikesi hakkında eğitirken, milliyetçi saydığımız yazar ve mütefekkirlerin görüşlerine sarılıp, Atatürk’ü sağlıklı olarak öğretip, inceletmediğimiz kanaatindeyim”  demişti.

* * *


Esasen, Yazıcıoğlu’nu yetiştiren Alparslan Türkeş de 15 Ağustos 1995’de Akşam gazetesinde yayınlanan söyleşimizde,“Türk olup da Atatürk’ü sevmemek mümkün mü? Atatürk, tarihin kaydettiği en büyük devlet adamlarından biridir. Cumhuriyetin kuruluşundan 70 sene sonra, birtakım zıpçıktı adamlar ortaya çıkıyor. Bunlar kendilerini Atatürk’ten büyük görüyor. Akıllarınca... Ve ‘federasyonu da tartışalım, resmi dil Türkçe olmasın’diyenler oluyor. Tabii bunların hepsi bir art niyet olduğunu ortaya koyuyor... Art niyetle Türk Milleti’nin düşmanlarının Türk Milleti’ni yok etme niyetidir bu” diye konuşmuştu.
Şimdi, “suikast yapıldı” şüphesini istismar ederek Muhsin Yazıcıoğlu’na sahip çıkar gibi görünen; Alperenleri kendi çizgilerinden koparıp Türkiye ile ilgili hain projelerinde kullanarak Türkiye birliğini dağıtmak isteyenler bilsin ki bu  “servis” oyunları kabak gibi ortaya çıkmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları