Mümkün mü uzlaşmak!

Türkiye’nin altındaki fay hattı çatırdamakta! Bu, kırılgan  “fay” jeolojik değil aslında yüzyılların yüklediği fakat son yıllarda gittikçe elektriklenen bir yarık! Depremleri önlemek mümkün değil, ancak zararları azaltılabilir, ama ülkemizi, milletimizi yok edecek, bu siyasi-toplumsal felaket, kaderimiz mi?
Gerçekler karşısında bu doğal değil. İnsan yapısı felaketi önlemek için siyasi ve toplumsal  “uzlaşma” , herkesin  “bir adım geri atmasıyla”  kırılmaya engel olmak..
Kulağa hoş, makul geliyor ama gerçekte mümkün mü, realist mi? 
Olmayacak duaya amin deyip kendimizi aldatmayalım, bile bile lades olmayalım. Onlar (ötekiler demeye mecburum)  “Ilımlı İslamcılar ve sözde aydınlar, 2. Cumhuriyetçiler İttifakı” , geri adım atmayacaklarını açıkça söylediklerine göre ve  “gerilere doğru ileri” adımlar atmakta kararlı iken, biz Atatürk milliyetçileri, bu Cumhuriyeti kurtarmak için, ilkelerimizden ödünler vermeye razı mı olmalıyız?  “Olmak mı, olmamak mı” işte son tahlilde, asıl mesele de bu! Bana göre asıl biz, hâlâ uzlaşmaya çalışmak yerine, bir kaç adım öne çıkmalıyız... Karamsar ve çatışmacı bir yaklaşım meydan okumak mı? Evet; çünkü sonunda kaybedeceğimiz şey T.C.! İlelebet!

Consensus-uzlaşma
Ülkenin çıkarları söz konusu olunca müşterek düşmanlara karşı, milli davalarda ortak paydalarda -ortak zeminde-  “consensus” (uzlaşma)  gerekli ve mümkündür. Ama, gerçekçi olalım; şu bağlamda AKP iktidarı, yalakaları ve sözde aydınlarla ortak bir zemin, ortak paydalarımız var m?
Onlar söz rüşveti verseler bile Atatürk’e Cumhuriyete laikliğe ve Üniter devlete kesınlikle inanmıyorlar. Sözde aydınların inancı “Mustafa Kemal’in sertliği bir dönemde zorunlu idi, ama artık işlevi sona erdi.”  Gericilere gelince; Gül’ün, Erdoğan’ın ve Arınç’ın, geçmişteki sözlerini bilince ve şimdiki laikliğe karşı ve kadrolaşma icraatına bakınca, bu zeminde, acaba “consensus”  olabilir mi?
Arada, derin ve giderilmesi imkânsız, zihniyet farkları var. Biz abesle iştigal ederken Cumhuriyet, elimizden kayıp gidiyor. Devletin kaleleri teker teker işgal edildi ve edilmekte... Yarın çok geç olacak...

Milliyetçilik
Bizler  “uzlaşmadan”  medet umarken,  “onlar”  ileriye bir adım daha attılar! İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın emrindeki Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi, herhalde Bakanın bilgisi ve talimatı dairesinde  “aşırı ulusalcılık-milliyetçiliği”  terör suçu kapsamına almış... Bu da  “AB sürecinin”  gereği imiş! Ama ondan evvel AKP  “ümmetçi” ;  “Milli Görüş” dediklerine bakmayın. Milliyetçiliğe kökten karşıdırlar’! Kısacası Cumhuriyetin en önemli temeli, artık terör suçu!
Ben, inançlı ve inatçı bir Atatürk Milliyetçisiyim; birileri beni ve benim gibileri  “aşırı”  olmakla suçlayacak, “terörist”  diye içeri atacaklar... Galiba  “Ergenekon Operasyonu” , bunun peşrevi!
Bu zihniyetle uzlaşmak mümkün mü? Türkiye’yi bölmeye adanmış DTP/Kongregel/PKK ile hangi ortak zemin üzerinde consensus -uzlaşma- mümkün olur? Kendimizi boşuna aldatmayalım abesle iştigal etmeyelim. Yapılacak şey uzlaşmak için geri adım atmak değil, Birinci Cumhuriyeti kurtarmak için, AB -ABD ne derse desin ileriye, cesur adımlar atmaktır!
1920’de ve Cumhuriyetin ilk yıllarında; vatan hainlerini, işbirlikçileri, devrim düşmanlarını, asker kaçaklarını yargılayan, “Allahtan başka” kimseden korkmayan, hükümleri temyiz edilemeyen İstiklal Mahkemeleri kurulmuştu...
Bugün tehlikeler ve çeşitli hainler, aynı. Ancak tabii,  böylesine  “Mahkemeler”  kurulamaz; AB kriterleri var! Hatta bu  “süreçte” , Devlet Güvenlik Mahkemeleri de kaldırıldı.  
Fakat bağışlayın beni, şahsen bu konuda ben objektif olamam, “entel şıklık” yapamam, çünkü bu günlere nasıl, ne pahasına ve kimlere karşı, geldiğimizin, ikinci göbek tanığıyım.

KİŞİSEL NOT : 78 yıllık can dostum Şiar Yalçın’ın babası Maliye Nazırı Cavit Bey, 1926’da “devrim kazasına” uğramış, Babamın da yargıç olduğu Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından idama mahkûm edilmiş ve idam edilmişti... Ben de, onun acısını, Şiar’la birlikte, hep  çekmişimdir! Ne var ki,  Şiar Yalçın, Atatürk’e ve Cumhuriyet’e asla düşman olmadı, aksine inançlı bir Atatürkçü ve Cumhuriyetçi... Son gelişmeler karşısında o da, benim gibi düşünüyor!

Yazarın Diğer Yazıları