Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU

Armağan KULOĞLU

Müttefikler hasım oldu!

Son zamanlarda Türkiye'nin gündemini, AB ve ABD yaptırımları oluşturmuştur.

AB ve ABD'nin Türkiye'yi kaybetme lüksünü göze alamayacağı belliydi. Ancak, AB'ye aday, NATO üyesi ve müttefik olan Türkiye'nin de bu haksız uygulamalara maruz kalmaması gerekirdi.

AB kararları erteledi

Zirvede, Yunanistan ve Fransa istediğini alamadı. AB'nin Türkiye ile ilişkileri geliştirmesinin stratejik çıkar olduğu belirtildi. Türkiye-Yunanistan görüşmelerinin yeniden başlaması için gerginliğin düşürülmesi ısrarı vurgulandı.

Türkiye ve Doğu Akdeniz konusunun ABD'yle eşgüdüm içinde yürütülmek istendiği, Biden yönetiminin tutumu ve gelişmelerin takip edileceği ifade edildi. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerini kısıtlayıcı önlemler için Mart 2021'e kadar bir rapor hazırlanması talebiyle konu ertelendi.

AB'nin, Türkiye'nin haklı girişimlerini engellemek istediği açıktır. Ancak ekonomik ilişkiler, NATO müttefikliği ve göç konusu gibi nedenlerle, bölgede bir güç unsuru olan Türkiye'nin kopuşunu da göze alamamıştır.

Türkiye de, haklı tutum ve davranışlarından taviz vermeyeceğini güçlü bir şekilde ortaya koymalıdır. Bu bir beka konusudur.

AB, birleştirme peşinde

Zirvede, Türkiye'nin iki bağımsız devlet yaklaşımından duyulan rahatsızlık da gündeme gelmiştir. Adanın yeniden birleşmesi için BM gözetiminde görüşmelerin başlanmasına destek verildiği, Türkiye'den de aynı tutumun beklendiği vurgulanmıştır.

Birleşme/federasyon gibi konular artık söz konusu değildir. Türkiye'deki yönetim nihayet kararlı bir tutum göstererek iki devletli yaklaşımı benimsemiş ve KKTC'yle de aynı yönde hareket eder duruma gelmiştir. Bundan sonra hedef, KKTC'nin, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adıyla bağımsızlığının uluslararası tanınmasına çalışmaktır.

ABD yaptırımları etkili mi?

Yaptırımların Türkiye'ye olan etkisi yerine, bunun Türkiye'ye nasıl reva görüldüğüne bakılmalıdır. CAATSA yaptırımları ABD'nin hasımları için hazırlanmıştır. ABD'nin Türkiye'ye yaptırım uygulaması, onu hasım olarak görmesi demektir. Hâlbuki ABD, Türkiye'nin müttefiki ve ikisi de NATO üyesidir. ABD önce, Türkiye'nin müttefik mi, yoksa hasım mı olduğuna karar vermelidir. Bir ülke hem müttefik hem de hasım olamaz. Ancak müttefiklikten söz etmek artık zorlaşıyor.

ABD benzer uygulamaları daha önceki dönemlerde de yapmıştır. Türkiye istek dışına çıktığında, onu ambargolarla/yaptırımlarla zorlamayı adet haline getirmiş ve Türkiye'nin bu baskılara rağmen haklı durumundan ödün vermediğini bile bile bunu tekrarlamıştır. Son yaptırım kararı da bunlardan biridir.

ABD'nin, Türkiye'nin tamamen sistemden kopma endişesi taşıdığı da gözden kaçmamıştır. Son yaptırımda ABD'li bir yetkilinin "Yaptırımlar ABD ve Türkiye ordusunun ilişkisine zarar vermemek için incelikle tasarlandı" şeklindeki beyanı bunu teyit etmiştir.

NATO da endişeli: NATO Genel Sekreteri, ABD'nin Türkiye'ye yaptırım uygulamasından üzüntü duyduğunu belirterek, Türkiye ve tüm NATO müttefiklerine 'çözüm yollarını arama' çağrısında bulunmuştur.

Gereken cevap verilmeli

Türkiye, NATO için vazgeçilemezdir. Bölgedeki gerginlik ve çatışmalarda başat roldedir. Bölge dışında barışı koruma faaliyetlerinde de etkindir. Jeopolitik önemi tartışma kabul etmez. Sadece hukuk çerçevesinde hakkı olan çıkarlarını gözetir. Bu nedenle ABD'nin yaptırım tutumuna, "hafif mi, değil mi?" diye bakmadan şiddetle karşı konulmalıdır. Gösterilen tepkiler ve TBMM'de alınan karar yerindedir.

ABD de, "Türkiye ittifaktan kopar mı? Rusya'yla/Çin'le daha fazla yakınlaşır mı?" endişesi taşıyarak hareket edeceğine, Türkiye'nin haklı davranışlarına saygı göstermesini öğrenmelidir. Türkiye de, ABD'yle bireysel değil, kurumsal ilişkiye önem vermelidir.

Dikkate değer hususlar

Türkiye'nin, ABD ve bölgedeki etkisini dikkate alarak İsrail'le ilişkisini düzeltmeyi hızlandırması, Mısır'la hemen diyalog kurması, Suriye'yle doğrudan iletişime geçmesi menfaati gereğidir.

Türkiye, İsrail'in körfez ve çevresindeki ülkelerle ilişkilerini düzeltmesine dikkat etmeli, Mısır, Yunanistan, GKRY, Fransa, S. Arabistan, BAE, Bahreyn yakınlaşması ve bunların Türkiye'ye karşı cephe alma girişimlerini takip etmelidir. Dostunu artırmaya, düşmanını azaltmaya çalışmalıdır.

Yaptırımlara direnç gösterilmeli, taviz verilmemelidir.

 

Yazarın Diğer Yazıları