PKK ile ‘gizli müzakere’ öneren eski
MİT’çi Sönmez Köksal, Cevat Öneş
ve Mehmet Eymür’e öfke çığ gibi...
Eski MİT’çi ‘açılım’ı
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün büyük rol oynadığı AKP’nin ‘açılım’ına eski MİT’çilerin de ’PKK ile gizli müzakere’ önererek kendi ‘açılım’larını eklemesine, hem siyasilerden hem de emekli generallerden sert tepkiler geldi.
“Terör AKP ile arttı”
MHP İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi, “AKP ile terör 10, şehit sayısı 17 kat arttı” derken emekli Tümgeneral Parmaksız “Devlet teröristle pazarlığa oturamaz. Mücadele yerine müzakere vatana ihanettir” diye konuştu.
EMEKLİ MİT’çiler müzakere
askerler mücadele İSTİYOR
Sözde Kürt açılımı, emekli askerle, emekli MİT’çileri karşı karşıya getirdi. İstihbaratçılar, PKK ile gizli görüşmeler yapılması gerektiğini ifade ederken, generaller terörle masaya oturmanın vatana ihanet olacağını söylüyor.
Sözde Kürt açılımı, emekli askerle, emekli MİT’çileri karşı karşıya getirdi. İstihbaratçılar, PKK ile gizli görüşmeler yapılması gerektiğini ifade ederken, generaller terörle masaya oturmanın vatana ihanet olacağını söylüyor
Haber:Önsel ÜNAL
İktidarın Kürt açılımı tartışmalarına emekli MİT’çiler de dahil oldu. Çeşitli gazetelere açıklamalarda bulunan istihbaratçılar, PKK terör örgütünün muhatap alınmasını istedi. 2005 yılında Bebek’teki bir İtalyan lokantasında CIA ajanı büyükelçiler Eric Edelman ve Mark Parris’le yediği yemekle tanınan eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal, Terör örgütünün silahsızlandırılması için silahsızlandırılması için PKK ile gizlice müzakereler yürütülmesini istedi. Köksal şöyle konuştu: “Böylesine hassas bir konuda her şeyin her an kamuoyunda tartışmaya açılması, süreci daha başında çıkmaza sokabilir. Önemli olan PKK adına müzakereleri yürütmek konusunda tam yetkili kimin olduğudur. Bu kimsenin liderlik ve alt kadroları kontrol altında tutabilmesi en önemli konu. Akil adamlar kamuoyunun ikna edilmesinde etken olabilir. Arabuluculuk kurumsal eşitliği içerdiği için söz konusu olamaz.
Eymür: Gizli servisler görüşsün
Eski FBI tercümanı Sibel Edmonds’un, ” ABD’nin Orta Doğu ve Orta Asya çıkarlarına hizmet etti “ dediği MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür ise, PKK ile müzakerenin arabulucular vasıtasıyla yapılabileceğini söyledi. Eymür şöyle dedi: ” PKK ile silah bırakması ve dönüş süreci, doğrudan temaslarla, müzakere yoluyla yapılmalıdır. Genelde bu tip temaslar belli bir aşamaya kadar devlet teröristle pazarlık yapmaz söylemine uygun olarak- gizli servisler kanalıyla ve gizlilik içinde yapılır.
Dolaylı yollarla bağ kurulsun
Eski MİT mensubu Cevat Öneş de “Özellikle bu görüşme yöntemlerinin kamuoyu tarafından da benimsenmesi ve desteklenmesinin sağlanması için tabii ki olgunlaştırılması gerekir. Gizlilik fayda sağlayabilir. O bakımdan böylesine örgütlerle ilişkileri bir hukuki işlem veya resmi görüşmeler yoluyla değil, dolaylı ya da gizli bir şekilde kurulması sorunun çözümünde daha faydalı olabilir.”
Önce terörist silah bıraksın
Eski istihbaratçıların terör ve teröristle müzakere yönündeki açıklamalarına emekli generaller, “Terörle sonuna kadar mücadele” sözleri ile cevap verdiler. Emekli Tümgeneral Alaaddin Parmaksız “Bir ülkenin dağlarında silahlı teröristler dolaşıyorsa elbette güvenlik güçleri bunlarla mücadele edecektir” dedi. Bu mücadelenin yapılmasının zorunlu olduğunu kaydeden Parmaksız, şunları söyledi: “Eğer mücadeleyi bırakalım, müzakere edelim diyorsanız, o zaman ettiğiniz yemine, yaşadığınız vatana ihanet edersiniz. Böyle şey olmaz. Türk Silahlı Kuvvetleri sorunu sadece şiddetle çözmek istemiyor, ancak ortada bir realite var. Terörist dağa çıkmış ve ülkenin güvenliğini, huzurunu tehdit ediyor. O zaman elbette mücadele edeceksiniz. Bazıları müzakereden bahsedebilir, onları da zaten tarih yazıyor. İleride takındıkları tutumun yanlışlığını görecekler. Mücadele edilmesin diye bir şey olamaz. Terörist silahı bırakacak, ondan sonra bu devlet, bin yıllık devlet geleneğinde örnekleri var olan şefkatini gösterir. Müzakere için silahlar bırakılsın gibi bir söylem zaten baştan yanlış. Devletin kendi güvenliği için meşru silah kullanma hakkı var. Terörist ile asla aynı kefeye koyamazsınız. Terörist silahı bırakır, devlet de inisiyatifini kullanır.”
AKP iktidarı ile terör 10
şehit sayısı 17 kat arttı
MHP İzmir Milletvekili Emekli Tümgeneral Kamil Erdal Sipahi, devletin terör örgütü ile masaya oturup pazarlık yapması diye bir şeyin sözkonusu olamayacağının altını çizerek, AKP’nin beceriksizlik ve basiretsizliğinin faturasını devlete mal etmek istediğini söyledi. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana terör olaylarında 10 misli, şehit sayısında ise 17 misli artış olduğuna dikkat çeken Sipahi, şöyle konuştu: “Ben bu istihbaratçı denilen şahısları hiç tanımam. Fikirlerine de itibar etmem. Böyle bir görüş beyan edip etmediklerini de bilmiyorum. Bir kere devlet terör örgütüyle pazarlık yapmaz, masaya oturmaz. Zaten AKP’nin en büyük hatası bu olmuştur. Terörle mücadeleyi terörle müzakere haline getirmiştir. Dünyada hiçbir ülke teröristle pazarlık yapıp bunu çözememiştir. Bunun bir örneği yoktur. Bunun tek çaresi vardır. Terör örgütü kendisini fesh eder. Elemanları gelir Türk adaletine teslim olurlar ve verilecek cezaya da razı olurlar. Yok teslim olmazlarsa gidilir teslim alınır veya gereği yapılır. Bunun başka bir yöntemi yoktur.”
Siyasi kararlılık olmazsa
sonuca ulaşamazsınız
Türkiye’nin sözde Kürt sorununu tartışmaya Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ’tarihi fırsat’söylemiyle başladığına dikkat çeken Emekli Tümgeneral Nejat Eslen, “Böyle bir tarihi fırsat yok. Ortada bir ABD planı var. Eslen, şunları söyledi: “Hükümetin elinde plan yok. Sorunu çözmeye çalışıyor. Görünen o ki daha şimdiden açmaza düşülüyor. PKK ile mücadele ederken ve sorunu çözmeye çalışırken gerginliği arttırmamak gerek. Terörle mücadelede, güvenlik güçlerinin silahlı mücadelesi elbette sürecek. Ancak ortaya bir plan koyacaksanız bunu destekleyecek terörle mücadele unsurlarına yer vereceksinz.” AKP iktidarının siyasi risk almaksızın sorunu çözmek için çabaladığını söyleyen Eslen şöyle devam etti: “Bu nedenle açık seçik bir plan ortaya konmuyor. Bu sürecin bir tek faydası oldu o da bölücülerin taleplerini açık ve seçik olarak anladık. Ancak bir şey daha ortaya çıktı. Sorunu çözeceğim derken aynı zamanda vaatleri geniş tutarsanız, yani bölücülerin taleplerini gündeme taşırsanız, çözüme asla ulaşamazsınız. Bölücülerin taleplerini biliyoruz. Kademe kademe bağımsızlık talepleri söz konusu. İki üst kimliğin kabullenilmesini istiyorlar. Eğer bu vaatleri çözüm adına gündeme taşırsanız, Türkiye’de gerginlikleri daha çok arttırırsınız.”