Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU

Hulki CEVİZOĞLU

NAFAKAYI TOPLUMSAL RATİNG ÖDÜYOR ya da KÖTÜ ÖRNEKLERİ KLONLAMAK

Gündem öyle hızlı değişiyor ki, kendi evrimimizi yönetemiyoruz...

Evet, bu, iddialı bir söz oldu.

Çünkü bizler (bu sınırlar içinde kendi sorunlarına hapsedilmiş insanlar), başını kaldırıp dünyadaki gelişmelere bakamıyoruz.

Bakarsak da gördüğümüz şeyler, ancak uçaktan bakıldığında tanımlanabilen, post-modern mezar taşları biçiminde kuleleşen inşaatlar!

O nedenle, kendini evrimimizi yönetmeye daha çok var.

İnsanlığı Eskitmek

Geçen haftanın, şu anda eskimiş gündemi, popüler bir boşanma idi.

İnsanlığımızı eskiten gelişmelerden yalnızca biri olan bu haberi, üç ayrı bilimin kavramlarıyla analiz eden bir tweet atmıştım.

Genellikle daha hafif konulara gösterilen ilginin tersine, bu anlaşılması güç tweet yüz binlerce görüntülenince şaşırdım ve mutlu oldum.

Demek ki, kendi evrimimizi yönetemesek de, evrim süreci içinde ilerliyoruz.

O tweette şöyle yazmıştım:

Popüler bir boşanma üzerine derin bir yorum:

Bu,

Akışkan modern dünyada,

Homo faber ile homo consumen'in

Haz toplayıcılığı sonucu

Biz'leşemeyip,

Flâneur yapılarını sürdürmeye yönelik,

Antropofajik,

Sosyal bir sonuçtur

Çok yakın anlamı veren birkaç yanıt da geldi. Şimdi kendimi tercüme edeyim:

Dünyada her şey (ilişkiler, olaylar, haberler, sırlar, bilgiler, vd.) akışkan ve birbirinin içine geçer duruma gelmiştir. Böyle bir dünyada, alet yapan insan (üreten insan) ile tüketmekten başka hiçbir şey yapmayan iki insan evlenmiş, birbirlerinden ayrı dünyalarda ayrı hazlar peşinde koşup, "biz" yani tek bir beden olamamış. Bundan sonra da aynı aylak/gezgin yaşamlarını sürdürmeye niyetli olarak, birbirlerini yutacak/yok edecek biçimde karar almışlardır. Bu da, böyle bir yaşam tarzının doğal bir toplumsal sonucudur.

"Biz de, Biz de..."

Bu zengin boşanmasının toplumsal analizini daha ayrıntılı yapmak, bilimsel değerlere önem vermeyen ülkede dava konusu olabilir.

Kitlelerin "ağzının suyunu akıtan" ve "keşke biz de onunla-onun gibilerle evlensek" duygusu yaratan, okumuş bir kısım avukata "bu davayı biz alsak da ünlü olsak" dedirten, kimi derslerde (ve bu köşede) inceleme konusu olan, kitlesel mekânlarda oyun ya da kahve fallarının öznesine dönüşen bu konunun acı gerçeği şu:

Nafakayı toplumsal rating ödüyor ve bizler kötüyü klonlamaya devam ediyoruz.

En azından içimizdeki ilksel kötülük ateşine odun atmayı sürdürüyoruz. 

Söylenerek ya da imrenerek.

Ya da yazarak...

Yazarın Diğer Yazıları