YERLİ Malı Haftası öğretisi ile ilk eğitimlerine adım atan jenerasyon olarak, memleketimizin son geldiği durumdan üzüntü duyuyoruz. Hemen hemen her sektörde olduğu gibi başta Türk futbolu ve diğer sportif branşlarda freni boşalıp yokuş aşağı süratle giden bir kamyon gibiyiz. Buna rağmen hâlâ bir iki münferit başarı ile şampiyon olan ya da derece yapan "şahsi ve ender sonuçlar"la da pastadan pay kapıp, spor kamuoyunu oyalamakla meşgulüz. Bugün başta futbol olmak üzere Türk sporu adeta bir bozuk saat görüntüsü vermektedir. Hani "bozuk saatler" de günde iki kez doğruyu gösterir ya, işte biz de yapılan dereceleri bu şekilde izah edebiliriz. Peki neden böyle? Çünkü önce sistemi bozduk. Ardından alakasız atamalarla liyakatsiz kişileri göreve getirip, sporcuların ve spor kamuoyunun "güvenini yitirdik". 

Aynen ekonomide olduğu gibi altı ayda bir değiştirilen Ekonomi Bakanı, üst yönetimi ve Merkez Bankası Başkanları değiştirdiğimiz gibi senede bir federasyon başkanı ve yönetimleri atayıp; 1-Amatör ve profesyonel sporcu ve kulüp arasındaki bağı kopardık. 2-Sistemi bozduk. 3-Yabancı oyuncu sayısını bir türlü rayına oturtamayıp kalitesiz ve yaşlı transferlerle Türkiye''deki sportif kaliteyi bozup, Türk futbolcuların önünü tıkadık. 4-Başta atletizm olmak üzere her branşta devşirme sporcularla millî takımlar kurma yanlışlığına düştük. 5-Kendi pırıl pırıl antrenörlerimize spor yöneticisi eğitimi aldırmak yerine sıradan yabancı hocaları 4-5 kişilik ekibiyle takımlarımızın başına getirttik. 6-Alt yapıları unuttuk. Bu hatalar karşısında ise ''kral çıplak''.

Bunları nereden buldunuz? Bunlar spor yönetmekten ne anlar. Diyenleri dinlemek yerine muhalifi ilan edip ötekileştirdiniz.

TFF seçimine giderken 25 milyon taraftarı bulunan Fenerbahçe camiasının başkanı Ali Koç''un itirazına kulak asmadınız. İnat ettiğinizi yaparak faizi indiriyoruz diye doları fırlattığınız gibi Türk futbolunu batırdınız. Şimdi de 20 yıldır tekrarladığınız bu hataların ardından düzelme ve başarı bekliyorsunuz. Beklemeyin. Olmaz. Nasihat alırsınız