Ne çektin be Pucca!

"Büyük Birader"in radarına bir kere takılmayagörsün kişi, bir kere "beddua tayfa"yı musallat etmesin başına, ayıkla ayıklayabilirsen pirincin taşını ondan sonra.

Geçenlerde, "Tabii Batı'nın uşağıyım... Başka neyi olcam, baya uşaklık yapıyorum... Canım Batı, uşağınım, köpeğinim hatta... Batı kalp ben" diye tivit attığı için dayanmıştı polis kapısına; cep telefonunu incelemeye almalar mı istersiniz, evde terör örgütüne dair kanıt aramalar mı?

"Uşağıyım" dediği Batı, kadının oğlunun adıydı.

Kendisine "tek kişi kalmış canavar(!) Batı'nın uşağı" muamelesi yapanlara (Hayır bir de egemenliğimizi, resmen, törenli, imzalı anlaşmayla AB'ye devretmiş bir iktidar döneminde, kim neye göre kimin uşağı acaba) "Batı"nın oğlunun adı olduğunu söylediğinde, "neden o ismi koyduğunu" sorgulamışlardı bu sefer de!

O gün yazmıştım bende;

"Misal şimdi memlekette Mao'cu bir iktidar olsa...Ben de "Işbara'nın askeriyim" diye bir tivit atsam..."Stratejik ortağımız Çin için tehdit oluşturmak, uluslararası ilişkileri bozmak" gibi suçlarla evim mi basılacak?"

Yaptıkları yapacaklarının teminatıydı ama sanıyorum hiçkimse bu kadarını hesaplayamazdı;

Bu defa da, yine nereye gönderme yaptığını anlamadıkları bir tivit yüzünden, "uyuşturucu kullanmayı özendirmek"ten 7 yıl hapis verdiler Pucca'ya. Ama sağ olsunlar "iyi hal"den 5 yıl 10 ay ve 66 küsur bin liraya indirmişler!

Dünden beri karar tepki gösterenlerin öne sürdüğü gibi karşılaştırmaya tabi tutunca;

Uyuşturucu baronuyla fotoğraflanan eski milletvekili ve Cumhurbaşkanı danışmanlarından…

50 kilo esrarla yakalanıp "içiciyim" deyince yırtanlardan…

"Bağımlı" starlardan…

Uyuşturucudan hüküm giyip "devletin zirvesi"nde ağırlananlardan…

Tecavüzcülerin, ensestçilerin, el kadar çocuklara el uzatan sapıkların, sapkınların, "badeci Şeyh(!)"lerin toplum vicdanını kanatan ceza görünümlü ödüllerinden…

Ve daha yığınla adaletsiz halden kaynaklanan "tezat"ı bir yana bırakıyorum…

Çünkü "hukuk devleti" dediğiniz bu tip karşılaştırmalarla dürtülerek işleyen bir sistem olmamalı asla.

Kendi adıma bu cezanın kesinleşebileceğine ihtimal vermiyorum. Ama kesinleşse de, kesinleşmese de "aslında neye" verildiğini sorgulamaya değer buluyorum;

Pucca'nın uyuşturucu kullandığına dair bir emare, kanıt, tanık var mı?

Yok.

Sattığına dair?

Yok.

Ama "özendiriyormuş".

Nasıl?

Türkiye'de de rekor oranda izlenen bir Netflix dizisini izlerken sosyal medyada kafa bularak?

"Kafa bulmayı" yanlış anladılar zahir!

Yahut "her şeyin çok güzel olacağına" inananlara -fişlemişlerdi ya- aksini göstermek için bunca zahmet!

Neyse ki batı daha 2 yaşında…

Ve neyse ki, her 100 yılda bir silkinip kendine gelen bir milletin ahvadıyız; büyüyüp de neler olup bittiğini anlar yaşa geldiğinde -umuyorum ki- yeniden "hak", "hukuk" ve "adalet" yeşeriyor olacak bu topraklarda!

"EN GALATASARAYLI HİSLERİMLE" YAZAMAM ÇÜNKÜ...

Futbol dünyasındaki FETÖ yapılanmasına dair yürütülen soruşturmalarda, "FETÖ'yle irtibatlı olduğu tespit edilen" futbolcuların ifadelerinde Galatasaray'lı Hakan Şükür'ün, Arif Erdem'in, Okan Buruk'un adlarının geçtiğini sansürlemiş olsam da tek Emre Belezoğlu'nun ismini yazmış olsam, eleştirmekte haklı olurdunuz. Ama ilk örneğimi Galatasaray'dan; Hakan Şükür uğruna futbol kariyeri bitirilen Mustafa Kocabey'in ifadesinden verdim.

Ali Koç'un, Fenerbahçe'nin, Fenerbahçelilerin FETÖ'ye direnişi ve hatta diklenişi sürecindeki hakkını teslim etmemiş olsaydım, eleştirmekte haklı olurdunuz. Ama, Koç'un o günlerde o direnişle nasıl tek vücut olduğunu özellikle yazdım.

Niyetimi sorgularken lafa "Galatasaraylı olduğunu biliyorum", "Fenerbahçe-Galatasaray çekişmesinde taraftarı olduğunuz kulübe katkı için polis-hakimliğe soyunmuşunuz" gibi haksız ön yargı ifadeleriyle başlamamış olsaydınız, "hak" konusunda konuşma hakkına elbette sahip olurdunuz. Ama Beşiktaşlıyım ben; kendimi bildim bileli. Yani istesem de "en Galatasaraylı hislerimle" yüklenemem Fenerbahçe'ye, ki niye isteyeyim!

Kaldı ki, "FETÖ" denen yapılanma İhsan Kalkavan üzerinden Beşiktaş'a atmaya kalkışmıştı ilk çengelini de; çocukluğumdan bu yana sıkı taraftarı olduğum Beşiktaş'a mı düşmanlık yapmış oldum bunu söyleyince.

Mevzu bahis renkler de değil kulüpler de; mevzu bahis Cumhuriyet'in bütün kurumlarını dinamitlemiş ve "metastaz" kabiliyeti mevcut bir yapıya karşı "gaflet"e kapılıp kapılmadığımız!

 

Yazarın Diğer Yazıları