Ne oldu da Alevi'den çok Alevici kesildiler?

Aleviler, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran iradenin asıl sahiplerindendir. Aslında sadece Türkiye’nin kuruluşunda değil, Osmanlı’nın kuruluşunda, Balkanların fethinde de Alevilik-Bektaşilik vardır. “Alperen” kavramı da bir Alevi-Bektaşi kavramıdır. Demek istediğim odur ki “milli birlik, bütünlük” dediğimiz zaman bunun kumunda, çimentosunda, harcında, temelinde Aleviler de vardır.
Ülkenin de devletin de sahibi olan Alevileri azınlık haline getirmeyi kim istiyor? Avrupa Birliği ve ABD değil mi? Peki AKP destekçisi medyada bugüne kadar içtenlikle bir Alevi muhabbeti gördünüz mü? Ne oldu da birdenbire Aleviden çok Alevici kesildiler?
Çünkü Habur’daki görüntülerden sonra Kürt açılımında tıkandılar; büyük bir toplumsal tepki ile karşılaştılar.
Yeniden toplumsal destek sağlamak için istismar edebilecekleri bir konu, bir kitle arıyorlardı. Derken Onur Öymen’in “Dersim’de analar ağlamadı mı?” sözünü çarpıtarak bu fırsatı bulduklarını zannettiler.
Cumhuriyetle ve Atatürk ile hesabı olan kim varsa, yeniden ortaya çıktı.

* * *

* “Aleviler tuzağa düşmemeli” başlıklı yazımla ilgili olarak çok sayıda ileti geldi. Kanada’dan Profesör Ali Polat, “CHP milletvekili Sayın Onur Öymen’e defalarca elektronik ileti gönderdim ama ‘posta kutusu dolu’ cevabını aldım. İletilerim geri döndü. Sizin ‘Aleviler tuzağa düşmemeli’ başlıklı yazınızı okuyunca mesajımı size iletmek istedim. Bir Alevi olarak, sayın  Öymen’in söylediklerine yürekten katılıyorum ve Atatürk’ün mirasına sahip çıktığı için kendisini içtenlikle kutluyorum. 1937 ve 1938’de Tunceli’de yapılan isyan kesinlikle bir Alevi isyanı değildi. Gerçek Aleviler, sayın Öymen ile aynı görüştedir”  diyor.  
* Süleyman Çiçek ise “Sayın Öymen ne söylediğini bilen bir devlet adamı. Tespitiniz doğru. Alevileri CHP’den uzaklaştırmak istiyorlar. Yandaş medya bunun için kışkırtıyor ama CHP içinde durumdan vazife çıkaranlara ne demeli?” diye soruyor. Çiçek, özellikle CHP’nin İstanbul teşkilatı üzerinden bir hazırlık yapıldığına dikkat çekiyor.

* * *


Demek ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni çözmeyi planlayanlar, bölücü tabanı genişletmek için Alevileri de kendi hedeflerine alet etmeye çalışıyor. İyi ama Dersim isyanını Kürt aşiretleri çıkarmıştı! Konu ile ilgili yorumlarda isyanın reisi Seyit Rıza’nın idam edilmeden önce “Kerbela evladıyız” dediği de sık vurgulanıyor ki Alevilerin vicdanı rahatsız olsun ve propagandalara destek versinler! Seyit Rıza Kürt idi. Bu duruma göre Hz. Ali de Arap değil Kürt oluyor! Seyit diye Hz. Ali soyuna denildiğine göre ikinci ihtimal Seyit Rıza’nın Arap olmasıdır ki bu da mümkün değil!
Seyit Rıza, Tunceli’de devlet otoritesini kabul etmemiş, bağımsız bir devlet kurmak istediğini açıkça söylemişti. İngiltere’den de mektupla yardım istemişti! 30 bin silahlı adam ile devlete meydan okumuş, jandarmalara saldırarak, köprüleri yıkarak çatışmayı başlatmıştı.
Devlet, bölgeye ancak 25 bin asker sevk edebilmişti. Olay basit bir aşiret isyanı değil, ciddi bir kalkışma idi. Onun için sertlikle bastırıldı. İsyancı aileleri ise sürgün edildi. İsyana kalkışan, sonucuna da katlanacaktı.
Şimdi Cumhuriyet ile hesabı olanlar, Alevileri de kendi emellerine alet edebilmek için Dersim isyanını bir Alevi isyanı gibi göstermeye çabalıyor. Fotoğraf budur.

Yazarın Diğer Yazıları