Ne olub Paşinyan…

Fani dünyadaki en büyük hayalleri, "Kendi köylerinin pınarlarından bir yudum su içmeden ölmemek" olan bir milyondan fazla soydaşımız, kana kana, -böyle bir hasretliğin ardından doyulmaz ama- doya doya içebilecekler Şuşa'nın, Kubadlı'nın, Hankendi'nin pınarlarından…

Yurtlarına kavuşacaklar, bağlarına, bahçelerine, kaldıysa evlerine…

Kimi 30, kimi 35 yıl sonra ana-babalarını ziyaret edebilecekler; -kaldıysa, bıraktılarsa- mezarlarında!

Ahdettikleri gibi Hocalı'nın toprağını öpecekler sonunda…

Bir vakit, feryatlarının arş-ı alaya yükseldiği, canilerin, hamile kadınların karınlarından kasaturayla çıkardıkları doğmamış bebeklerle top oynadıkları yerlerde, neşe içinde top sektiren çocukların cıvıltıları duyulacak artık -ve umarım- sadece; bilenlerin boğazı düğüm düğüm, fakat bugünleri görebilmiş olmanın bahtiyarlığı içinde…

***

Eğer namertlikleri baskın gelmez de, bütün taraflar uyar iseler taahhütlerine, rüyasının bile günümüzü güzelleştirmeye yettiği bu vuslat, gerçek olacak; sevinmez mi insan…

***

Bakü sokaklarında, babasının kucağında, bir yandan boyundan büyük Azerbaycan bayrağını sallayıp bir yandan da, yine boyundan büyük bir şuurla, "Ne olub Paşinyan" diye bağıran Türk balası gibi hissediyor insan kendini…

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in, o baladan hallice, önce, kendini gülmemek için zor tutarak, sonra koyverip, "diplomatik ti'ye alma" mevzunda adeta "fenomen"e dönüştüğü anlarda söylediklerini, tekrarlayıp durmak istiyor gönül;

- Ne olub Paşinyan…Reqs edirdin… Yol çekirdin Cebrayıl'a… Ne olub status… Cehenneme getdi status…

Ve en çok da, şimdiden, savaş tarihinin gelmiş geçmiş en unutulmaz sloganlarından biri haline gelen o mest eden ilanı söyleyip söyleyip kıkırdamak istiyor;

- İti kovan kimi qovduk onları torpaqlarımızdan!..

***

Ama…

"Yaprak döker bir yanımız

Bir yanımız bahar bahçe"

***

Ermenistan, işgal ettiği Azerbaycan topraklardan çekilecek; harika…

"Dağlık Karabağ'ın statüsü" tartışmaya kapalı olacak; şahane…

Azerbaycan, merhum Elçibey'in "Men onun esgeriyem" dediği Atatürk'ün ölüm yıldönümünde, Atatürk'ün "Avrasya'nın kapısı" dediği, "Türk kapısı(!)", "Turan kapısı" Nahçıvan'la, bir insani koridorla da olsa "birleşecek"; en güzel rüyadan bile güzel; muazzam…

Ve fakat…

Taraflardan birinin Ermenistan, diğerinin Azerbaycan olduğu bir anlaşmanın garantisi "Rus Barış Gücü" olunca, içimizde pır pır edip duran hürriyet kuşlarının kanatları kırılıveriyor bir anda; serde "tarihi tecrübeler" var zira!

***

Kimin nereye ne koşullarda yerleştirileceği, Türkiye'nin "sahadaki" pozisyonu, Rusların "yetki alanları"na dair bilgilerimiz henüz yarım yamalak olduğundan, Azerbaycan'ın "er meydanı"nda kazandığı zaferi gölgeleyecek bir karamsarlık pompalamak istemiyorum. Ancak, Kanlı Yanvar'da Bakü'de yaşayan Azerbaycan Türklerinin üzerinden tank paletleriyle geçenin "Kızıl Ordu" olduğunu, Hocalı'daki soykırımın askeri suç ortağının Hankendi'nde konuşlu Rus Alayı olduğunu ve Hocalı sakinlerinin silahlarını toplayarak, onları saldırılara karşı savunmasız bırakanın da, yine buna benzer bir misyonla bölgede bulunan Rus askerleri olduğunu hatırlamadan, hatırlatmadan da edemiyorum…

***

Gerçek şu ki…

Azerbaycan ordusu, kimsenin himmetiyle değil söke söke "geri aldı  haklarını"; sadece asker değil işgal bölgesi dışındaki sivil yerleşimlerin füze ve misket bombalarıyla vurulması sonucu bebek şehitler dahi vererek üstelik de…

Türklüğü, İslamiyeti ve uygarlığı temsil eden o şanlı bayrağı Şuşa'ya diktikleri gibi, Hankendi'ne de, Hocalı'ya da dikmek üzerelerdi; ufukta zaten belirmişti "büyük zafer"leri…

30 yıllık işgali sonlandıran Azerbaycan'ın gücü, işgalcilerden temizlediği topraklarını korumaya mı yetmeyecekti yani! Kimse gölge etmezse bunu da pekala başarabilirlerdi!

***

Hem Türkiye hem Azerbaycan için, okyanus ötesinden gelip de Ortadoğu'ya kanlı ayarlar veren, Kafkaslar için de kolları sıvamış pusuda bekleyen ABD yerine, bölgedaş oldukları Rusya'yla ittifak yapmak akıllıca olabilir. Ama bu, sormaya engel değil;

En nihayetinde üzerinde Rus askerlerinin konuşlanacağı Azerbaycan toprakları ne kadar "hür" olabilir?

Başımızı kuma gömmek yerine gerçeği görüp temkinli olmakta yarar var;

Rusya, bu anlaşmayla Paşinyan'ı siyaset mezarlığına gömdü ama Ermenistan'ı da, Azerbaycan'ın "demir yumruğunun" altında tümden kalmaktan kurtardı son anda…

***

Rusya'nın, Ermenistan siyasetini yeniden, kendi yörüngesinde kalacak şekilde dizayn ettikten sonra atacağı hamlelere karşı hazırlıklı olmak kaydıyla; kutlu olsun Azerbaycan!

 

Yazarın Diğer Yazıları