Nereye kadar siyasi kavalıyız?

Sonu gelmeyecek mi bunun? Bıktık.. Yemin ederim kavga siyasetinden bıktık usandık.

Yasa koyuyorsun, yasaya uyan yok.

Anayasa değiştirelim, yenisi yapalım. İyisini yapalım. Ve hepimiz uyalım diyorsun, aldıran yok.

Kimi çıkıyor "bir kere anayasayı delsek ne olur" diyor. Öbürü, "ben bunu beğenmiyorum. Bu anayasa dinimize diyanetimize uymuyor" diyor yok sayıyor.

Hangi birini sayalım.

Kısaca devletin başında kavga eksik olmuyor. Geçmişinden ders almayan bir millet olur mu?

Oluyor işte.

O millet biziz.

Sakarya savaşının kahramanı ve Türk silahlı Kuvvetlerinin Paşası İsmet İnönü'yü "asker kaçağı" ilan eden siyaset bizde. Bunu alkışlayan halk da bizim halkımız.

Aynı şekilde, Milli Mücadele'nin Galip Hoca adıyla ünlü Türkiye Cumhuriyeti'nin III. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı tutuklayıp, düşman ilan eden bu ülkenin siyaseti. Bu anormal siyasete uyup "oh oldu" deyip alkışlayansa bu ülkenin halkı.

Dün de, bugün de değişen bir şey yok..

Bıktık kardeşim..

Derdiniz ne sizin?

İşte ortada seçim, seçimin de bir kanunu var. Dolayısı ile kuralları var.

Kanuna uyun.

Uygulayın.

Yok kardeşim. Uymamak için ellerinden geleni yapacaklar.

Bir ülke düşünün şehit cenazelerinde bile bir araya gelemiyor. Gelmek istese, birbirine kenetlenmek istese siyaset hemen araya giriyor.

Biz vatanseveriz, onlar düşman..

Ne düşmanı kardeşim.

Siz siyaset felsefesi olarak muhafazakâr tonlu düşünüyorsunuz, berikiler, sosyal demokrat, şuradakiler de milliyetçi düşünüyor. Hepsi bu.

Görüş ve bakışlar farklı, amaçlar benzer. Her biri ülkenin kalkınmasını, büyüyüp gelişmesini istiyor. Siyasi rekabet bu görüşlerden kim daha iyi yapar yarışıdır. Dost-düşman mücadelesi değil.

Sen isteğin kadar söyle.

Rakip yok bunların kafasında, zihninde.

Düşman var.

Lafa bakar mısınız: "Zillet ittifakı.."

İşte seviye bu.

Siyaset, rakibine karşı etkili bir proje üretmek ve onu tersyüz edecek yerde, rakibini karalama yarışına giriyor ve hakaretle, ağır ithamlarla siyaset üretiyor..

Hâlbuki tarih, bu düşmanlık siyasetinin ülkeye verdiği can ve mal kayıplarıyla dolu.

En acı ve son olay Menderes'in idamıyla sonuçlanan olaydır.

Menderes vatan Cephesi kuruyor. Kime karşı? CHP'ye karşı. CHP kim? Kurtuluş Savaşını kazanan İnönü'nün genel başkan olduğu parti. İnönü'ye karşı vatan cephesi.

Güler misin ağlar mısın?

DP bunu yapar da CHP durur mu? Durmaz. Onlar da Menderes hükümetini "karşı devrimci" düşman ilan ediyor.

Niye?

Ezanı Türkçe yerine Arapça okuttuğu için.

Sonuç: 27 Mayıs 1960'da darbe…

Başka?

Menderes'in idamı?

Söyler misiniz bu kavgadan ne kazandı Türkiye?

Hiç!!

Ders aldık mı?

Kesinlikle hayır.

Tam tersine bu olayı, yeni Menderesçi politika yaratmak için kullanıyoruz. Yetmiyor, yeni vatan cephesiyle, muhalefeti  "Kandil'den emir alıyorlar" diye suçluyoruz.

O da yetmiyor seçim sonuçlarını kabullenmiyoruz.

Yarabbi! Ramazanın yüzü suyu hürmetine bize, özellikle de politik dünyamıza akıl fikir, akıl sahiplerine de sabır ver…

 

Yazarın Diğer Yazıları