AKP’nin aldığı ve çoğunlukla yasalara aykırı olarak aldığı sözüm ona tedbir bana hep şu şarkıyı hatırlatır:
“Nâle-i cangâha cânân duymuyor
Neyleyim tedbîre takdir uymuyor
Derd-i mihnet tende rahat koymuyor
Neyleyim tedbire takdir uymuyor”
Herhalde bir aşk hikayesinin ardından söylenen mısralardır. Ama derin bir hakikati ihtiva ediyor.
Rus matruşkalarını hatırlatan işler yapıyorlar. Hani bilirsiniz tahta bebekler birbirinin içindedirler.
İlk yapılan kanunsuz tedbir, bakanların hâlâ koltuklarında oturuyor oluşu. Dünya hukuk literatüründe ibret için okunacak işler bunlar. Suçlular kendilerinden hesap soracak olanları işlerinden alıyor, tayin ediyor ve büyük bir pişkinlikle ekranlarda görünüyorlar.
En son çıkan matruşka da dünya hukukçularını şaşkına çevirecek olan yönetmelik değişikliği. Soruşturmayı amirine haber vereceksin, sonra o da gereken kişilere... HSYK’da yaptıkları o. 60 kişilik blok oylardan sonra hâlâ suçu gizleyemiyorlarsa, böyle şeyler yapıyorlarsa, ben ne yapayım.
Ya gene olmazsa ne yapacaksınız? Herkesin yandaş olduğundan emin misiniz? Yandaş diye işe aldığınız polislere, hukukçulara bir bakarsınız hidayet gelmiş, hepsinin kalpleri pir-u pak olmuş, hakikat gönüllüsü kesilmişler. Yaptıklarınızın bir kısmı öyle olmadı mı? Birlikte orduya kumpas kurdunuz, yol arkadaşlarınız öyle olmak ne demek, düşmanınız oldular. Yandaş gazetecileriniz yavaş yavaş çark etmeye başladılar.
***
Bir sürü tedbirler alıyorsunuz. Kaleler gibi sağlam olduğunu size hiç kimsenin dokunamayacağını zannettiğiniz hatta bir takım hayır işleri, cami tamirleri filan yaparak manevi kaleler inşa ettiğinizi zannettiğiniz sırada, kendinizi polislerin arasında Haseki Hastanesi’ne veya Vatan Caddesi’ne giderken buluyorsunuz.
***
Gazetecileri Emniyet’e almıyorsunuz. Hadi bir kısmını uçağınıza almıyordunuz. Herkes de uçak meraklısı değil zaten. Bu yaptığınız veballi bir iş. Ekmek paralarıyla oynuyorsunuz.
Bir gün gelir, onların yardımına da ihtiyaç duyarsınız.
Adamlar işlerini yaparken ve hiçbir suç işlememişken, karısını evden kovan adam gibi, eşyalarını topla git diyor, onları soğukta beklemeye mecbur ediyorsunuz. Yeni bir “ah” alıyorsunuz.
