‘Mantıksız bir girişim’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘sözde aydınların işbirlikçi refleksi’ olarak değerlendirdiği Ermenicilik harekatına, Başbakan Tayyip Erdoğan da sert tepki gösterdi: Mantıksız bir girişim. Fayda sağlamaz, kargaşa çıkarır.
Sorun yaratıyorlar
ErdoĞan, ”Herhalde onlar böyle bir soykırımı işlemiş olacaklar ki, özür diliyorlar. Türkiye’nin böyle bir sorunu yok. Böyle bir suç varsa işleyen özür dileyebilir. Ama benim, ülkemin, milletimin böyle bir sorunu yok“ dedi.
Huzuru bozuyorlar
BaŞbakan, bu değerlendirmenin ardından bir de uyarıda bulundu: Bu, nasıl bir yaklaşımdır anlamak mümkün değil. Ortalığı karıştırmaktan, huzurumuzu kaçırmaktan başka bir işe yaramaz.
Manşet gözünü açtı
AB ve ABD sevdalısı malum çevreler, Başbakan Erdoğan’ın milli menfaatlerimiz doğrultusunda 2 çift laf etmesine dahi tahammül edememiş ve hep birden saldırıya geçmişti. Yeniçağ, bu gerçeğe tam 1 ay önce dikkat çekmişti.
Erdoğan’ın gözü açıldı!
Başbakan, AB ve ABD’ye teslimiyet sürecinde kendisine alkış tutan Ermenicilerin tuzağına düşmedi. Erdoğan özür bildirisi hazırlayan sözde aydınların girişimini “mantıksız” olarak niteledi
Haber: Önsel ÜNAL - Selda Öztürk KAY
Başbakan Erdoğan, teslimiyet siyasetinde kendisini pohpohlayan Ermenicileri ters köşeye yatırdı. Daha önce milli menfaatleri savunduğu için kendisini linç etmeye kalkışan sözde aydınlara Erdoğan “Herhalde onlar böyle bir soykırımı işlemiş olacaklar ki özür diliyorlar” diye seslendi. Başbakan Erdoğan, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Georgi Parvanov ile görüşmesinin ardından Swissotel’den ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan, bir gazetecinin “Sözde Ermeni olaylarına ilişkin bazı yazar ve akademisyenlerin başlattığı ’Özür Diliyoruz’kampanyası söz konusu. Bu konuda bir değerlendirmeniz olacak mı?” sorusuna özetle şu yanıtı verdi:
Böyle bir sorunum yok
“Herhalde onlar böyle bir soykırımı işlemiş olacaklar ki özür diliyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin böyle bir sorunu yok. Yani eğer ortada böyle bir suç varsa suç işleyen özür dileyebilir. Ama ne benim ne ülkemin ne milletimin böyle bir sorunu yok. Yani yazarlar, çizerler böyle demiş diye, böyle bir kampanya başlatmış diye bu kampanyaya uymak, bunu kabul etmek bizim tarafımızdan kabul edilebilecek bir şey değildir. Ben şahsen başlattıkları o kampanyayı kabul etmiyorum, desteklemiyorum ve onun içinde de yer almam.
Suç işlemedim ki
Çünkü suç işlemedim ki özür dileyeyim. Suç işlersem özür dilerim. Böyle bir şey yok ortada. Tarihçilerin tartıştığı bir konu var ortada. Ben bu yazar çizerlerimizi de anlamakta doğrusu zorlanıyorum. Nasıl bir yaklaşımdır anlamak mümkün değil. Ve sadece ortalığı karıştırmak, huzurumuzu kaçırmaktan başka bir işe yaramaz. Bunlar yanlış şeyler, yanlış girişimler diye düşünüyorum. Ve altını çizerek tekrar söylüyorum, olaylara iyi niyetle yaklaşmak başka bir şeydir, özür dileme olayı ancak kişileri bağlar. Bir suç işlenmişse bu suçu işleyen kalkar özür diler. Ortada böyle bir şey yokken böyle bir özür dileme olayına girmeyi ben mantıksız buluyorum, kusura bakmasınlar.
İktidar ve muhalefet Şeb-i Arus töreninde
Başbakan Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Dinz Baykal Mevlana’nın vuslatının 735. yıl dönümü nedeniyle, Mevlana Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene katıldı. Törenin başında Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal tokalaşarak kısa bir süre sohbet etti. Erdoğan, Şeb-i Arus töreninden önce yaptığı konuşmada, “Aslında bugün de onun ölüm yıl dönümü değil. İkinci doğum yıl dönümüdür. Zira Mevlana, ölümü yeniden doğuş olarak kabul ediyordu. İşin aslı da odur. Hakkın rahmetine erdiği o günü kendisi için bir vuslat günü, kavuşma günü olarak addetmiştir. Kendi deyimiyle o gün Şeb-i Arus’dur” dedi. Baykal da, yaptığı konuşmada, “İslamiyet’i şiddet ve terörle karalamak isteyenler ya da İslamiyet’i baskıcı bir siyasi ideoloji haline dönüştürmek isteyenler, karşılarında en sağlam dayanak olarak Mevlana’nın sevgi ve hoşgörü temelindeki tasavvufi ve hümanist İslam anlayışıyla karşılaşırlar” dedi. Törenleri Kültür Bakanı Ertuğrul Güney’de izledi.
Dışişleri: Tepki vermek yanlış
Başbakan Erdoğan’ın sert sözlerine rağmen Dışişleri Bakanlığı’ndan garip bir açıklama geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, Türkiye’de her konunun rahatlıkla konuşulabilmesi gerektiğini söyledi. Özügergin, emekli büyükelçilerin girişimi hakkında yeni bilgi sahibi olduklarını belirterek, “Ne tarafımızdan bir yönlendirme olmuştur, ne de bir tepki vermeyi doğru buluyoruz” dedi. İkisinin de özel girişim olduğunu ifade eden Özügergin, Türkiye’nin 1915 olayları hakkındaki tutumunun artık herkes tarafından açıkça bilindiğini kaydetti.
CHP’den karşı bildiri
TBMM Dışişleri Komisyonunun CHP’li üyeleri, “1915 olaylarıyla ilgili olarak Ermenilerden özür dilemek amacıyla yayınlanan bildiriyi” esefle karşıladıklarını ifade etti. CHP’li üyelerin, konuya ilişkin yayımladıkları bildiride, şöyle denildi: “Türkiye’nin özür dilemeyi gerektiren bir suç işlediğinin hukuki ve tarihi temeli yoktur. Eğer özür dilemesi gereken bir taraf varsa o da silahlı güç kullanarak Osmanlı topraklarını işgal eden, yabancı bir ülkeye destek verip Türk ordusuna saldırıda bulunan Ermeni tarafıdır. Türklerin Ermenilerden özür dilemesi girişimi, onur zedeleyicidir.”
Tepkiler çığ gibi
Bunun sorumlusu ayaklarına giden Gül
Azerbaycan Türk Kadınlar Birliği Başkanı Tenzile Rüstemhanlı: Cumhurbaşkanı Gül Ermenistan’a gitmeseydi bu kampanyalar başlamazdı.
Asıl onların özür dilemesi gerekiyor
Emeklİ Büyükelçi İnal Batu: Özür dilenmesi gereken Ermeniler değil, ASALA’nın katlettiği 40’ın üzerinde meslektaşımın aileleri ve Türk milletidir.
Hepsi hak ettiği cevabı alacaklar
Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı Erdem Akyüz: Türkiye didiklenecek bir kurban değildir. Hak ettikleri dersi ve cevabı alacaklardır.
Emperyalizmin zavallı işbirlikçileri
Prof. Dr. Alpaslan Işıklı: Emperyalizm, kanlı tırnaklarını bu topraklara yöneltti ve nifak tohumları ekti. Bunlar da zavallı yerli işbirlikçileri.
SÖZDE AYDINLARIN BAŞLATTIĞI “ÖZÜR DİLİYORUM” GİRİŞİMİNE ÖFKE YAĞIYOR
‘Zavallı yerli işbirlikçiler’
Malum takıma tepki Türkiye sınırlarını aştı. Azerbaycanlı soydaşlarımız Ermeni iftiralarına destek veren bildiriye imza atanları Türk dünyasının düşmanları olarak niteliyor
İŞBİRLİKÇİ REFLEKS GÖSTERİYORLAR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Federasyon, ayrı bayrak, ayrı eğitim dili, ortak kurucu halk, çokluklar devleti, özyönetim ve hatta ayrılma tehditleri “ gibi talepler Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu tehlikenin boyutlarını gözler önüne seriyor Çözüm adı altındaki yabancı dayatmalar bölgesel senaryolarla besleniyor. Son zamanlarda ortaya çıkıp tarihle yüzleşme adı altında, utandıkları geçmişimizi yargılayarak tam bir işbirlikçi refleks gösteren sözde aydınlar da bu kapsamda değerlendirilmelidir.”
ASIL ÖZÜR DİLENMESİ GEREKEN TÜRK MİLLETİ
Emekli Büyükelçi İnal Batu: Bildiri tek taraflı ve dengeli olmayan bir metin. Asıl özür dilenmesi gereken Ermeniler değil, Asala terör örgütü tarafından katledilen 40’ın üzerinde meslektaşımın aileleri, Türk milleti.
HAK ETTİKLERİ CEVABI ALACAKLAR
Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı Erdem Akyüz: Bu kişiler, kendi karakter ve yapılarını ortaya çıkarmışlardır. Adeta bir turnusol görevi görerek kendileri gibi düşünen ama toplum içinde gizlenen kimliklerinin ortaya dökülmesine neden olmuşlardır. Onları destekleyen bu kişiler arasında özür dileme kampanyasında sıranın kendilerine gelmesini bekleyen çok sayıda etnik azınlık meraklısı bulunmaktadır. Türkiye didiklenecek bir kurban değildir. Hakettikleri dersi ve cevabı alacaklardır.
TÜRKİYE’Yİ SEVR’E GÖTÜRMEK İSTİYORLAR
Atatürkçü Çizgi Platformu Genel Başkanı Metin Genç: Ermeni soykırımı iddiaları, Türkiye’nin parçalanmasını öngören BOP’nin bir parçasıdır. Şu anki iktidar ise ABD’den yönetilen cemaatin taşeronluğunu yapmaktadır. Cemaat ise ABD’nin ve AB’nin taşeronudur. Maalesef, Lozan ile kurulan devletimiz Sevr’e doğru yönlendirilmiş vaziyete gelmiştir. Bu yönde son adımların da atıldığını görüyoruz. Sözde Soykırımı parlamentosunda kabul eden Fransa bile ekonomik çıkarlarını gözetip geri adım atmışken Türkiye’deki sözde aydınların işgüzarlık yapması düşündürücüdür. Bu, Ermenilerin sözde soykırım günü olarak kabul ettikleri 24 Nisan’a hazırlıktan başka bir şey değil.
EMPERYALİZME HİZMETTEN BAŞKA BİRŞEY DEĞİL
Tüm Öğretim Elemanları Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Işıklı: Türkler ve Ermeniler yüzyıllardır süren bir kardeşliğin unutulmaz örneklerini verdikler. Ne var ki emperyalizm, kanlı tırnaklarını bu topraklara yönelttiği her dönemde, ilk iş olarak bu iki topluluk arasına düşmanlık tohumları ekme çabasına girişmiştir. Bu nedenle doğan acı olayların baş sorumlusu emperyalist güçler. Bütün bu olup bitenlerin sorumluluğunu Türk halkının sırtına yüklemek gayreti içinde olanlar, aslında emperyalizmi aklayabileceklerini sanan zavallı yerli işbirlikçileridir. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, emperyalizmin çirkinliğini gizlemeleri mümkün olamayacaktır.
BUNLAR TÜRK KANI TAŞIYOR OLAMAZLAR
Karabağ Azatlık Teşkilatı Başkanı Akif Nağı: Bana göre imza atanlar, Türk soyadı taşıyan ama Türk kanı taşımayan insanlar. Ülkesini seven insan bu tür işlere imza atamaz. Mezarlıklar katledilen Türklerle doluyken bu insanlar böyle bir şeye nasıl teşebbüs ederler?
HOCALI KATLİAMI İÇİN NEDEN İMZA TOPLAMADINIZ?
Azerbaycan Türk Kadınlar Birliği Başkanı Tenzile Rüstem Hanlı: Türkiye’nin bugün başında olanlar buna çanak tuttular. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Ermenistan’a gitmeseydi bu kampanyalar başlamazdı. Niye bu aydınlar Ermeniler için gösterdikleri hassasiyeti Hocalı katliamı için de göstermediler?
İMZA ATANLARIN ALNINDA KARA LEKE KALACAK
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel: Kendi tarihi gerçeklerinden kopmuş bu ’özür grubu’nun metnine imza atanlara tarihi bir uyarı yapıyoruz. Attığınız ve atacağınız imza alnınızda bir kara leke gibi kalacaktır. Tarihinize, vatanınıza ve milletinize ihanet etmeyin.