Nur Tatar heyecanı ile kaybetti!

Nur Tatar, tek kalan hedefini de elde etmek için Japonya''da Amerikalı tekvandocunun karşısına çıktığı zaman sanki sırtına içi dolu bir sepet yüklenmiş, aklına gem vurulmuş, heyecanını da bastırmak için büyük bir çabanın içine girmiş bir hali vardı.

Bütün bu olumsuzlukları bir araya getiren de maalesef tek kalan hedef olan Olimpiyat Şampiyonluğu idi.

Başta Dünya ve Avrupa olmak üzere birçok uluslararası organizasyonda altın madalyaları elde etmiş olan Nur Tatar''ın tek hedefi vardı. O da daha önce gümüşte kaldığı olimpiyatlarda Altın Madalyayı elde etmek.

"Bu madalyayı da kazanıp eksiğimi mutlaka tamamlamalıyım" diyerek, bunun için duyduğu heyecanı kendisi adına olumsuzluk olarak yorumlayarak kenara koyan Nur Tatar, aşırı dikkatli davranıp, riske de girmemekten imtina edince bir puanı bile zor alabildi. Ama kendisinden fersah fersah aşağı kalitede olan Amerikalı ise "Nasıl olsa kaybedecek bir şeyim yok" diyerek risk aldı ve son saniyelerdeki vuruşu ile maçı kazandı.

Yani, riske giren kazandı. Girmeyen kaybetti. Kaldı ki, Amerikalı bir sonraki maçını da çok farklı kaybederek minderden çekildi.

Oysa Nur Tatar''ın kazandığı maçların büyük kısmına bakınca, halk arasındaki tabirle "gözü kara" bir şekilde ve riske girerek kazanılmış müsabakalardan oluştuğu görülecektir.

Bir daha, yani 4 sene sonra böyle bir fırsat düşer mi düşmez mi? Bilinmez!

Ama bilinen bir gerçek var ki, heyecanınızı yitirdiğiniz, ya da azalttığınız, yani riske etmediğiniz zaman çok şeyi kaybedersiniz. İşte bu nedenle Nur Tatar, heyecanını bu denli bastırmaya çalışmamalı idi. Zaten bunu yapmak için de gücünün bir kısmını heba etti ister istemez!

Paylaşmak istediğim odur ki, Nur Tatar, hesabı kitabı çok fazla ve çok ince yapmamış olup da, heyecanını bu denli bastırmaya çalışmasa idi kanaatim odur ki, kariyerinde tek eksik olan Olimpiyat Şampiyonluğu ile Japonya''dan dönecekti.

Yazarın Diğer Yazıları