O kurultay yapılacak

O kurultay yapılacak
MHP Genel Başkanlığı’na aday olan Meral Akşener, görevden alınan ve kapatılan il başkanlığına destek vermek amacıyla geldiği Uşak'ta partililere hitap etti.

Akşener, “O kurultay yapılacak ve o kurultayda hangi karar verilirse verilsin, ben onların emrine uyacağım" dedi.

Partisinin teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısının valiliklere yazdığı yazıya da değinen Akşener, “Valiliklere yazı yazmışlar, Aksaray, Samsun, Tekirdağ, Çanakkale ve Uşak gibi illerimiz tek tek kapatılmış. Seçilmiş insanları görevden almak çok kötü bir şey. Valilik kanalıyla partimizin kapatılması, kalplerimizi kanatan bir durumdur. Milletin kurduğu, ülkücülerin kurduğu, başbuğun kurduğu partiyi sadece ihtilaller kapatmıştır. Bugün gelinen noktada kapısına kilit vurulması çok acıdır. Onun için Ali Başkan ile kader birlikteliğimiz var, onun için buradayız.” şeklinde konuştu.

'DİNÎ İNANÇLARIMIZIN YERLE BİR EDİLDİĞİ DÖNEMDEN GEÇİYORUZ'

Ekonomiyi Durmuş Yılmaz'a bırakacağını belirten Meral Akşener, “Sadece kültürel değerlerimiz değil, dinî inançlarımızın, ahlâki değerlerimizin yerle bir edildiği, erozyona uğradığı bir dönemden geçiyoruz. Hırsızlık yapanın, onun rüşvet olmadığına dair İslâm âlimlerinden fetva aldığı bir dönemden geçiyoruz. Haydi kuldan utanmıyorsunuz, bari Allah’tan korkun. AKP yöneticilerine, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Allah'ın isimleriyle hitap edildiğinde, en küçük itiraz şekliyle "estağfirullah" denilmeyen bir dönemden geçiyoruz. Kâbe'de Kâbe'ye sırtını dönerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'nı alkışlamak, nümayiş yapmak olmaz, olamaz. Buna karşılık Sayın Başbakan'ın da 'estağfirullah' dediğini duymadık.” diye konuştu.

Ayakkabı kutularından para çıktığının önce inkar edilip daha sonra kabullenildiğini söyleyen Akşener, “Önce inkar ettiler, sonra kabul edip faiziyle ödendiğine şahit olduk. Kadınlarımızın şiddete uğradığı, kendini hoca diye tanıtan kimselerin, kadınlar hakkında olmadık sözleri söylediğini duyduğumuz bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Bu erozyonun, bu değer erozyonunun ortadan kalkması için aynı 1919'da olduğu gibi MHP’ye ihtiyaç vardır. 1919'da nasıl bir irade ortaya koyduysak, önce İstiklâl Savaşı'yla, daha sonra cumhuriyetin kurulmasıyla irademizi şekillendirdiysek bugün de bu yaşadıklarımızı, farklılıklarımızı enerjiye çevirecek bir dile ve bir iradeye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.” dedi.

'YA BAŞBAKAN OLACAĞIM, YA BAŞBAKAN OLACAĞIM'

Bozulan değerleri baştan düzeltmeye talip olduklarını söyleyen Meral Akşener, “Yeni baştan düzeltmeye, bozulan kurumları yeni baştan haline koymaya karar verdik ve bunu yapmaya kararlıyız. Bu nedenle ben ya başbakan olacağım, ya başbakan olacağım. Ben inandım, siz de inandınız. Babaanne olmaktan vazgeçtim, torundan vazgeçtim, ya başbakan, ya başbakan olacağım.” şeklinde konuştu.

Ülkenin birinci probleminin terör olduğunu belirten diyen Akşener, "2005 yılında devrin başbakanı Erdoğan, Diyarbakır’da, 'Kürt meselesi vardır. Bu benim emanetimdedir ve ben bunu çözeceğim.' dedi. Bir problemi etnik aidiyet üzerinden tanımlarsanız, onun çözümü için sadece siyaset konuşursunuz, yani bu siyaset çift unsurluluktur, çift hukukluluktur, özerkliktir, bölünmedir." dedi. 2005 yılına kadar iktidara gelen hükümetlerin, Güneydoğu'da başgösteren terör olaylarını, ayrılıkçı bölücü terör örgütünün ortaya koyduğu terör faaliyetleri olarak gördüğünü belirten Akşener, “O andan itibaren, o günün başbakanı Erdoğan zamanına kadar hangi iktidar gelirse gelsin, Güneydoğu'da başgösteren terör olaylarına, ayrılıkçı bölücü terör örgütünün ortaya koyduğu hareketler demiştirler. Sayın Erdoğan, gelenek itibarıyla cumhuriyetin ortaya koyduğu her türlü kazanıma, her türlü değere itiraz eden bir arkadaşımız olduğu için bu terör konusundaki tarifi de çok büyük bir kolaylıkla değiştirmiştir.” diye konuştu. Terörle mücadelenin iki yolu olduğunu söyleyen Akşener, “Birinci yolu, size silah tutan eli kökünden kırarsınız. İkinci yolu müzakeredir. Bu iki yoldan terör çözülmezse üçüncü yol devreye girer ve bu sorunu millet çözer. Bu çözümden de Cenab–ı Allah hepimizi korusun. Allah, bize o günleri göstermesin. Seçilir seçilmez Doğu ve Güneydoğu'ya gideceğiz. Onlarla hemhal olacağız, düğünlerine gideceğiz, hasta ziyaretlerine gideceğiz. Birbirimizle yeni baştan kardeşlik bağlarımızı, 14 yıldır tahrip edilen kardeşlik bağlarımızı yeni baştan kuracağız.” dedi.

'KANDIRILMIŞLARIN CEZAİ EHLİYETLERİ YOKTUR'

Asla "aldattım" veya "aldatıldım" demeyeceğini ifade eden Meral Akşener, “Güneydoğu'da oyları düşünce PKK’nın büyük bir düşmanımız olduğunu, ilk defa Sayın Cumhurbaşkanı'nın ağzından duyduk. Kandırılmış ve aldatılmış arkadaşların cezai ehliyetleri yoktur ve olamaz da. Bu silahlar oraya koyulurken, o teröristler oraları kazarken valilere, kaymakamlara, emniyet müdürlerine, 'başını çevir' diyen iktidarla karşı karşıyaydık. Genelkurmay'ın 292 yazısı var iktidarda, teröristlerin yaptığı silah yığınaklarını raporlamışlar. İktidarın verdiği cevap ise, 'Bunları görmeyin.' olmuştur. Bunun anlamı, vatana ihanetin ötesinde Ceza Yasası'na göre terör örgütüne yardım ve yatakçılıktır. MHP işbaşına geldiğinde, iktidar olduğunda ilk işi, Türkiye’de terör belasının belini kırmaktır. Daha önce yaptık. Biz iktidardayken terör faaliyetlerini yüzde 50 düşürme sözü veriyorum.” dedi.

'STRATEJİK DERİNLİK DEDİLER, STRATEJİK ÇUKURA YUVARLANDIK'

Türkiye’nin dış politikasını da eleştiren MHP'li Akşener, “150 yıllık dış ilişkiler hafızasını yok ettiler. 'Stratejik derinlik' dediler, Türkiye’yi stratejik çukura yuvarladı bu arkadaşlar. İlk işimiz, ülkemizi bu çukurdan çıkarmak olacak. 'Osmanlı Osmanlı' diyerek geldiniz; Osmanlı'yı bilseydiniz, Rusya ile ilişkilerinize dikkat ederdiniz. Kırım ilhak edildiği zaman, 'Rusya’ya daha fazla sebze satacağız.' derseniz, bugün Suriye’deki Türkmenleri bombalatırsınız. Dış politika ciddiyet ister.” diye konuştu.