Türkiye’de devlet geleneğine göre Başbakan ve Genelkurmay Başkanı, haftalık olağan görüşmeler için Çankaya Köşkü’ne çıkar ve Cumhurbaşkanı tarafından ayrı ayrı kabul edilirdi. Tayyip Erdoğan döneminde bu geleneğe Genelkurmay Başkanı’nın Başbakan ile haftalık olağan görüşmesi de eklendi. İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanı olarak göreve başladığı 2008 yazından bir süre sonra, Tayyip Erdoğan böyle bir geleneği başlattı! Bu haftalık görüşmeler yapılırken, TSK’yı çökertme operasyonları da bütün hızıyla sürdürülüyordu... 

***

BDP eş başkanları da önceleri ayda bir şimdilerde neredeyse haftada bir İmralı Köşkü’ne çıkarma yaparak PKK terör örgütünün başı Abdullah Öcalan ile görüşüyor! Yani onlar da haftalık olağan görüşmelerini yapıyor! 
Konu ile ilgili kim ne söylemiş diye ararken gördüm ki bir yıl kadar önce MHP milletvekili Özcan Yeniçeri, “Başbakan, Genelkurmay Başkanı ile haftalık olağan görüşme yaparken, devlet de İmralı’daki caniyle rutin görüşmeler yapar hale gelmiştir” demiş... 
İşte o görüşmeler artık BDP’nin özerklik esasına göre yönetmeye çalıştığı “Diyarbakır Hükümeti” adına BDP eş başkanları tarafından sürdürülüyor! 
Yalçın Bayer’in yayınladığı bir haber ve fotoğrafa göre “Diyarbakır Hükümeti” ifadesini Türkiye’nin devlet olarak katıldığı Berlin Fuarı’nda bir bölüm adı olarak kullandırdılar bile!
Abdullah Öcalan, kendisiyle olağan görüşmelerini yapan BDP yöneticilerine yeni bir siyasi parti kurdurdu. Partinin adı HDP! 
Bu parti, Tayyip Erdoğan’ın iktidarı bırakmamak için Türkiye’yi gerginleştirdiği seçim öncesi günlerde, Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerinde teşkilât binaları açmaya çalışıyor. Urla, Edirne, Aksaray ve Fethiye’deki açılışlara karşı da kimin örgütlediği henüz netleşmeyen gruplar tarafından tepki gösteriliyor. 
Böylece, 30 Mart seçimlerinden sonra PKK’ya, “Siz, bizim Batı’daki illerde siyasi parti olarak örgütlenmemize izin vermediniz, biz de Güneydoğu’da özerklik ilan ediyoruz” diye propaganda yapabilmesi için “haklı zemin” oluşturulmaya çalışılıyor! 

***

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise Zaman gazetesine yaptığı açıklamalarda özetle, “Terörist başı Öcalan ile Tayyip Erdoğan, büyük ihtimalle yüz yüze de görüşerek ‘KCK Paralel Devleti’ oluşturulmasında, ‘Kuzey Kürdistan’ın inşa edilmesinde ve Türkiye’de bir Kürdistan coğrafyası oluşturulmasında anlaşmaya vardı” iddiasında bulundu. 
Vural, Fethiye’deki olayları da “Derin AKP iş başında” sözleriyle yorumladı ve “Toplumun içerisinde bu karmaşaların oluşturulabilmesi için birileri maşa olarak kullanılıyor mu?” sorusunu sordu. 
Toparlarsak Öcalan ile yapılan haftalık olağan görüşmelerde, Güneydoğu’da özerkliğin ilan edilebilmesi için gereken ortamın nasıl hazırlanacağı planlanıyor! Olaylar bunun eseridir. 

Lanet olsun o kupaya! 

O toprakların çocuğu olmakla her zaman iftihar ettiğim Trabzon’da, ekonomik ve kültürel çöküşü örtmek için bir süredir sadece futbolla avutulan insanlar, bu çöküşe tepki göstereceklerine, Trabzonspor’a yapılan bir haksızlık bahanesiyle maçlarda olay çıkarmaya başladı. 
Türkiye’nin Güneydoğu’su adına birileri özerklik ilan etmeye, bunun için ayaklanmaya hazırlanıyor; ülkenin çimentosu olarak görülen Trabzon ise kendi kulüp başkanları tarafından, şike yüzünden kaybedildiğine inanılan bir kupanın peşinde, memesini isteyen bebekler gibi her hafta ağlamaya yönlendiriliyor. Lanet olsun o kupaya! 
Genç yaşlı bütün hemşehrilerimin, şu kitleleri uyutma aracı olan top işinden biraz başlarını kaldırıp, “Türkiye’de neler oluyor, Trabzon bu işin neresindedir? Trabzonluya yakışan nedir?” sorularına daha fazla vakit ayırması gerekmez mi?