Olup bitenleri benim aklım almıyor

DEM Eş Başkanı Sayın Tuncer Bakırhan’ın, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratikleşmesi konusunda ‘Bildiğimiz anlamda’ bir demokratikleşme isteğinde samimi olduğuna bir türlü inanamıyorum.

*

Yalnızca Sayın Bakırhan’ın mı?

Elbette hayır!

Eş başkanların her biri için de öyle düşünüyorum.

*

Çünkü onların birinci ve en önemli politikaları, -yıllar önce şartlı olarak Türkiye’ye teslim edilen- İmralı’dakinin serbest bırakılmasını sağlamak.

Onların her birinin Türkiye Cumhuriyeti devletinin yarınıyla ilgili iyimser düşüncelerinin olma ihtimaline inanmak istiyorum, ama inanamıyorum.

*

Yıllardır… on yıllardır bunların dertleri İmralı.

Bunların dertleri federasyon.

Zaten onlar da terör eylemlerini, yıllardır destek gördükleri ülkelerin itici gücüyle bunun için sürdürmüyorlar mı?

*

Ve nasıl oldu, ne ara oldu, hatta niye oldu ise bir gün birdenbire Apo’nun DEM gurubunda konuşmasını istedi Sayın Bahçeli.

Onları şiddetle yererken…

Onlara yönelik her türlü suçlayıcı ifadeleri kullanırken…

Sonra ne olduysa oldu birdenbire yer gök yer değişiverdi.

Olacak şey değil.

*

Ve şimdi de Sayın Erdoğan:

“Biz Sayın Bahçeli ile birlikte ne yaptığımızı biliyoruz.” diyor da niyeyse onların dışında onların ne yaptıklarını kimse bilmiyor!

Karşı tarafa “Koşulsuz ve şartsız silah bırakacaksın” demek, karşı tarafın da “Tamam, koşulsuz silah bırakıyorum!” diyeceğini beklemek, aklın alacağı bir şey değil!

*

Mesela bir anlaşma yapılacaksa, bu neden bir referandumla vatandaşa sorulmaz?

Oysa Sayın Erdoğan’ın geçmişte en çok istediği şeylerden biriydi referandum.

Bir de sandık!

Şimdi ise ülkeyi hangi noktaya getirdi de referandum ve sandık hiç akla getirilmiyor?

*

Ayrıca bilinmezliklerle dolu olan bu çabanın, Türkiye aleyhine çalışanların dışında hiç kimseye yarayacağını da düşünmüyorum.

*

Görünen o ki gelinen bu noktada, Cumhur ittifakı ne yaparsa yapsın iktidarını sanırım sürdüremeyecek gibi;

Ülkeye de:

Refah…

Huzur…

Kardeşlik…

Birlik ve dirliği getirmesi çok zor görünüyor.

Hatta mümkün görünmüyor.

Millet, Cumhur İttifakından -sandığı getirmesinin dışında- artık hiçbir şey beklemiyor.

*

Üretim odaklı her türlü kaynaklar neredeyse kuruma noktasına getirilmiş durumda…

İşletilemeyen demokrasi…

Adil ve adaletli uygulanmayan bir hukuk sistemini yaşıyor ve görüyor vatandaş.

Ama vaatler… vaatler… vaatler!

Gelişiyor olduğumuz yönündeki -umutkâr- söylemler her durumda renkli camlardan anlatılıyor.

*

Anlıyorum ki DEM, bu gidişattan umutlu ve mutlu.

Çünkü onlar bu durumda, kendi dünyalarındaki demokrasiye kavuşmanın derdindeler.

Zaten o nedenle değil mi ki kendi bildikleri demokrasi(!) anlayışında diretiyorlar.

*

“Kâbus mu görüyorum!” dediğim bir süreçten geçiyormuşuz gibiyim.

Olup bitenleri benim aklım almıyor.

Yazarın Diğer Yazıları