Ön yargıları bıraktık; talana buyurun

Ne desek ve nereden başlasak bilmem ki.. İş başındaki iktidarın milli tarih bilinci, toplumsal varoluşun garantileri, milli çıkar gibi hiçbir kaygısı yok mu Allah aşkına? Bunlar nasıl insanlar ve nasıl bir düşünce biçimine sahipler?
Anlayamıyorum.
Mesela Yunanistan’a sorulur: Siz de Yunan vakıf yasalarını bizimkine benzetecek misiniz?
Ülkenizde azınlık statüsünde bulunanlara aynı yetkileri verecek misiniz?
Dahası, yıktığınız onlarca camiyi yapacak mısınız?
Müftü seçimlerinde şartlara uyacak mısınız?
Yunanistan başta olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinde imam yetiştirmek üzere İmam Hatip Okulları ve İslam İlahiyat Fakülteleri açacak mısınız?
Bu ve benzeri soruları kimse sormadı.
Herkes Türkiye ne vermeli ve nasıl verebilir sorusunu konuştu.
Tıpkı Tanzimat hükümetleri gibi.
Yunan vakıfları gelsin Türkiye’de Pontus’çuluk yapsın. Soros, dilediği vakfın şubesini Türkiye’nin başkentinde hükümet merkezinin hemen yanı başında ve yine Türkiye’ye operasyon düzenleyecek şekilde açabilsin.
Azınlık kiliseleri istedikleri arazileri hatta gerekiyorsa Türkiye’nin tamamını para ile alabilecek imkânlara sahip olsun. Bu da yetmez;  isterse, Türkiye’de kurdukları vakıfların paralarını yurt dışına kotarsın, isterse buralarla yazışma yapabilsin, şubeler açarak yeryüzünde bir ağ oluştursun.
İşte Vakıflar Yasası ile getirildiğimiz nokta burası.
Gerekçe açık: Vakıflara özgürlük..
Hangi vakıflara?
Türkiye’de bulunan ve kurulması muhtemel yerli yabancı tüm vakıflara?
Peki, Türklerin mesela Almanya’daki, Amerika’daki vakıflarına da özgürlük garantisi aldı mı hükümetimiz?
Türklere böyle bir garanti yok.
Peki, Almanı, İngiliz’i bırakın, bizzat Osmanlı mülkü iken şimdi başkalaşan Bosna, Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan vb.. ülkelerdeki vakıflar ve bunların arazileri ile kurumsal varlıkları; onlar ne durumda? Bu ülkeler de Türkiye gibi kendisini özgürleştirdi mi?
Hayır!
Türkiye tek taraflı olarak kendi ülkesinin sınırlarını yabancıların hizmetine açıyor. Hepsi bu.
Vakfılar Yasasını Meclis’ten geçirmek için canhıraş bir gayret gösteren hükümetin meseleden sorumlu bakanı iki elini havaya kaldırarak oy veriyor. Dahası, hükümete yönelik Meclis konuşmalarını cevaplamak için geldiği kürsüde Meclisi ikna etmek için  “ön yargıları bir kenara koyarak düşünelim”  diyor.
Hangi ön yargı?
Ey Bakan, Hristiyan Ortodoks dünyasına Yunanistan lehine tarihte zor ele geçireceği büyük bir nimet sunuyorsun ve seni eleştirenleri  “ön yargılı”  olmakla suçluyorsun.
Vakıflar Yasası’yla yabancılar lehine hangi kapıları ne kadar kolay açtığının ve siyasal olarak dünyayı etkileyecek hangi gelişmelere kolaylık sağladığının farkında mısın?
Bırakın Soros’u sadece Yunanistan’a altın tepsi içinde ne sunduğunu biliyor musun?
Fener Parikhanesi alacağı arazi ve kuracağı vakfın uluslararası ağ bağlantısıyla, Hristiyan Ortodoks dünyasının gücünü eline geçirecektir. Ortodoks Hristiyanlığın siyasal merkezinin ağırlık noktası Rus-Yunan dengesinin bozulmasına sebep olacağı için, Yunanistan Fener patrikhanesinin siyasi hamisi, dolayısı ile de siyasi gücü olacak ve bu sayede uluslararası siyasetin önemli aktörü haline gelecektir.
“Ön yargıları bırakalım” diyor ülkenin bakanı. A-ha bıraktık!

Yazarın Diğer Yazıları