Önemli olan; hastalık gelmeden sağlığın değerini bilmek...

Sevgili okurlarım, merhaba…
Hepinizin bildiği üzere, Yeniçağ YouTube kanalını yayın hayatına geçirmek amacıyla uzun bir süre yazılarıma ara vermiştim.
Yoğun çalışmalar sonucu bu amaca ulaştık. 
Ben de fırsat buldukça yine eskisi gibi yazılarımla sizlerle buluşmayı ümit ediyorum. 
YouTube kanalımızı takip edenler çok iyi biliyor.  
Önce gazetemiz Yeniçağ ve internet sitemizden takipçilerimiz bizleri destekledi. Sonra büyüdükçe büyüdük.
Ayrılmayan kocaman bir aile olduk sizlerle.
Olumlu, olumsuz eleştirileri dikkate aldık. Büyümeye, sizlerle güçlenmeye devam ediyoruz. 
İç ve dış siyaseti anlatmaya gerek yok. 
Hep birlikte yaşıyor ve görüyoruz. Meclis'teki yasa tasarıları, atışmalar ayrıca gündem konusu.
Pandemi, ve ekonomi kaygıları esnaf ve vatandaşın korkulu rüyası. Sayın Cumhurbaşkanı; ekonomiye katkı yapınız. Dolar, Euro, altınları yastık altından çıkarınız diyor. Olanda varsa çıkarsın. 'Ekonomi, yaşam kalitesi düzelecekse çıkarırız...' minvalindeki konuşmalar çok fazla. Çünkü biz kiramızı ödeyemiyoruz. Ay sonu nasıl gelecektir. Her şey üst üste geliyor. Bir peynir 50, 60 lira olmuş, ekmek 2 lira 5 kişilik nüfus nasıl geçiniyor… soran var mı konuşmaları uzayıp gidiyor.
Erken seçim, geçim, EYT, işsizlik, ekonomi, eğitim, özellikle gençlerin gelecek kaygısı vatandaşın konuştuğu konuların başında.
***
Dünya olarak, Pandemi sürecinin birinci yılını geride bıraktık. 
Ülke olarak, diğer ülkelere kıyasla başarılı sağlık hizmetiyle olumsuzlukları en aza indirdik. 
Bu süreçte sağlığın ne kadar büyük bir güç ve nimet olduğunu bir kez daha anladık. 
Sağlık, ruh ve beden bütünlüğünün uyumlu iyi hali olarak açıklanır. Bu süreçte bu bütünlüğü istemeden çoğumuz bozduk. 
Koronavirüsle mücadelenin en önemli aşamalarından birine ocak ayında başlandı.
Aşıların ülkemize gelmesiyle birlikte acil kullanılmalı kararının ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın ilk aşıyı vurulmasıyla yaklaşık 16 milyon kişi aşılandı. Aşılama halen Kovid-19 aşı ulusal uygulama stratejisine göre ilerliyor.
Doktorlarımızın açıklamalarına göre bilmediğimiz bir mikropla savaştık. Halen de savaşmaya devam ediyoruz.
Testleri pozitif çıkanlar, dünyanın sonu geldiğini zannetti. 
Kimimiz semptomları hafif hissetti ve evde, bakanlığın gönderdiği ilaçları alarak tedavi gördü.
Kimiz daha ağır hissetti hastanede tedavi gördü. Çok ağır geçirenlerin yoğun bakımda tedavileri yapıldı.
Hastaneden mutlu sonla ayrılanlar olduğu gibi yaşam savaşını kaybedenler de oldu.
Çok yakınlarımı, arkadaşlarımı, sevdiklerimi ben de bu süreçte kaybettim.
Kaygılar arttı. 
Tek umudumuz bilim ve onunu geliştirdiği ve daha da geliştireceği aşı. Ona kurtarıcı gözüyle bakıyoruz. Birtakım aksaklıklar yaşansa da, belli yaş grubunun aşılanması bitti. Hatta ikinci doz aşılarını oldular.
Kiminle konuşsam konu hemen kovide geliyor. Ne zaman bitecek. Sen doktorlarla çok sık görüşüyorsun. Bilirsin. Diyorlar. İnanın doktorlar da bilmediği bir mikropla karşılaştıklarını dile giriyorlar. Sağlıkçıların ve bu işle uğraşan bilim adamlarının da kesin şu gün, şu saat olarak net bir şey söyleme durumları yok. Onların da, bilmiyoruz. Bizim ön görümüz tahmini aşıların tamamlanmasıyla azalacaktır.. Ama… diyerek kesin ve net konuşamadıklarını gözlemliyorum.
Sonra yine sorular.. sorular…
Ne zaman bitecek. Biter mi.. Aşıların etkisi ne kadar.. Vücut  antikor üretti. Ne kadar faydalı bize, etki olur mu.. Olmaz mı.. derken
alsana mutant virüs çocuklara da bulaşmaya başladı. Ne yapacağız eyvah konuşmalarındaki endişe, kaygı, yapılacak bir şey yok.
Bu hastalığı kabul ederek birlikte yaşamayı kabul edeceğiz. Konuşmaları uzayıp gidiyor.
***
1 Nisan 2020 ülkemiz açısından acı bir gündü. O gün hocaların hocası dahiliye uzmanı Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu'nu bu menfur virüse kurban vermiştik. Taşçıoğlu Hoca kovitten hayatını kaybeden ilk hekimdi. Geçtiğimiz perşembe günü hocamızın nezdinde, Türkiye'nin dört bir yanında sağlık kurumlarımızda kaybettiğimiz tüm sağlık çalışanlarını andık. Emekleri çok büyük. Ruhları şad olsun.
Ayrıca Pandemi, sürecinde yaşama veda eden çok sevdiğim değerli büyüğüm tarihçi-yazar Muhiddin Nalbantoğlu ve hayatını kaybeden tüm eş, dost ve vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Cennet, mekanları olsun. 
Kovid'ten korunmak için altın kural; maske, hijyen ve sosyal mesafeyi unutmayalım.

Yazarın Diğer Yazıları