Önerisi olan?
Bu aralar yine dünya gündeminden uzaklaştık sanki, Ortadoğu’da işler yolunda olsa gerek ki üzerine konuşma ihtiyacı duymuyoruz artık. Ya da muhakkak konuşuluyor, lakin orada da saflar net ve sık oluyor ve sonuçta yeniden kendi içimize dönüyoruz.
Suriye’de yaşananlar ve İsrail’in bölgedeki hamleleri, Adı açılım olmayan süreç, Ekrem İmamoğlu davası üzerinden bu sürecin taraflarının iç siyaset ekseninde nasıl yer değiştirebilecekleri, Cumhurbaşkanlığı seçimine daha 3 yıl süre varken yine aynı dava üzerinden konunun oraya kilitlenmesi. Anayasa değişikliği ile hem Cumhurbaşkanlığı seçiminin hem de bu bahsi geçen sürecin yakın ilgisi, ve bütün bu konularda cumhur ittifakı dem parti arasında oluşan samimi durum.
Bu samimi durumun oluşması konusundaki argümanlara açıktan karşı çıkanlarla da sadece samimiyetin taraflarına karşı çıkanların farklı argümanları ile aynı kefeye konulmaya çalışılmaları.
Dikkat ederseniz henüz bize gelemedik. Yani eğitim, sağlık, barınma gibi temel ihtiyaçlar ve o ihtiyaçların karşılanabilmesi açısından, bütün bileşenleri ile ekonomi.
Bize derken sıradan bir ülkenin sıradan insanlarının temel ihtiyaçları üzerinden siyaset üretilmesi halinde muhatapları olan bizlerin o temel ihtiyaçlarına. Bu durumda iki ihtimal var, ya bu biz diye bahsettiğim kalabalıkların bu tarz ihtiyaçları tamamen ve en tatmin edici biçimde karşılanmış, ya da bu ihtiyaçlardan önce çok daha önemli işlerimiz var olduğuna ikna edilmişiz.
Buradan bakınca açıkçası ilk durumun olduğunu düşünmek pek olası değil, insanların kendi temel ihtiyaçlarına ulaşmak gibi büyük sorunları var ve bunların daha artmasından endişeleri de var. Ama yine de bunların hemen hiç birini olması gereken kadar önemli bir noktada tartışmasına da uygun bir ortam yok.
Zaten böyle bir tartışma açılsa dahi genellikle herkesim baştan oluşturulmuş kayıtları üzerinden bakıyor meseleye, siyasi argümanlar, ihtiyaçlarımızın karşılanma biçimini ve hatta düzeyini bile etkiler durumda.
Oysa burnumuzun dibinde yeni bir parselleme yaşanıyor, o parsellemenin taraflarına karşı belki de bir güvenlik endişesi ile bir süreç işliyor, o arada bunun uluslar arası dengelerle ilgisi ülkenin sistemine kadar sirayet edebiliyorken bizim bu ihtiyaçlarımızın karşılanması gibi basit konuların konuşulması bile abes.
O yüzden de girmiyoruz o konulara, girsek çok ayıp olacak zaten 23 yıllık bir iktidarın ha bugün ha yarın dediği noktaya yarından sonra ki gün gelivereceğiz çünkü. Ya da sonraki seçimde yerine gelecek doğru kişi ile çözeceğiz her şeyi belki ama o biraz daha uzun sürebilir. Peki bu arada ne yapacağız yani o hepimizin bir çok siyasi analiz üzerinden yazdığı senaryoların sonuçlarına ulaşıncaya kadar ne yapacağız? Bu sorunun tek cevabı ne yazık ki tartışmaya devam edeceğiz. Burada sorun tartışmaların sonuçlanmama riski olabilir elbette
Dün BBC İsrail’in Suriye’ye saldırılarının Türkiye’ye bir mesaj olduğu yorumunu yapıyor mesela ama zaten İsrail’in böyle bir mesaj vermesine dahi gerek yok belki de konunun uzmanları tarihsel süreçler üzerinden durumu uzun zamandır böyle okuyorlardı. Onlar böyle okumasa da bizim şu an içinde bulunduğumuz hem dış ve hem de iç konjönktür durumu böyle okumaya İsrail’in bu tip hamlelerini üzerimize alınmaya son derece müsait.
Bölgeden biraz uzaklaşarak ülkemize dönüp biraz önce bahsettiğim konuları da biraz teğet geçmeye kalkınca yine İstanbul bağlantılı bir Ortadoğu içeriği ile karşılaşıyor ve orayı da bir kanalla Ortadoğu siyasetine bağlıyoruz hemen. Kanal İstanbul projesi de İmamoğlu davası ile ilişkileniyor birden bire, tam konu yeniden açılmış Ortadoğu zenginleri kanal İstanbul reklamları vasıtasıyla konuya dahil olmuşken de uzun zamandır uyarılarını duyduğumuz İstanbul depreminin şükür ki çok küçük çaplı bir uyarısını alıyoruz.
Böyle alt alta daha nicelerini yazabilir, konuşabiliriz. O zaman da çok kalabalık ve değişen bir gündemimiz varmış gibi gelebilir ama nedense hemen hepsi birbiri ile çok ilişkili.
Bana öyle geliyor ki sorun yapısal ve belki nedenleri üzerinden bir ortak payda bulup onu çözsek diğerleri de çözülecek kim bilir. O zaman konunun biraz o tarafına mı baksak, mesela her şeye baştan başlamayı sağlayacak bir sistem önerisine ne dersiniz?
Amerika oyuna girecek mi?
Plan bizim mi?
Kronoloji..
“Terörizm nedir?”
Büyüyen yüzde 2 acaba nerede?..
İçerik doğru ama…
Bilgi üretmek
Siyasi istikrar
Ya hepsi yanlışsa
Amerikan milleti!









