Önümüzde iki seçeneğimiz var
Küresel ısınma sadece benim ülkemi etkiledi sanıyordum.
Meğer pek de öyle değilmiş.
Adı üzerinde küresel ısınma, yerküre içindeki her yeri kapsayan bir ısınmaymış.
*
Her neyse!
Bu ısınma, yerkürede yaşanan bu olumsuz değişiklik, insan yaşamını doğrudan etkilediğini söyleyebilirim.
Hani bu konuda elbette uzman değilim, ancak gördüklerim…
Okuduklarım…
Anlatılanlar ve elbette yaşanılanlar bunun böyle olduğunu gösteriyor…
*
Bugün benim ülkemde yağmur yağmıyor…
Yağdığı zaman ortalığı cehenneme çeviriyor…
Ya da hiç beklenmedik zamanlarda don yağarak ürünlere; tıpkı savaşta kurşunlarının insanları ve binaları vurduğu gibi küresel ısınmada da don, sebze ve meyveleri vurarak öldürüyor.
Sonunda da çiftçi mahzun…
Üretici mahzun…
Memleket mahzun.
*
Bu mahzunluk elbette o kadarla kalmıyor;
Kimilerinin umutlarını kırıyor…
Kimilerinin hayallerini yıkıyor…
Kimilerinin hayatlarını etkiliyor.
*
Ben 20-23 Haziran 2025 tarihleri arasında İsviçre’nin Basel şehrinin Rhienfelden kasabasında, kültür ve kitap etkinliğine gelmiştim. Hatta gelirken de ‘Bu mevsimde oralar soğuk olur’ düşüncesiyle tedbir amaçlı yanıma bir kazak ve mont almıştım ya, nerede o serin havalar…
Nerede o yağmurlar…
Üstelik de İsviçre yeşile doymuş…
Ağaçlardan evlerin dahi görünmediği bir ülke, neredeyse bir haftadır yağmur yağmadı.
*
Abarttığımı düşünmeyin, gerçekten de öyle.
O nedenle de İsviçre gibi ülkeler, küresel ısınmadan etkilenmez sanıyordum ya, bu üç-dört gün boyunca yaşadığımız bunaltıcı sıcaklar sahiden de bizi yeterince baydı ve şaşırttı.
Burada havalar bu kadar sıcak oluyorsa, anladım ki küresel ısınma, kıyısından köşesinden İsviçre’ye uğramaya başlamış gibi sanki.
Ayrıca burada yaşayanlar da öyle söylüyorlar.
*
Yağmurların yağması sonrasında, bu ülkede sel baskınlarının yaşandığını ben duymadım.
Yaşanmışsa da bilmiyorum.
Ancak ne var ki benim ülkemde tarım alanlarının çoraklaşması…
Maden aranmasıyla ormanların yok edilmesi…
Gökdelen yapma yarışına girilmesiyle arazilerin betonlaşması, ülkemiz açısından nasıl bir acı sonuç doğruyor olduğunu hepimiz biliyoruz.
*
Peki bu durumda ne kadar tedbir alınıyor biliyor muyuz?
Elbette tedbirler alınıyordur.
Elbette bu konuda çalışmalar yapılıyordur da bu çalışmalar nasıl bir sonuç veriyor, bilmiyoruz.
Veriyor mu, onu da bilmiyoruz ya, bunun da paylaşılması gerekir.
*
Küresel ısınmanın varlığını ülke genelinde yaşadığımız zararlardan anlayabiliyoruz.
Bir tarafta maden araması yapılırken, tarım alanlarının ve bağlık bahçelik alanların yok edilmesi insanın içini acıtıyor.
Ağaç ve orman bir anlamda, küçücük de olsa küresel ısınmaya set oluyor, diye düşünüyorum.
O nedenle ağacımıza ve ormanımıza dokunmasak mı diyorum!..
*
Önümüzde iki seçeneğimiz var.
Böyle giderse ya beton yığınları bizi yok edecek…
Ya da ormanlarımıza, doğamıza sahip çıkarak insan gibi yaşayacağız.
Sürecin hayra yorulacağına inanamıyorum!
Biri bunu açıklasa da öğrensek hani!
Şüphesiz, Mevla’m güzel eyler de Kulları Güzel eyler mi orası şüpheli!
“Aile içinde kötü olabilir ama memleket için çok iyi. Onun için Atatürk ‘Büyük’ insandır”
Madem AKP I. parti gözüküyor Daha beklemeden sandığı getirse hani!
Hani “Kanmayalım, kandırılmayalım” diyorum
Geç bunları anam babam!
Biz idare ediyoruz Sizin canığız sağ olsun!
Sayın Kılıçdaroğlu biraz sabır, biraz metanet lütfen!
Muharrem İnce ve CHP









