Oslo kepazeliğini birileri açıklayacak mı?!

Bölücülerin maşaları yine PKK'nın hizmetindeler. İngiltere merkezli bir kuruluşun başındaki PKK'lı Kerim Yıldız'ın beslemeleri, biliyorsunuz, Oslo'da toplanmışlardı. Pişkin pişkin: "Sizin yeni haberiniz oluyor ama biz kaç defa toplandık. Âlet çantamızı açtık. Örste kızgın demire şekil veriyoruz..." diyerek nanik yapıyorlar.

 Şaşırdığım şu: Hükûmet edenlerin partisinden eski milletvekilleri de bu oyunun içindeler. Ama Ak Parti'den biri çıkıp da, "Biz terörü ezerken siz Oslo'da ne yapıyorsunuz! Türkiye'ye 'çözüm' diyerek çözülme mi dayatacaksınız! Bu yanlışa kaç defa düştük... Bir daha mı düşelim!... Ülkeyi PKK'ya mı teslim edelim!"  demiyor. Belki de diyemiyor.

PKK'nın destekçilerinin Oslo toplantılarına partiden adamlarını göndererek, halkın nabzını mı ölçmek mi istiyorlar? Eğer karşı tavır sönük kalırsa tekrar PKK'yı Oslo masasına resmen davet edecekler. Belki yine bir İngiliz'i arabulucu yapacaklar. Bunun başka izahını bulamıyorum. (Çok tartışılmıştı... PKK'nın başlarıyla bizim MİT'ten ve bürokrasiden en yetkililer, Eylül 2008-Ağustos 2009 arasında dört defa Oslo'da masaya oturmuşlardı.)

Tez elden Saray'ın bir açıklama yapması lâzım. Kim ne söylese boş... Tek merci Saray.

Saray Kabinesi'nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Oslo görüşmeleri, ardından gelen "çözüm" dedikleri "çözülme" ve şimdiki PKK'nın tepesine inme dönemleri arasındaki katılımları nasıl açıklıyor, okuyalım:

Süleyman Soylu, 2017'nin sonunda 2018'in bütçe görüşmeleri sırasında şöyle demişti:

"Örgüte katılım son 30 yılın en düşük seviyesine indi. Geçen yıla göre katılım oranı yüzde 83 azaldı. Katılım 2016'da 625, bu yıl 111'dir."

Bu yıl yeni açıklama geldi. İçişleri Bakanı, PKK'ya 2014 yılında 5 bin 500 kişi katılmışken, bu sene katılanların ise 95 kişi olduğunu söyledi.

Ak Parti'nin mesuliyeti çok büyük. PKK'yı hendek kazma, bariyer kurma, gelenden geçenden haraç toplama, otonomi ilân etme noktasına getiren onlardı. Askeri kışlasına hapsettiler, PKK'nın önünü açtılar. Asker, ileride şartlar değişir, suç üzerimize atılır diye, valiliklere operasyon için sık sık yazı gönderiyordu ama valilikler Ankara'nın emri mucibince, yazılara cevap bile vermiyorlardı. Çözüm/çözülme döneminde PKK ne derse o oluyordu. Uzatmayalım... Bildiğiniz meseleler. Sonra var güçleriyle PKK'nın üzerine gidildi. Millî mutabakat sağlanmıştı.

Ancak, son zamanlarda gelen haberler terörle mücadelede samimiyeti sorgulatıyor.

Soruyoruz: Oslo'da PKK'yı yeniden masaya çağırma seanslarına katılan eski Ak Parti milletvekilleri ve yöneticileri için Saray ne düşünüyor? Disipline sevk edilecekler mi?

Biz neden Menbic, diyoruz?!.. Biz neden Fırat'ın doğusu diyoruz?!.. ABD'nin oyununu bozmak, PKK'nın kökünü kazımak için değil mi?

Öyleyle PKK'yı umutlandıran Oslo toplantılarına Türkiye'den "Âkiller"in, Ak Partililerin katılmaları nasıl izah edilecek?

"Âkiller"i de PKK'nın ne katar "cici örgüt" olduğunu anlatmaları için sahaya salan belli. Hem "Âkiller", hem Ak Partililer Oslo'da PKK uzantılarıyla bir araya gelmişlerse halkımızın elbette "Ne oluyoruz?!" diyecektir.

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları