Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU

Hulki CEVİZOĞLU

Otistik medya

Medyanın görevi nedir?

Bunun yanıtını hemen herkes biliyor.

Ben, geçen gün yabancı bir yayın kuruluşunun ülkemizde yaşadığı olay üzerine, "görünen/gösterilen" boyuttan hareketle birkaç ters soru sorarak olaya dâhil olayım.

"Haber/cilik" yapılmayacaksa niçin bir yayın kuruluşu kurulur?

(Üstelik de, sen kalk gel yabancı bir ülkede yayıncılık yapmak iste!)

Habercilik "anlayışı" evrensel ölçülerin dışında olabilir mi?

"Bu, bizim için haber değildir" mantığı ne kadar zavallı bir ifadedir.

Haber "oluşturulur mu" (manipülasyon: hileli yönlendirme) yoksa, "var olanın kendisi" haber değil midir?

"Bu, bizim için haber değildir" derken nasıl haberin öznesi haline gelindiğinin bilincinde midir yöneticiler?

Haber ile "yorumun" farkını biliyor olmanız gerekirken bu tür bir ifade "üstün bir aklın zorlaması" mıdır?

"BU RÖPORTAJ BİZİM İŞİMİZ DEĞİL!"

Hangi "gazeteci/haberci" önemli bir röportaj için "Bu röportaj bizim işimiz değil" diyebilir.

Üstelik röportajların hangisinin önemli olup olmadığı her zaman da bilinemez.

Haber "elinizden kaçıp kurtulduktan sonra" (varoluşçu fenomenoloji!) başka bir yapıya dönüşür ve "kendisi olur."

Karl Marks'ın kavramlarıyla söylersem belki daha iyi anlaşılır.

Haber "kendinde" haber değil, "kendi için" haber olursa orada "gerçek bilinç" vardır; yoksa ortada bir "bilinçsizlik" ya da "sahte bilincin" varlığından söz edilir!

Bu arada, röportaj yapmayacaksanız kendinize "gazeteci/haberci" diyebilir misiniz?

***

(RS FM'de yayımlanan, Yavuz Oğhan'ın İsmail Saymaz ve Akif Beki ile yaptığı "Bi De Bunu Dinle" isimli program, Sputnik yönetimi tarafından yayından kaldırıldı. Programın sunucusu Yavuz Oğhan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'yla yapılan ve kendi Youtube sayfasında yayınlanan mülakat sonrasında RS-FM GYY Mahir Boztepe açıklamalar yaptı:

- "Bu röportaj bizim işimiz değil"

- "Biz yayın politikamız gereği, Davutoğlu gibi bir figürü önemsemiyoruz."

- "Haber değerinin olduğuna inanmıyoruz.")

***

PEKİ, SİZİN İŞİNİZ NE?

Gerçekten "Allah Allah" diyeceğimiz bir medya olayı ile karşı karşıyayız.

Peki;

- Sizin işiniz ne?

- Yayın politikanız gereği hangi "figürleri" önemsiyorsunuz?

- Size göre neyin "haber değeri" vardır?

Saatlerce konuşabileceğim bir konu üzerinde çok ayrıntıya girmek istemiyorum.

Bunlar arasında, GYY'nin "sansür uygulamadığına, müdahalelerde bulunmadığına ve oradaki programcıların özgür gazetecilik yaptığına" ilişkin kafa karıştırıcı anlamsız sözleri de dâhildir.

BREH BREH, ABD YANLISI GAZETECİLERMİŞ!

Olayın bir de farklı boyutu var.

İlgili yayın organının yöneticisi diyor ki, "ABD yanlısı tutum alan gazetecilerin bunu köpürttüğünü görüyoruz. (…) Bu konu özellikle S-400'lerin Türkiye'ye gelmesiyle birleştirilerek…"

Allah Allah!

Ne kadar otistik bir yaklaşımdır bu!

İşte "Ne ABD, ne Rusya" diyen biz eleştiriyoruz.

(Rusya'nın S-400 füzeleri ve ABD'nin F-35 savaş uçakları konusundaki görüşümüz için geçen pazartesi günkü yazıma bakılmasında fayda var.)

Dediğim gibi, olayın siyasal boyutlarına şimdi hiç girmek istemiyorum.

DAVUTOĞLU VE DİĞERLERİNE DE LAFIMIZ VAR

Bu arada Davutoğlu da demiş ki; "Her kapıyı kapatsalar da biz yeni kapı açacak, susmayacağız."

AKP içinden parti kurma çalışmalarını sürdüren eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve "ekrana çıkamıyoruz" diyen herkese -eskiden olduğu gibi- çağrımız var.

Ceviz Kabuğu sizlere açık.

Sürekli davet ediyoruz, gelmiyorsunuz.

Niçin?

"CEVİZ KABUĞU" PUTİN'E DE, TRUMP'A DA, ERDOĞAN'A DA AÇIK

Son olarak şunu söylemek istiyorum.

"Gazeteci" olarak bizim için her "figür" önemlidir.

Habercilik ya da röportaj yaparken siyasal görüş tarafgirliği yapmıyoruz, sansür uygulamıyoruz.

Siyaset ile haberciliği ayırmasını biliyoruz.

O nedenle, hem bilgi hem de "çağrı" niteliğinde diyorum ki:

Çeyrek asırlık Ceviz Kabuğu programı Rusya Başkanı Putin'e de, ABD Başkanı Trump'a da ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da açık.

Bekliyoruz.

 

Yazarın Diğer Yazıları