Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) tanılı gençlerin toplumsal ve ekonomik hayatta karşılaştığı zorluklar, Türkiye’de yapılan yeni bir araştırmayla bir kez daha gün yüzüne çıktı.
Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği’nin öncülüğünde gerçekleştirilen “Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Gençlerin Yaşam Yolculuğu-Türkiye Örneklemi” başlıklı çalışma, otizmli bireylerin sosyal etkileşim ve istihdam gibi temel alanlarda yaşadığı engelleri ayrıntılı bir şekilde ortaya koydu.
Uzmanlar, bu bulguların, otizmli gençlerin hayata katılımını artıracak sosyal politikaların geliştirilmesi için acil bir çağrı niteliğinde olduğunu vurguladı.
ARAŞTIRMANIN BULGULARI: SOSYAL VE EKONOMİK ENGELLER
Uzmanlar, araştırmanın Türkiye genelinde 18 yaş üstü otizmli bireylerin yaşam deneyimlerini anlamayı amaçladığını belirtti.
Journal of Autism and Developmental Disorders’da yayımlanan bir çalışma, otizmli bireylerin yalnızca %10-20’sinin tam zamanlı istihdam edilebildiğini ve bu oranın, uygun destek programlarıyla artırılabileceğini ortaya koydu.
İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’nden nörolog Prof. Simon Baron-Cohen, “Otizmli bireylerin iş gücüne katılımı, hem ekonomik bağımsızlık hem de sosyal kabul açısından kritik. Ancak, iş yerlerinde sosyal beceri eksikliklerine yönelik önyargılar ve erişilebilirlik eksikliği büyük bir engel” dedi.
SOSYAL İLETİŞİM: EN BÜYÜK ENGEL
Otizmli gençlerin sosyal becerilerdeki zorlukları, arkadaş edinme, grup aktivitelerine katılma ve duygusal bağ kurma gibi alanlarda kendini gösterdi.
Journal of Turkish Studies’de yayımlanan bir nitel araştırma, otizmli bireylerin toplumsal alanlarda damgalanma ve dışlanma gibi sorunlarla karşılaştığını, bu durumun aileleri de sosyal izolasyona ittiğini belirtti.
ABD’deki UCLA’dan psikolog Dr. Catherine Lord, “Otizmli bireylerin sosyal ipuçlarını anlamada yaşadığı zorluklar, yanlış anlaşılmalara yol açabiliyor. Toplumun farkındalığını artırarak ve sosyal beceri eğitimlerini yaygınlaştırarak bu engeli aşabiliriz” dedi.
Türkiye’de bu konuda umut verici adımlar atılıyor. Uzmanlar, otizmli gençlerin sosyal becerilerini geliştirmek için erken yaşta başlayan özel eğitim programlarının önemine dikkat çekerek, “Erken müdahale, sosyal katılımı artırıyor. Ancak ergenlik döneminde de destekleyici programlar devam etmeli” dedi.
EKONOMİK BAĞIMSIZLIK: ULAŞILMASI ZOR BİR HEDEF
Araştırma, otizmli gençlerin ekonomik bağımsızlık konusunda karşılaştığı zorlukları da vurguladı.
Türkiye’de otizmli bireylerin iş gücüne katılım oranı, küresel ortalamanın oldukça altında. Journal of Vocational Rehabilitation’da yayımlanan bir çalışma, otizmli bireylerin iş yerinde karşılaştığı en büyük engellerin, işverenlerin önyargıları ve uygun iş düzenlemelerinin eksikliği olduğunu gösterdi.
Avustralya’daki Monash Üniversitesi’nden psikolog Dr. Darren Hedley, “Otizmli bireyler, rutin görevlerde yüksek performans gösterebilir. Ancak, iş yerlerinde esnek çalışma saatleri ve mentorluk gibi destekler olmadan bu potansiyel ortaya çıkmıyor” dedi.
Türkiye’de bu konuda farkındalık artırdı. Uzmanlar, “Otizmli gençlerin güçlü yönlerini vurgulayan istihdam programlarına ihtiyacımız var. Mesleki eğitim ve iş koçluğu, ekonomik bağımsızlığı destekleyebilir” dedi.
TOPLUMSAL FARKINDALIK VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Araştırmalar, toplumsal farkındalığın artırılmasının otizmli bireylerin hayatını kolaylaştırdığını gösterdi.
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi’nde yayımlanan bir çalışma, toplumun otizme yönelik olumsuz tutumlarının, otizmli bireylerin ve ailelerinin sosyal hayattan dışlanmasına neden olduğunu ortaya koydu.
Almanya’daki Charite Üniversitesi’nden nörolog Dr. Andreas Hensel, “Toplumun otizm konusunda eğitimi, damgalanmayı azaltır ve sosyal kabulü artırır. Okullar, iş yerleri ve topluluklar, otizmli bireylerin ihtiyaçlarına uygun düzenlemeler yapmalı” dedi.
UZMANLAR, ŞU ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ ÖNE SÜRDÜ:
Erken ve yoğun eğitim: Otizmli çocukların sosyal ve iletişim becerilerini geliştirmek için haftada en az 20 saat özel eğitim kritik.
Mesleki destek programları: İş koçluğu ve mesleki eğitim, otizmli gençlerin iş gücüne katılımını artırabilir.
Toplumsal farkındalık kampanyaları: Medya ve eğitim kurumları, otizm konusunda doğru bilgilendirme yapmalı.
Aile desteği: Ailelerin psikolojik ve sosyal destek alması, otizmli bireylerin yaşam kalitesini artırdı.
TÜRKİYE’DEN DÜNYAYA BİR ÇAĞRI
Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği’nin araştırması, otizmli gençlerin sesini duyurmak için önemli bir adım.
Uzmanlar, “Bu çalışma, otizmli bireylerin ihtiyaçlarını anlamak ve onlara uygun çözümler üretmek için bir yol haritası sunuyor. Toplum olarak bu gençlerin potansiyelini ortaya çıkarmalıyız” dedi.
Otizmli gençlerin sosyal ve ekonomik hayatta karşılaştığı zorluklar, sadece onların değil, tüm toplumun meselesi.
Uzmanlar, bu engelleri aşmak için daha fazla farkındalık, destek ve kapsayıcı politikalar gerektiğini vurguladı.
Türkiye’den başlayan bu araştırma, otizmli gençlerin hayata eşit katılımı için umut ışığı oldu.