Özgür Özel’in kırmızı kartı nerede?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri’de Marmara Cezaevi’nde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret ettikten sonra, PKK bildirisindeki Lozan ve 1924 Anayasası’na karşı ifadeler hakkındaki soruyu cevaplandırırken, “Arkadaşlar biz, Lozan’ı imzalayan taraftayız ve Türkiye’nin kuruluş felsefesi hakkındaki görüşlerimiz de bellidir. Bu soruyu bana değil, Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’ye sormalısınız. MİT’in eski ve şimdiki başkanlarının, o bildirinin hazırlanış sürecinin her aşamasından satır satır bilgisi vardır. Öyleyse konuyu Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’ye sormalısınız” dedi.
Özgür Özel, daha önce de “O bildiri MİT'in onayı olmaksızın açıklanabilecek bir bildiri değil. Cuma’dan itibaren, kongrenin bittiğinden itibaren kelimeleri müzakere ediyorlar. Neredeyse 2 yıllık bir geçmişi var." demişti.
Özgür Özel’in iddiası yalanlanamadığına göre tespit doğru.
Yalnız, Erdoğan’a veya Bahçeli’ye bu soruyu hangi gazeteci ve nerede soracak? Böyle bir ortam yok ki... Bahçeli’nin sesini duyan da yok! Telefonla kendilerini aradığını söyleyenler var o kadar. Tayyip Erdoğan’a da ancak yayın yoluyla bu soru sorulabilir ki onu da Özgür Özel sormuş oldu zaten...
***
Konu Erdoğan ve Bahçeli’ye sorulsun ama Lozan ve 1924 Anayasası’na saldırıdan devletin bilgisi varsa, cumhuriyeti kuran partinin genel başkanı, daha net bir tavır sergilemek zorunda değil midir?
Meselâ İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, grup toplantısını Ankara'daki Lozan Parkı'nda yaptı ve "Tapu senedimiz olan Lozan'ı inkar eden, Türkiye'yi inkarcı ve işgalci ilan eden, binlerce evladımızın katiline özgürlük ve siyaset hakkı isteyen, emperyalist güçlerden aldıkları cesaretle hareket eden bu teröristlerle neyin pazarlığını sürdürüyorsunuz?
Her gün vatanın her karışında toplanmalıyız. Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, dün olduğu gibi bugün de tüm vatandır.” diyor...
Yıllarca PKK yaftasıyla siyaseti kirletip dizayn ederek iktidarda kalanlar, bugün PKK ile ittifaklarını barış diye meşrulaştırıyorlar.” dedi.
Dervişoğlu, “Bu soruları soruyorum kime soruyorum, sadece iktidar görünümlü örgüte değil, muhalefet görünümlü terör sevicilere, oy kaybından korktuğu kadar Türkiye'yi kaybetmekten korkmayanlara, cebinde gezdirdiği kırmızı kartı PKK'nın metnine gösteremeyenlere soruyorum" diyerek doğrudan Özgür Özel’den de kırmızı kart beklediğini söyledi.
Hani Özgür Özel, “Seçimi getirene kadar Erdoğan’a kırmızı kartı gösteriyoruz. Onu gördüğünüz yerde ona kırmızı kartı gösterin. Bu kırmızı kart, ay yıldızlı al bayraktan renklerini alan, millet ittifakının varlığıdır, bayrağıdır, sembolüdür. Bundan sonra Türkiye İttifakı, kırmızı kartı çekecek, halkın iktidarını kuracaktır.” diyordu ya...
***
Özgür Özel’e benzer bir uyarı da içerden geldi. Ressam, yazar ve CHP eski Parti Meclisi üyesi, 2003 yılında CHP'nin 30. Olağan Büyük Kongresi'nde genel başkanlığa aday da olan Bedri Baykam, “Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?” başlıklı son yazısında şöyle yazdı:
“PKK ile masaya oturarak DEM üzerinden kendisine anayasal bir oksijen fırsatı yaratmaya mecbur olan iktidar bu bildiriye nasıl bakacak, yaşayarak göreceğiz. Ama CHP’nin, kolay iyimserliklere kapılmadan, Cumhuriyetimizin kuruluş senedi üzerinden gözlerini tarihe dikerek, bildirinin bu haliyle ve bu tavırla kabul edilmesinin mümkün olmadığını net olarak ortaya koyması lazımdır. Çok önemli bir siyasi çıkış yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, bu tuzağa düşmemesi şarttır. ‘Biz şimdi bu bildiriye karşı çıkarsak bizi barışa karşı ilan ederler, o yüzden bazı şeyleri görmezden gelelim’ demek mümkün değildir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin, CHP’nin ve hatta iktidarın, bu metni hazmetmeye çalışarak masaya oturması yalnız Atatürk’e ve Cumhuriyet’in kuruluş mantığına değil, bu ülke için canını vermiş on binlerce şehidimize ihanet olur.”
İnanç temelli kimlik inşa etmek!
Ankara’ya bu heykeli mi dikseydik?
“Bir milyon kişiyi askere alırım...”
Kuşatmayı abartıyor muyum?
Amerikalı generalin 18 yıl önceki itirafı!
Kürecik, İsrail’i gözetleyebilir mi?
İran düşerse...
İran’a saldırının zamanlaması...
Trump da Ümit Özdağ gibi tutuklanacak mı?
Los Angeles ve Manisa ilişkisi!









