Palabıyıklı hakimin gazeteciliğe dönüşü

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Füruzan Tekil’in yönetiminde, gazeteci Mithat Eriş’in matbaasında basılan “Fener” spor gazetesinin Yazıişleri Müdürü olduğum yıllardı. Cihat Arman, Pamuk Sedat (FB’nin eski futbolcularından, Anadolu Ajansı Spor Müdürü Sedat Taylan), kulübün atletizm şubesi kaptanı Kâmuran Tekil, Cumhuriyet gazetesi spor yazarı Cem Atabeyoğlu ve Hukuk Fakültesi mezunu genç ve yakışıklı Hâkim Halit Kıvanç, yazar Neriman Tekil ve eski futbolcu spor yazarlarından oluşan kadromuzla örnek bir çalışma temposunu sürdüren gençlerdik.

Fener spor gazetesinin İstanbul Valiliği karşısındaki ofisi, her Pazar günü maçtan sonra dolup taşar, büyük heyecen ve neşeli bir atmosferde gazete hazırlanırken, Halit Kıvanç’ın esprileriyle asıl cümbüş başlardı. Hele bir de Fenerbahçe maçı kazınmışsa!.
Bir keresinde Fener, rakibi Galatasaray’ı da yenip puanlamada öne geçince, maçın kahramanı kaleci Cihat Arman, bunun zevkini Galatasaraylı olan benim başımdaki son saç tutamını yolarak çıkardı. Ardından gazetedeki diğer arkadaşlar da onu izledi. Kalan üç beş tel saçım da Fenerli mesletaşlarımın parmakları arasında dolandı. Ve bugün Bab-ı Âli’de gazeteciler arasında benim lâkabım “Kel Şemsi” olarak anılıyorsa, bu o Fenerli meslektaşlarımızın garip kutlama anlayışlarının bir yadigarıdır...

Yine böyle bir Pazar günü gazeteyi hazırlama telaşındayken Halit Kıvanç’ın gelmediğini farkettik. Gecikince de epeyi meraklandık... Tam bu sırada Halit Kıvanç, elinde Hukuk Fakültesi diploması ve atama belgesiyle kapıdan içeri girip bir masanın kenarına ilişti. Biz sormadan anlatmaya başladı:
“-Hâkimler atanma çekiliş kurasında ben ayvayı yedim... Annem, babam ve abim, İstanbul müjdesini beklerken Siirt’in Kozluk İlçesi Hâkimliği çıktı.”
Kimimiz sevindi, kimimiz hayıflandı...Tebrik edip neşelendirmeye çalıştık.

Garda uğurladık
Cem Atabeyoğlu ile ben, Haydarpaşa Garında, Halit Kıvanç’ı Doğu Ekspresin kompartımanında sarılarak öpücüklerle uğurlarken, inler gibi; “-Görüşmemiz uzun sürecek sanırım...” demişti. Hacıbekir lokum kutusunu koltuğun başındaki rafa yerleştirdim, tekrar sarılarak veda ederken, Cem, gözyaşını kuruluyordu.
Söz vermesine rağmen Halit’in gittikten sonra gazeteye yazı göndermemesi bizleri kaygılandırdı. Aradan kısa bir süre sonra gelen telgrafta, trenle İstanbul’a hareket ettiğini söyleyince yine Cem Atabeyoğlu ile Haydarpaşa Garı’na Halit’i karşılamaya gittik. Tren geldi ama Halit Kıvanç’a rastlayamadık... Sesini duyduğumuzda basamaklarda birisinin el salladığını gördük. 
Trenden inen palabıyıklı, esmer, dağınık saçlı çok ürkek adam bizlere seslenmeseydi, tanıyamayacaktık. Bir süre önce uğurladığımız zarafet sembolü Halit Kıvanç’ı tanıyamadık... İtina ettiği bıyıkları palabıyık olmuş, esmerleşmiş, zayıflamış, saçları da dağınık, hele kravatsız oluşu çok acayibimize gitmişti.
Hepsini unuttuk, sarılıp hasret giderirken fısıldar gibi konuştu;
“-İstifamı verdim. Sizleri, daha doğrusu gazeteciliği özledim.”

Dünyası değişti
1944 Yılındaki Halit Kıvanç gitmiş yerine, dünyası değişen Halit gelmişti adeta. Gazeteciliğe öylesine hırsla başladı ki, ilk önce Son Telgraf, ardından Gece Postası gazetelerinin spor sayfalarına hareket getirince, diğer günlük gazeteler de hızlandı. Gazeteler Halit Kıvanç için bir bakıma yarışa girişti. Halit Kıvanç’ın Radyo’da maçları anlatmasıyla şöhreti de arttı,
Başka bir olay ise, Türkiye’de Televizyon bilinmezken, İstanbul Teknik Üniversitesi deneme Programlarında, Halit Kıvanç, güleç ve yakışlı tipiyle halkı çok etkiledi. Esprilerle süslü konuşmaları ve spor olaylarını nakli, Halit Kıvanç modası getirdi. Bu kez de açılışlar, törenlerin sunuşu ve ardından defile ve davetlerin tek adamı oluşu da, onu kısa sürede zirveye eriştirdi. Türkiye’de televizyon ortaya çıkmasıyla sunuculuğun ilk akla gelen ismi oldu. Televizyonda Uluslararası Güzellik yarışmalarını sunuşu, balo ve törenlerdeki vazgeçilmezliği ile bir bakıma sunuculuk patenti alan Halit Kıvanç, yurdun en önemli yerlerinde yapılan açılışların da tek adamı olmuştu. Ayrıca yurtdışı davetleri de dikkate alınınca  Türkiye’nin Milli sunucusu oldu.


Milliyet Gazetesi’nin düzenlediği Mine Vargı’nın Türkiye Güzeli seçildiği 1968 yılı güzellik yarışmasının sunuculuğunu da Halit Kıvanç yapmıştı

Yazarın Diğer Yazıları