İktidar amigolarının günlerdir pompaladıkları "Manifesto" nihayet fiyasko ile neticelendi. 81 ilden bindirilmiş kıtalar kurultaydan kovit virüsü alarak memleketlerine döndü. Olan yine bir yıldır açlığa mahkûm edilen esnafa oldu. Oysa yalakalar "Hukuk reformu"ndan, "Ekonomik paket"e kadar çıtayı öylesine yükseltmişti ki AKP'nin Genel Başkanı, bu talebi görüp çıtayı 2053'e çıkartarak matematik bilgimizi test etti. 2023'e neredeyse 2 yıl var iken 2053 hedefi 52 yıl sonrasına sarkarken bir nevi ölümsüzlük iksirinin de bulunacağı müjdesi mi verildi! Oysa Türkiye'mizin nüfusu hızla yaşlanıyor. Sayın Erdoğan, 66-67 yaşında. 52 yıl sonra 118-119 yaşında olacak. Erdoğan'ı bilmem ancak bugünkü seçmenin yüzde 70-80'i büyük ihtimal hayatta olmayacak. Ancak Erdoğan'ın 2053'e kadar iktidarda kalmak için bulduğu formül ise "Yeni Anayasa..." Evet "Yeni" kelimesi sihirlidir. "Yeni ev, yeni araba, yeni sevgili." Her türlü yetkiyi elinde bulunduran "Tek adam"ın "Yeni Anayasa"ya hangi maddeleri koyacağını çok merak ediyoruz. Mesela "Yeni Cumhuriyet mi?", "Yeni başkent mi?"
***
AKP 'nin kongresinde gözler hep "Damat"ı aradı. Yerine babası Sadık Albayrak ilk halkada göründü. Kimileri 19 yıllık iktidara rağmen "Heyecanın yeterli olmadığı" yorumunda bulunabilir. Asla katılmıyorum. Damat Bey'in "Mars'a duble yol yaptık desek inanan kitlemiz" var sözleri gerçekliğini koruyor. Erdoğan'ın "Uzaya çıkıyoruz" sözlerini hararetle alkışlayan kitle bu uzay yolculuğunun havasına girmiş. Uzay Dairesi kolları sıvayıp önce garson, çaycı, hizmetli kadrosu açmıştı. Şimdi de VİP araç ihalesi açmış. İlk önce Elon Musk'ın elektrikli makam aracı alınacak sanmıştık. "Elin gavuruna para vermeyelim" deyip, 8 kişilik koltuk vs. şartlarla VİP makam araçları yurt içinden temin edilecekmiş. Benim aklıma Sayın Erdoğan'ın "Sert iniş gerçekleştireceğiz" sözü takıldı. Uçak dahil uçan araçların sert inişleri risklidir. Acaba diyorum Erdoğan, sehven partisinin sert inişe geçtiğini mi demek istedi.
***
Salgın koşullarında "lebalep kongreler" yüzünden cidden psikolojim bozuldu. Resmen "panik atak" nöbetleri yaşıyorum. AKP kongresine katılmak için yola çıkan otobüslerdeki görüntüler korkuttu beni. Yüz bin kişinin davet edildiği kongreye salona ancak 10 bin kişinin alınmasına öfkeliydi partililer. Bahçedeki 90 bin kişinin keyifleri pek yerinde olmasa da "Reis" vurgusundan vazgeçmeyip "Uğruna ölürüz" tespiti ürküttü beni. Demek ki "Sadece askerlik değil, AKP'li olmak da yan gelip yatma yeri değilmiş..." Boşuna dantelli masa örtüsü giyip kefen görüntüsü vermiyorlarmış. Bu ölüm ritüeli cidden psikolojimi bozuyor. Panik atak nöbetlerimi sıklaştırdı. Kongre esnasında arayan meslektaşlarımın sorularına özetle "Panik Atak Kongresi" cevabını verdim. Ve bu arada "Uzay yolculuğu" konusunda küçük bir anket gerçekleştirdim. "Sert düşüş" konusundaki endişelerimin çoğunluk tarafından kabulü ile tansiyonum ve kalp atışlarım normale döndü. Seçmene ve parti tabanına yeni bir şey bile vaat edemeyen AKP'nin panik atak kongresinde dağ fare doğurdu. Geriye sadece "Yeni Anayasa" hazırlıklarının ip uçlarının peşini bırakmayacağız. "Bakan toto" tartışmalarını da tebessümle karşılıyorum. 20 ayda 4 Merkez Bankası Başkanı değişti de ne oldu? Tek adam değişmeden bu gidişle hiçbir şey değişmez! Değişimi hissedenler panik atak nöbetine tutuluyor. Benim gibi...