Pazar etiketleri ve döviz kuru

Hep bayanlar aş erecek değil ya. Benim de canım bakla istedi. Bir arkadaşıma sordum "çıktı mı?" diye. "Cumartesi pazarında gördüm" dedi. Fiyatını sordum "Almaya niyetim yoktu, bakmadım" karşılığını verdi.

Bir minibüsle gider diğeri ile dönerim hesabı yaptım. Pazar yerine gelince, yokuşu yavaş yavaş tırmanmaya başladım.

Eski alışkanlıkla Kars kaşarı satan ihtiyara baktım. Kilosu 30 lira. Yumurtalar 85-100 kuruş arasında. Yufkanın epey fırladığını fark ettim 7 lira.

Favorilerimden Alanya muzu roketleyenlerden. 11 lira etiket taşıyordu. Bu normal. Mevsimi geçti. Tuhafıma giden koyu yeşil renkteyken yola çıkan Güney Amerika muzları 15.00'te. İşte bu anormal. Gemide karpitle oldurulduğundan sevmem. Bizim acur daha lezzetlidir.

Ana nokta

Bizimkilerle devam edeyim. Baklayı sadece iki tezgahta gördüm. İlk ürün oldukları belliydi. Sarmısaklı yoğurt ve üstünde dereotuyla hayal ettim. Ağzım sulandı. Kilosu 10 lira, 600 gram aldım. Hemen yanında çalı fasulyesi vardı. 20 lira. Bitişiğindeki ıspanağın kilosu 5 lira idi. Ondan da bir kilo aldım.

Domates çeşidi üçlenmişti. Tanzim'de üç lira narh konulan domatesin normali 5.00 ve salkımı 8.00 liraydı. Çanakkale'den gelen gül (pembe) cinsi olan 8,5 liradan devreye girmişti. Domates işini Migros'tan hallederim diye düşünüp yürüdüm.

En ağır toplardan olan assolist sarmısağı öyle stoklamışım ki, mayıs ortasına kadar yeter. Yoksa rekor ödemeyi Taşköprü'ye yapacaktım. Tam 30 lira.

Biberler uçmuş

Tüm biberleri tutana aşkolsun. Kapya'dan (yağlı kırmızı), dolmalığa kadar 14.80'den satılıyor. Haa atlamayayım sivri 20 lira.

Salatalık 5-6 arasında. En çok şaşırtan patates 4.50 ve soğan 6 lira oldu. Bunları alacak ve taşıyacak gücüm zaten yoktu.

Döndüm Hüseyin Movit aradı ve Ayşenur Arslan'ın ifadesini verdikten sonra serbest bırakıldığını müjdeledi. Ayşenur'la en son Akşam gazetesinde İsmail Küçükkaya'nın odasında konuşmuştuk.

İtiraf etmeliyim, cuma günü gözaltına alınınca "eyvah" demiştim. Sonra da "Pazartesiye kadar sandalye tepesinde tutacaklar." diye düşünmüştüm. Geçmişten örnekler ortadaydı. Movit'le muhabbeti pazar borsasına dönüştürüp tamamladık.

Düğmeye basılmış gibi

Bir süre sonra NTV'de ve CNNTÜRK'te kuşaklar geçmeye başladı; "Bazı bankalar hakkında soruşturma başlatıldı." Gecikmeden devamı geldi: "Hatırlı müşterilerine hesaplarını dövize çevirmeyi öneriyorlar."

Baş suçluyu da ilan ettiler; "JP Morgan". Bu kökü dışarıda finans kuruluşunu yılanın başı(!) diye anlattılar.

Bizimkilerin "100 milyar dolar rezervimiz var" açıklamasını yalanlıyorlar. Cevabımız hazır: "Rezerv 128 milyar dolara çıktı." Başladık JP Morgan'a bindirmeye. "Yanıltıcı ve manipülatif propaganda" ile suçluyoruz.

Hücumcular

BDDK'dan sonra SPK da karalamaya katılanlardan. Bütün yangının nedeni, (bazılarının(!) şikâyeti) sayın Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak'ın katkısı hiç mi yok?

Doların dün sabah itibarıyla 5,761'i avro'nun 6,518'i aşması, hele çeyrek altının 399.1 liraya tırmanmasının ana nedeni JP Morgan olarak ilan edilmesi tam bir kara mizah.

Hatta pazardaki domates-hıyar, patates-soğan etiketlerini de yükselten hep bunlar.

Gerçek olan

Bütün bu kurgu, iktidarın başarısız ekonomi uygulamalarıdır. Biz zamanlar "kökü dışarıda" diye yapılan suçlamalar hortladı. Belki de bu defa muhalefete faydası olur. Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener hedef tahtasından indirirler. Hiç olmazsa kısa bir süreliğine.

Yine başa dönersem, yemek malzemelerini sayarken en önemli unsuru atladım; zeytinyağı. Afrin'den getirilenlerin A101'e etkisini hâlâ göremedim. Mecburen ayçiçek yağı kullanıyoruz. Onun da en ucuzu iki litresi 14.95 lira...

***

Millete meydan okumanın sonu

Galatasaray'da gelinen nokta ilginç. "İbra oylaması", ilgaya dönüştü. Mali anlamda temiz kağıda verilen Mustafa Cengiz bu defa koltuğu kaybetti. Peki neden? Son dönemde camiayı küçük düşüren konuşmalara başladı. Galatasaray'ın gerçek sahibinin Mekteb-i Sultani olduğunu inkâra kalktı. Neticede golü yedi ve her zaman olduğu gibi liseliler kazandı.

Bardağı asıl taşıran damlanın CAS kararını fazla abartmasıydı. Bu da sonunu getirdi. Cengiz, şimdi oturup, sabahtan akşama kadar "kendim ettim, kendim buldum"u dinleyebilir.

...

GÜNÜN SÖZÜ

Köklerini inkâr edenin tarihi yoktur. Halil Cibran.

 

Yazarın Diğer Yazıları