PKK ile diyalog ve çifte standart

Operasyon bitti, gürültüsü bitmedi. Amerika’nın Irak hava sahasını açıp, bölgeden askerlerini çekerek ve Kürt müttefiklerini haberdar ederek sınırlı olmak kaydıyla izin verdiği operasyon, verilen sınırlara dayanınca, koyuverilen ipler çekildi. Askeri açıdan ne kazandırdı bilemem ama siyasi açıdan iktidar partisi artık kendine siyasi yaşamda bir müttefik bulmuş görünüyor.
Ne garip bir çelişki, Atatürk’ü çaktırmadan karalayan ve onun devrim ve kurumlarının altını oyan bir partiyle, Atatürk’ün en güvendiği kurumun başındakiler, Atatürk’ün partisine karşı dans ediyorlar. Ne garip bir çift? Acaba bu ittifak, daha önce, tüm aksi söylemlere rağmen var mıydı, yoksa yeni mi oluştu. Bilemiyorum, bu ayıp kime, onu da bilemiyorum.
Ama bildiğim, daha önce de yazılarımda belirttiğim, bu operasyonun Türk halkının gazını almak için düzenlendiği. Bu noktayı yazmış ve ardından gelecek fırtına için kendimce herkesi uyarmaya çalışmıştım. Gelecek fırtınayı Türk halkı ve onu bilgilendiren lay lay lom basın dışında dünya görüyor görmesine ama onlar. Onlar bir futbol maçına verdikleri önemi bile bu hayati duruma göstermediler göstermiyorlar. Onları Mehmetçiğin başarısı bile Fener maçı kadar heyecanlandırıp gururlandırmadı.
Bu konuda bazen kasıtlı, bazen de sanki kazara olmuş gibi Amerikalı yetkililerin ağzından gerçek hedefi duyuyoruz. “PKK ile diyalog kurun veya kuralım. Sosyal ve ekonomik reformlar yapın”. Sonuncusu gene bir Amerikalı generalden. Bu tür açıklamaların ardından her zaman ne olur ne olmaz diye derhal bir yalanlama, bir düzeltme yayınlanır. Siz yanlış anladınız veya o kişi kendi görüşünü açıkladı gibilerinden. Bu sefer de öyle oldu.
Oysa burada kimse böylesine önemli bir konuda kendi görüşünü belirtemez. Ardından Amerikan Dışişleri Bakanlığı düzeltti. Teröristlerle görüşmezlermiş ama biz görüşebiliriz. Her konuda olduğu gibi en açık şekliyle bir çifte standart daha. Guantanamo’da tuttuğu terör örgütü El Kaide üyelerine yargı hakkı bile tanımayanlar, Türkiye’ye diyalog önerebiliyor. Önerecek tabii. Bu önerilerin ardından da baskılar başlayacak.
Eeee, başkasının istihbaratı ile operasyon yapar, onların izni ile hareket eder, risk alırsan, bu kadar hata, bu kadar baskı olur ve sonuca da tepki doğar. Eskilerin dediği gibi; “el parası ile düğün yapılmaz”.
Başbakan parti toplantısında gürlüyor, biz kimseden emir almayız diye. Yapmayın yahu, böyle ayan beyan konularda bağırarak herkesin gördüğü bir olayı kapatamazsınız. Burada kimlerden emir aldığınız, yardımcılarınızın sizden ne mesajlar getirdiği, devlet dairelerinin koridorlarında tebessüm ve alayla anlatılıyor.
Ekonomik fırtına geliyor dedikçe, AKP’nin yetkilileri yok öyle bir şey demekten öte bir şey yapmadılar. Aslında ailece yedisinden yetmişine kadar iş adamı olan, onların kişisel önlemlerini aldıklarından hiç kuşkum yok. Önlem almadıkları nokta millet için. Boğaz Köprüsünde mahkeme kararı ile indirmek zorunda kaldıkları geçiş ücretini bile, sanki halka kendiliklerinden yapmışlar gibi sattılar.
Ancak, Türkiye’de Ampul iktidarının ekonomik refah konusunda attığı yalanlar, artık üstü örtülemeyecek boyutlara ulaştı ve ortaya çıkmaya başladı. Ekmekten başlıyor piyasadaki artışlar, meyve ve sebze de sırada. Artık poşetle yiyecek verip, yaz aylarında kömür dağıtarak da kendilerini kurtaramayacaklar. Kendilerine kıyak emeklilik hazırlarken, emeklilerin haklarını ellerinden alacaklar. Tırpanlama sırası çalışan emekçilerde. Gördüğünüz gibi türban falan, fındık fıstık. Ama bekleyin, yakında göreceksiniz, eminim yeni gündemi değiştirecek konular bulacaklardır. s

Yazarın Diğer Yazıları