PKK ile masaya oturma sürecinde Türk Milliyetçileri ve Seval Türkeş!

Biz Bakü’de iken Ankara’da “PKK ile masaya oturma” söylentileri gündemdeydi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Erdoğan’ın dilinin altında bir bakla var. Silahları bırakın söyleminin altında bir af iması yatıyor” derken Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, “Gündemimizde af yok” diye cevap verdi. 
Radikal gazetesinde İsmet Berkan ise “Biliyorsunuz, Başbakan Erdoğan’ın sadece terör sorunu için değil Kürt sorununun tamamı için bir ’kapsamlı planı’ olduğunu bize Amerikan Dışişleri Bakanı Rice söyledi.
Başbakan, bu planı gitti Amerikan Başkanı Bush ile de görüştü, ona da anlattı. Şimdi plan, büyük ihtimalle Amerikalılar tarafından Kuzey Iraklı Kürt liderlere de aktarıldı. İhtimal o ki, planın bazı detayları Kandil dağındaki PKK liderlerine de iletildi. Yani, Türk hükümetinin hazırladığı söylenen ’çözüm plânı’ndan biz Türk milleti dışında herkesin haberi var” diye yazdı.
Berkan, Erdoğan’ın Bakü dönüşü PKK için,  “Ya elde silah dağda dolaşacaklar, ya da silahlarını bırakıp şehre inecekler, siyaset yapacaklar” diye konuşmasını Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ’un PKK’nın dağ kadrosunu çözecek, o kadronun dağdan ayrılmasını sağlayacak önlemlerden söz etmesi ve eski komutanların Fikret Bila’ya yaptığı açıklamalar ile birleştirerek sundu ve Başbakan’ın kafasındaki plandan silahlı kuvvetlerin de haberdar olduğunu belirtti ama MHP’nin ve belki CHP’nin. hükümeti  “vatana ihanet” le suçlaması ihtimalini de gözardı etmedi.
Murat Yetkin’in de benzer değerlendirmeleri var.

* * *

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise Başbakan Erdoğan’ın “terör örgütüne silah bırakma çağrılarının, dağdan şehre inip siyaset yapma davetlerinin, siyasi çözüm ümitlerinin yeşertilmesinin ve teröristlere örtülü siyasi af” vaatlerinin, Türkiye’nin karşısına çıkartılması amaçlanan siyasi tezgahın alt yapı hazırlıkları olarak görülmesi gerektiğini bildirdi.
Bahçeli, tezkereyi hatırlatarak “Hükümeti buradan bir kere daha uyarmak istiyorum, terörle mücadelede son 24 yılın en önemli bu altın fırsatını heba etmeyin. 507 milletvekilinin ve Türk milletinin büyük çoğunluğunun arkasında olduğu bu yetkiyi kullanın. Göstermelik tedbirlerin ve sınırlı müdahalelerin ötesinde, terörün belini kıracak sonuç alıcı sınır ötesi harekattan çekinmeyin” dedi.
Bahçeli’nin, konuşmasını, “Türk milliyetçileri henüz son sözünü söylememiştir” uyarısı ile bitirmesi de meselenin can damarıdır.
Zira, bugüne kadar Türk milliyetçiliğinin siyasi temsilcisi olan MHP’nin ve bağlı olarak ülkücü gençliğin, AKP’nin iktidar yılları içinde ılımlı bir çizgide bulunmasını sağlayan kişi Devlet Bahçeli’dir.

* * * 


Peki Türk Milliyetçileri son sözü ne zaman söyleyecek?
Onu bilmiyoruz. Fakat, Türkiye’nin ekonomik alt yapısı tamamen yabancıların eline geçerken, bir taraftan da CIA’nın yan kuruluşları olan Açık Toplum Enstitüsü gibi kurumlar, ülke genelinde örümcek ağını kurarlarken, Türk Milliyetçileri’nin hareketsiz kalması beklenmiyordu.
Yazının tam bu noktasına geldiğimde telefonla Seval Türkeş Hanımefendi aradı. Türk Dünyası Kurultayı ile ilgili olarak Yeniçağ Televizyonunda, “Heyet Raporu” programımızdaki değerlendirmelerimden dolayı tebrik ettikten sonra “Anlaşılıyor ki Alparslan Türkeş’in ölümü, Türkiye için bir dönüm noktası oldu. Türkeş, Türk Dünyası rüzgârını arkasına almıştı. Dünya sistemini kurgulayanlar bunu tehlikeli buluyordu. Türkeş’in ölümünden sonra Türk Milliyetçileri, dünya sisteminin emelleri doğrultusunda pasifize edildi, çizgisinden çıkarıldı. Bunun sebebi, milliyetçiler arasında da kullanılan adamlar bulunmasıdır” dedi.
Türk Milliyetçilerinin bu teslimiyet çizgisine bir son vermelerinin zamanıdır artık dostlar!

Yazarın Diğer Yazıları