PKK üzerinden iktidara tutunmak!

Ali Kemal Özcan'ın "devlet izniyle" terör örgütü başı Abdullah Öcalan ile görüşmesi sonunda açıkladığı el yazısı mektup metni ile Öcalan'ın avukatlarının açıkladığı metin arasında bir kelime farkı var.

Öcalan, el yazısı ile yazdığı mektupta "HDP'de ifadesini bulan Demokratik İttifak ve bağlantılı demokratik müzakere opsiyonu çözüm odaklı olmayı esas almıştır. Demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk üçlü sacayağına dayalı çizgi en doğru ve sonuç üretici siyasi platform durumundadır." diyor.

Öcalan'la görüşen Asrın Hukuk Bürosu avukatları ise yaptıkları yazılı açıklamada "Demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk üçlü sacayağı üzerine demokratik siyasetin geliştirilmesi gerektiğini söylemiş, evrensel hukuk içinde 'Demokratik Anayasal İttifak' kavramını önermiştir. Evrensel hukuk içerisinde demokratik anayasal çözümün aranacağını belirtmiştir." dediler!

***

Bilindiği gibi "demokratik anayasal ittifak" kavramını Abdullah Öcalan, öncelikle Türkiye'nin iç federasyonu için kullanıyor. Büyük Kürt federasyonu ise bundan sonraki hedefi!

Bu "iç federasyon" kavramına, 2001 yılında medyada propagandası yapılan İtalyanlar'ın "Veneto'dan Batı Karadeniz Bölgesi'ne" sloganlı bisiklet gezisi sırasında kullanılan ve gezinin amacını ortaya koyan bir belgede rastlamıştım.

Belgede şöyle deniliyordu:

"Amacı ulusal devletlerin iç federasyonu (devletler federasyonu) şeklini gerçekleştirmek olan, politik şekilli, Avrupa karakterli bir fenomen geliştiriliyor. Bu amaçta istikamet, her zaman toplumlar ve politika; devletler ve devlet yöneticileri; güçler ve ülkeler arasındaki bir yakınlaşmayı gerçekleştirmeye yöneliktir. Globalizeleşme ve kimliği arama çalışmaları aynı paralelde seyreden iki muhakemeyi birleştiriyor... Orijinin bulunması, kişinin bölgeler ve devletler üstü bir kimlik kazanması olarak yorumlanıyor ve temelinde kişinin birçok ülkenin yurttaşıymış gibi düşünülmesi fikrine ulaşılıyor. Sonuçta, en ideal biçimine çoklu kimlik (çok kimliklik) araştırması olarak dönüşüyor, yani tüm insanların tek, aynı büyük genetik kökten geldiği orijinde, bir çeşit ulu ana ve ulu baba isminde birleşiyor; Adem ve Havva; ya da Homo sapiens, ya da Austrolopitecus..."

Yani milli kimlikleri çözmek için üretilen bir proje bu! Türkiye'de uygulanıyor!

***

Şimdi Tayyip Erdoğan, Ahmet Hakan'ın, "İmralı'dan böyle bir açıklama yapılmasında iktidarın bir katkısı oldu mu?" şeklindeki sorusu üzerine "Olaya ben şöyle bakıyorum, bizim derdimiz o değil, çünkü oralardan bize ne gelir gelmez bunları az çok kestiriyoruz. Burada aslında bir iktidar mücadelesi var. Bu iktidar savaşında HDP, PKK kanadında yaşanan bu savaş, tabii Öcalan ve Demirtaş noktasında da ciddi bir iktidar mücadelesine doğru bir kayma gösteriyor. Hatta daha da ileri, dağ da bu işin içerisinde." yolunda cevap verdi!

Bu, topu taca atmaktır. Herkes biliyor ki, AKP ne zaman sıkışsa Öcalan imdada yetişti. Öcalan, her genel seçim öncesinde terör eylemlerini durdurarak, AKP'nin seçim kazanmasını sağladı. Şimdi de HDP oylarının karşı tarafa gitmemesi için çaba göstererek, AKP'nin İstanbul'u kazanmasına yardımcı olmaya gayret ediyor.

AKP, ancak çözüm sürecinin iktidara mal olduğunu gördüğü zaman terörle mücadele başlatmıştı. 

***

Peki Öcalan, 10 maddelik Dolmabahçe mutabakat metninde ne istiyordu?

Ulus devlet tanımının değiştirilmesi, "ortak vatan" anlayışıyla Kürtlerin temel hak ve özgürlüklerinin ve kimliğinin Anayasal güvence altına alınması, 'Demokratik Özerklik' adı altında özyönetim modellerinin geliştirilmesi, koruculuk sisteminin kaldırılması ve "Türklük" üzerine bina edilmiş Anayasa'daki vatandaşlık tanımının değiştirilmesini istiyordu! 

Şimdiki metin ile esasta hiçbir farkı yok yani!

AKP'li vekiller de bu metine imza atmamış mıydı? Türkiye aynı skandalı bir daha yaşıyor!

 

Yazarın Diğer Yazıları