Polisimizin Kuruluş Yıldönümü Kutlu Olsun...

Sayın okurlarım, oldum olası Devletimizin emniyet gücü polisimi sever ve sayarım. Askerime ve polisime kötü söz söyletmem. Onları, Türk Dünyasının kutup yıldızlığı görevini yapacak olan Cumhuriyetimizin koruyucuları olarak görür ve düşünürüm.
Ulu Tanrı’ya, onları başımızdan eksik etmemesi için, görevlerini ve yaşantılarını milli değerlerimizin koruyucusu olarak sürdürmeleri için, toplumumuzu sömürücü emperyalistlerden ve maskeli yobaz politikacılardan korumaları için dua ederim.
Bugün 10 Nisan, Polis Teşkilatımızın kuruluşunun 163. kuruluş yıldönümü. Kutlu ve mutlu olsun.
İstanbul Emniyet Müdürlüğümüz, geçirdiğimiz pazar günü tatilinden yararlanarak Mecidiyeköy’den Taksim’e kadar, halkın da katkısı ile renkli, bayraklı güzel bir yürüyüş tertipledi. En önde taşınan  “İSTANBUL HALKININ HUZURU İÇİN CANIMIZ PAHASINA” başlıklı yazı herşeyi ifade ediyordu. Bugün de aynı maksadla yapılacak törenleri izleyeceğiz.
Devlet Yönetimimiz her geçen gün biraz daha, küreselleşmenin tuzağına düştüğünden emniyetimizin temsilcisi polislerimiz de, bu uygulamadan hissesine  düşeni almış ve halkın içinden ayrılarak, karakol odalarına çekilmiştir. Artık halk yoğunluğunun olduğu ana caddelerde, trafik görevlilerinin dışında emniyet görevlisi polislerimiz görülmemektedir. İnsanlarımız, uğradıkları haksızlıklara ve yanlışlıklara karşı, artık kendilerini korumak mecburiyetine girmişlerdir.
Günlük yaşantısında, muhataplarının davranışlarından mağdur olan insanlarımızın kötü gün dostu polisine ulaşması, ancak semtin karakoluna gitmekle gerçekleşmektedir. Bu uygulama bizim dönemimizde yoktu. Halkın emniyetinden sorumlu polisimiz, karakolda oturan bir devlet memuru değildi. Her yerde halkının yanında ve onun huzurunu sağlayan, BİR DEVLET GÖREVLİSİ VE MAHALLE LİDERİ idi.
Ancak edindiğimiz bilgilerin ışığında, emniyet görevlilerimizin geçim derdi ile boğuşuyorlarsa, asli görevlerinin hakkını veremeyeceklerini bilmeliyiz.
Bütün Devlet kuruluşlarımızda olduğu gibi, Emniyet teşkilatımızın bünyesinde de her geçen gün politikacıların uygulamaları yüzünden yönetim seviyesi düşmekte ve huzursuzluk artmaktadır. Terfi sistemi bozulmuş, politikacı peşinden koşmadan, İl Müdürü olmak imkansız hale gelmişti.
Emniyet Teşkilatımızın vazgeçilmezleri, bekçilerimiz de aynı durumdadır. Bu olumsuzluklara rağmen, Emniyet görevlilerimizin faaliyetlerinde, genellikle kaçakcılıkta, hortumcularla, hayali ihracat ve uyuşturucularla mücadelede hızlılık ve canlılık görüyoruz.
İstihbarat Daireleri Başkanlığı çeşitli örgütlerin kamu dışı faaliyetlerini AKP Hükümeti döneminde, önleyemeyecek duruma düşmüştür.
Bizler, hiçbir vatandaşımızın normal ölçülerde giyim-kuşam ve saç sakalı ile uğraşmayız. Yalnız güzel İstanbul’umuzun ortasındaki Fatih Çarşamba semtinden geçtiğimde, başımı yere eğerek yürümek mecburiyetini hissediyorum ve 1995 yılında çıkan “Selahiyetsiz sarık ve ruhani kıyafet” taşıyanların cezalandırılmasına ilişkin kanunu bildiğim için de, görevilileri göreve çağırıyorum. Tecrübelerine de güvenerek, vatandaşlarımızı ikaz ederek zaman içinde görevlerini yapmalarını arzu ediyorum.
Bu kötümser görüşlerin arkasından da, manalı görüntülere rastlayabiliyoruz. Geçen ay bir anma töreni vesilesi ile ile gittiğim Edirnekapı Mezarlığında, M.Akif Ersoy’umuzun ve Yusuf Akçura’mızın kabirlerini ziyaret ettikten sonra şehitliğimizi de gezerek, kendi başıma doya doya ağladım. Şehit askerlerimizle polislerimizin güzel ve tertipli mezarlarını ziyaret ederken tekrar huzura ermiştim. Allah hepsine rahmet eylesin. Polisimizin Kuruluş Yıldönümü Kutlu Olsun.
Tanrı Türk’ü Korusun

Yazarın Diğer Yazıları