Prof. Dr. Ahmet Saltık uyardı: "Hasta seçmek zorunda kalırız"

Prof. Dr. Ahmet Saltık uyardı: "Hasta seçmek zorunda kalırız"
Prof. Dr. Ahmet Saltık, "Olgular hızla tırmanmaya devam eder, yataklar dolarsa feci bir durum ortaya çıkar; hasta seçmek zorunda kalırız" dedi ve sağlık durumu mültecilerin sağlık durumlarına da çok dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

BirGün’den Mustafa Mert Bildircin‘in sorularını yanıtlayan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Saltık, önemli uyarılarda bulundu.

Saltık'ın açıklamaları şöyle:

“TÜRKİYE ÖNLEM ALMAKTA GEÇ KALDI”

Türkiye’nin salgına karşın bugüne dek aldığı önlemleri yeterli buluyor musunuz?

"Önlemlerin yeterli olduğunu söylemek olanaklı değil, Türkiye geç kaldı. Çin, ilk olguyu 31 Aralık 2019’da Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirdi. Bu, 44 zatürree olgusuydu. Nedeninin aydınlatılamadığı belirtildi. Kısa bir süre sonra bunun, ‘yeni koronavirüs’ adı verilen virüs olduğu anlaşıldı. Türkiye, eğer olağanüstü durum planı yapmış olsaydı bu tarihte hemen harekete geçerdi. Türkiye’de ilk olgu 11 Mart’ta duyuruldu, Çin’deki ilk olgulardan 72 gün sonra. Bu önemli bir süre. Bu sürede salgının Türkiye’ye geleceği öngörülmeli, hazırlıklara başlanmalıydı. 11 Mart aynı zamanda DSÖ’nün kıtalararası salgın ilan ettiği gün idi. Rastlantı mı, bilemiyoruz.

Türkiye bir sahra hastanesini Çin’de olduğu gibi 10 günde değil 45 günde yapabiliyor(!) O hastaneleri bugüne dek neden yapmadınız? Türkiye’nin hızla sahra hastanesi yapması gerektiğini binlerce kez belirttim, dikkate alınmalıydı."

21 BİN 500 İNSANIN UMREYE GİTMESİNE İZİN VERİLMESİ

Türkiye’nin salgın ile mücadelede alınacak kararlar konusunda geç kaldığını söylediniz. Peki hangi kararların Koronavirüs ile mücadelede zafiyet yaşanmasına yol açtığını düşünüyorsunuz?

‘Suudi Arabistan’da hastalık yok’ yanılgısı ile ya da dinsel takıntı ile 21 bin 500 insanın umreye gitmesine izin verildi. Bu bağışlanır bir hata değil. Suudi Arabistan Kabe’yi bile kapattı. Umreden dönen 21 bin 500 insanın bilimsel karantinasını yapmadık. Bu insanların yarısından çok daha azı, yetersiz karantina koşullarında tutuldu. Umreciler yurdun dört bir yanına dağıldı, bu da hastalığın yayılmasında önemli rol oynadı. Sözgelimi İsparta’daki 268 hastanın 245’i Umreciler!

Salgın İran’a gelene dek sınır kapılarında yeterli önlem alınmadı. 358 bin insan sınır kapılarından yeterince denetim olmadan Türkiye’ye girdi. Batı’daki sınır kapıları da aynı. Sınır kapılarında sahra hastaneleri, karantina yerleri açılmalıydı."

”TOPLUMDA HASTALAR BİRİKİRKEN BİZ, HAFTALARCA TANI KOYAMADIK”

Türkiye’de günlük uygulanan test sayısı 20 bini aştı. Sizce yeterli mi?

"Salgının Türkiye’ye girmesinin geciktirildiğini söylediler. Bu, halının altına süpürmek, ‘Deve kuşu politikası’ uygulamaktır. Nitekim, testler artırılmaya başladıktan sonra olgu sayıları da tırmandı. Türkiye’de günümüze dek yapılan toplam 200 bin testten 30 bininde hastalık yakalandı. Test yaptığınız her 7 kişiden 1’ini pozitif buluyorsunuz. Bu yüksek bir oran. Türkiye 3 haftada 200 bin test yaparken ABD’de daha kısa sürede 2 milyon test yapılıyor. ABD nüfusu bizim 4 katımız."

MÜLTECİLERE DİKKAT

"Ne denli çok test yaparsanız o denli çok hasta bulursunuz. İspanya, 355 bin test yaptı, nüfusu 60 milyon. Aynı nüfusa sahip İtalya 722 bin test yaptı. Türkiye kadar nüfusu olan Almanya 919 bin.. Türkiye’nin bu saydığımız ülkelerden bir farkı da 5 milyon Irak ve Suriyeli bulundurması. Dünyanın her yerinde mültecilerin sağlık koşulları daha kötüdür. Dünya genelinde 1 milyon 350 bin olgu, Türkiye’de ise 30 bin olgu var. Türkiye nüfusu, dünya nüfusunun yüzde 1,1’i. Toplam 1,35 milyon hastanın yüzde 1,1’i Türkiye’de olsaydı, olgu sayımızın 15 binin biraz altında olması beklenirdi. Ama beklenenin iki katı hastamız var. Bu da hastaların havuzda birikmiş olmasından kaynaklanıyor."