Büyük Türk şairi Nâbî (ö. 1712) bir beytinde şöyle der:

"Sözde darb-ı mesel îrâdına söz yok ammâ//Söz odur âleme senden kala bir darb-ı mesel."

Hikmet şairi Nâbî'ye göre yazılarda, konuşmalarda atasözüne yer vermek güzeldir, hoştur. Ama esas güzel olan, atasözü niteliğinde güzel sözler söyleyebilmektir. Ferit Kam'ın (ö. 1944) şu dörtlüğü bence Nâbî'nin bu tarifine gayet uygundur:

"Sağlığında nice ehl-i hünerin//Bir tutam tuz bile yoktur aşına//Öldürürüz onu önce açlıktan//Türbe diktiririz sonra başına."

Şairin çok güzel ifade ettiği üzere, maalesef kadirbilmezlik bizim ezelî kusurlarımızdan biridir. Ben diyeyim ihmalkârlıktan, siz deyin kıskançlıktan, her ne hâl ise, güzellikleri paylaşmak, yapılan iyi işleri takdir etmek bizim pek âdetimiz değildir. Şayet toplumun yetiştirdiği bir değeri takdir etme gereği duyulmuşsa, muhakkak onun ölümü beklenir. Diğer bir ifade ile hüner erbabını biz önce kahrından öldürürüz, sonra da ardından methiyeler düzeriz.

Tabii, bu durumun -az da olsa- istisnaları vardır. Bazı insanlara -ne mutlu onlara ki- çektiği emeklerin takdir edildiğini dünya gözüyle görmek nasip oluyor. Prof. Dr. Ali Berat Alptekin de o bahtiyar kişilerden biridir.

Daha emekli bile olmadan "Toroslardan Tanrı Dağlarına Türk Halk Biliminin Ulu Çınarı PROF. DR. ALİ BERAT ALPTEKİN ARMAĞANI" adlı büyük boy, 930 sayfa hacminde bir kitapla (Kömen Yayınları, Konya-2019) taltif edilmek -bugünkü şartlarda- çok az kişiye nasip olan bir mazhariyettir.

Prof. Dr. Esma Şimşek öncülüğünde hazırlanan bu armağan kitap "ÖN SÖZ" ve "GİRİŞ"i müteakip "Gönül Dilinden Dökülenlerle Prof. Dr. Ali Berat Alptekin", "Hakemsiz Makaleler" ve "Hakemli Makaleler" olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır.

Eserin "ÖN SÖZ"ünde Prof. Dr. Esma Şimşek, Ali Berat Bey'i şöyle takdim ediyor:

"Torosların eteğinde, küçük bir köyde dünyaya gelip çok kısa bir zaman zarfında adını bütün Türk dünyasına duyuran bir Yörük yiğididir Prof. Dr. Ali Berat Alptekin. Türklüğün ve Türk kültürünün yorulmaz neferi olarak göstermiş olduğu azim, gayret ve sabırla kısa zamanda önemli çalışmalara imza atmış, sadece akademik hayatıyla değil, insanî davranışlarıyla da çevresine örnek olmuştur. Öğrencilerine bir hocadan çok baba gibi davranan Ali Berat Bey, bugün hemen her biri ayrı bir üniversitede Dr. Öğretim Üyesi, Doçent veya Profesör olan 9 doktora öğrencisi ve 24 yüksek lisans öğrencisi yetiştirmiş, bunların dışında akademik çalışma yapan birçok öğrenciye manevî danışmanlık yapmıştır. O, yardıma ihtiyacı olan herkese elini uzatan, sorunlarına çözüm bulmaya çalışan bir yapıya sahiptir."

Prof. Dr. Hatice İçel'in kaleme aldığı "Prof. Dr. Ali Berat Alptekin'in Hayatı ve Eserleri" adlı çalışmaya baktığımızda Ali Berat Hoca'nın bugüne kadar 43 kitap, 68 ansiklopedi maddesi ve 345 makale yazmış olduğunu görüyoruz ki bu, Ali Berat Bey'in nasıl velut bir akademisyen olduğunu göstermesi bakımından dikkate şayandır.

Prof. Dr. Abdurrahman Güzel, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu gibi kıdemli Hocaların yanında çok sayıda genç akademisyenin yazılarının yer aldığı kitapta, Ali Berat Hoca için yazılmış şiirler de var. İşte Âşık Kul Nuri'den bir örnek:

"Türkmen obasının yağız evladı//Asaletli Ali Berat Alptekin//Yüzü yerde, alnı açık, başı dik//Şahsiyetli Ali Berat Alptekin// (…) Bağlarında bülbül ötüştürmüştür//Millî gönülleri tutuşturmuştur//Yüzlerce talebe yetiştirmiştir//Maharetli Ali Berat Alptekin//Gel Âşık Kul Nuri ilime eğil//İlme düşen vermez gayrıya meyil//Profesör olmuş, boşuna değil//Liyakatli Ali Berat Alptekin."

Her ne kadar Edip Ahmet 9 asır önce vefa gölü kurudu dese de (Vefâ köli suglup kurup yulları=Vefa gölünün suyu çekildi, kaynakları kurudu) Allah'a şükür ki göl yerinde gönen eksik olmuyor. Kitabın hazırlanmasında emeği geçenlere ve makaleleriyle katkıda bulunanlara minnettarız. C. Allah'tan, Ali Berat Alptekin Hocamıza sağlıklı ömürler vermesini niyaz ediyoruz...

***

ACZİMİN GİRYESİ: GÜL VE DİKEN

Gönül bahçesine taht kurdu Ali Berat Alptekin,

Gülistan isterseniz eğer, diken değil gül dikin.

                                                 (Li-müellifihî)