Profesör Ulrich Keil'e kimse cevap veremedi!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Hürriyet Genel Yayın Müdürü Ahmet Hakan'ın "Daha önce açıklamıştınız. 'Aşıyı ilk ben yaptıracağım' demiştiniz. Bunu hangi yöntemle yapacaksınız?" sorusuna "Aşıyla ilgili tüm onay süreçleri bittikten sonra bir hastaneye gideceğim ve kamuoyunun huzurunda aşıyı yaptıracağım. Ardından da o hastanede bulunan bütün sağlık çalışanlarımız aşılarını yaptıracaklar." diye cevap verdi.

Koca, korona aşılarında iki yöntem bulunduğunu Çin'in inaktif yani ölü virüs kullanma yöntemiyle aşı ürettiğini, diğerinin ise mRNA yöntemiyle üretilen aşılar olduğunu, inaktif yöntemle üretilen aşıların uzun vadeli sonuçlarının bilindiğini, virüse genetik yolla müdahale edilerek geliştirilen mRNA aşılarının ise orta ve uzun vadede nasıl bir etkisi olacağının bilinmediğini söyledi.

Çin aşısı konusunda Koca'ya şu soru da sorulabilirdi:

- Çin, kaç milyon Çinliyi aşıladı da aşı ihraç ediyor?

***

Korona aşıları üzerinde bütün dünyada tartışmalar var. Bu arada Facebook, kamu sağlığı uzmanlarınca çürütülen aşılarla ilgili yanlış bilgileri kaldırmaya başlayacağını açıkladı!

Açıklamada "Örneğin, COVID-19 aşılarının mikroçipler ya da resmi içerik listesinde yer almayan herhangi başka bir şeyi içerdiğine yönelik yanlış iddiaları kaldıracağız" dedi.

Peki ama aşıyla ilgili bir haberin veya iddianın komplo teorisi içerip içermediğine kim karar verecek? Aşı üreten Amerikan ilaç tekelleri mi?

Öyle ya, 2009'daki domuz gribi salgınının "ilaç üreticilerinin kârlarını artırmak için bu şirketlerle ortak olarak üretilen bir korku kampanyası" olduğunu, Dünya Sağlık Örgütü'nün, epidemiyoloji birimi direktörü Profesör Ulrich Keil açıklamıştı!

Bu açıklamaya bugüne kadar kimse cevap veremedi!

Şimdiki salgının da bir korku kampanyasından öte, laboratuvarda, insanların genetik yapısına göre üretilmiş bir virüsün eseri olabileceğine yönelik iddialar var. Amerikan ilaç şirketleri, dünyaya aşı satsın diye bu konular sosyal medyada gündeme getirilemeyecek mi?

***

Diğer taraftan, Eski ABD Başkanları Barack Obama, George W. Bush ve Bill Clinton, yeni aşıların güvenliğiyle ilgili kamuoyunda oluşabilecek şüpheleri gidermek için kameralar önünde korona aşısı olabileceklerini açıkladılar.

Tamam, Fahrettin Koca aşı olacak da bilindiği gibi 2009'da domuz gribi senaryosu gündemdeyken, dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ da ilaç kartellerinden 43 milyon doz aşı ithalatı için bağlantı yapmıştı. Başbakan Tayyip Erdoğan salgında tartışmalı bir durum olduğunu belirterek, "Ben aşı yaptırmayacağım" deyince, aşılama faaliyetleri durdurulmuştu.

O zaman da 42 kişilik bir "Pandemi Bilim Kurulu" oluşturulmuş, aşıyla ilgili kararlar bu kurulun tavsiyesiyle alınmıştı. Yani Türkiye'nin bilim kurulu, küresel korku kampanyasına alet olmuştu! Yaa…

***

Recep Akdağ, "Toplamda 6 milyon doz aşıya ödeme yaptık. Bunun 3 milyon dozunu kullandık." demişti. Yani üç milyon kişiye, gereksiz yere domuz gribi aşısı yapılmıştı.

Erdoğan, "Aşı konusuna gelince, bu konuda Sağlık Bakanımla aynı düşünmüyorum, onu da söyleyeyim, kimseyi zorlayamazsın. Bu konuda vatandaş kendi isteğine bağlı olarak böyle bir yolu tercih ederse eyvallah, ama etmiyorsa muhakkak yaptırmanız gerekiyor diye böyle bir kampanyanın sürdürülmesi doğru değildir, yanlıştır" demişti…

Meclis'te, aşıyı mecbur tutan bir yasa önerisi bekliyor da hani, hatırlatayım dedim.

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, 2018 yılında aşı yaptırmanın zorunlu hale getirilmesi için kanun teklifi hazırlamış ve Meclis Başkanlığı'na sunmuştu ya…

 

Yazarın Diğer Yazıları