"Rusya''nın Davos''u" denilen "Uluslararası Ekonomi Forumu"nun 25''incisi Petersburg''da düzenlendi. Toplantıya Putin''in dışında Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev de katıldı. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Mısır Devlet Başkanı Sisi de videokonferans yoluyla birer konuşma yaptı.

Türkiye''de konu, Putin''in buğday ihracatını 50 milyon tona çıkarmaktan söz etmesi üzerine "Ukrayna''dan çalınan buğdaylarla birlikte mi?" diye gündeme getirildi. Halbuki savaşta kazanan taraf, bir coğrafyaya, üstündeki altındaki bütün değerlerle birlikte el koyar değil mi?

***

Putin''in önemli gördüğüm mesajlarını, özetle ve yorumsuz olarak bilginize sunuyorum:

-Soğuk Savaş''ta zaferi ilan ettikten sonra, Amerika Birleşik Devletleri, kendisini "Tanrı''nın Dünya üzerindeki elçisi" ilan etti.

-Geçtiğimiz on yıllarda yeni, güçlü ve giderek daha iddialı merkezlerin oluştuğu gerçeğini görmezden geliyorlar. Her biri kendi ekonomik büyüme modeline göre kendi siyasi sistemini ve kamu kurumlarını geliştirmektedir ve doğal olarak onları koruma ve ulusal egemenliği güvence altına alma hakkına sahiptir. Çok kutupluluk kaçınılmazdır.

-Batılı devletlerin yönetici elitleri, diğer ülkeleri kolonileri gibi görüyor ve orada yaşayan insanlara ikinci sınıf insanlar gibi davranıyor.

-Üstelik ahlâklarını, kültüre ilişkin görüşlerini ve tarihle ilgili düşüncelerini kaba ve utanmazca dayatmakta, bazen devletlerin egemenliğini ve bütünlüğünü sorgulayarak, bizzat varlıklarını tehdit etmektedirler. Yugoslavya, Suriye, Libya ve Irak''ta neler olduğunu hatırlamak yeterlidir.

***

-Küresel enflasyon ise bu yılın olaylarından çok önce hayatın bir gerçeği haline gelmişti.

-Dünya, G7 ülkelerinin uzun yıllar boyunca izlediği, kontrolsüz emisyon ve teminatsız borç birikimi de dahil olmak üzere sorumsuz makroekonomik politikalar ile bu duruma sürüklendi.

-Önde gelen Batılı ekonomilerin hükümetleri, para basma makinelerini hızlandırdı.

-Son iki yılda Amerika Birleşik Devletleri''ndeki para arzı yüzde 38''den fazla arttı ve 5,9 trilyon dolar büyüdü.

-AB''nin para arzı da bu dönemde önemli ölçüde arttı. Yaklaşık yüzde 20, yani 2,5 trilyon Euro büyüdü.

-Batı''da "Putin enflasyonu" deniyor. Okuryazar olan herkes aslında neler olduğunu anlayabilir.

-Artan fiyatlar, hızlanan enflasyon, gıda ve yakıt kıtlığı, petrol ve enerji sektöründeki sorunlar, mevcut ABD yönetiminin ve Avrupa bürokrasisinin ekonomi politikalarında sistem genelinde yaptığı hataların sonucudur.

-Yani, daha fazla para bastılar ve sonra ne oldu? Bütün bu para nereye gitti?

-2019 sonunda ABD''nin ayda yaklaşık 250 milyar dolar olan ithalatı, şu anda 350 milyara ulaştı.

-Amerika net bir gıda ihracatçısından net bir ithalatçıya dönüştü. Basitçe söylemek gerekirse, para basıyor ve emtia akışlarını kendine çekerek dünyanın her yerinden gıda ürünleri satın alıyor.

-Avrupa Birliği, ithalatı daha da hızlı artırıyor. Açıkçası, mal arzı tarafından karşılanmayan talepteki bu kadar keskin bir artış, bir kıtlık dalgasını ve küresel enflasyonu tetikledi. Küresel enflasyonun başladığı yer burasıdır.

(Putin burada Çin''in buğday stoklamasına hiç değinmiyor.)

***

-Bizim için önemli olan sadece siyasi egemenliğimizi ve millî kimliğimizi savunmak değil, aynı zamanda ülkemizin ekonomik, mali, mesleki ve teknolojik bağımsızlığını belirleyen her şeyi güçlendirmektir.

-Ulusal para birimlerinde uygun ve bağımsız bir ödeme altyapısının geliştirilmesinin, uluslararası iş birliğini derinleştirmek için sağlam ve öngörülebilir bir temel olduğuna inanıyoruz.

-Yeni dünya düzeninde sadece güçlü ve egemen devletler söz sahibi olabilir. Aksi takdirde, bütün haklardan yoksun koloniler olmaya mahkûmdurlar.