Putin'in yaptığını Erdoğan yapamaz mı?

Türkiye tarihi bir kriz yaşıyor. Öyle bir kriz ki, en son BDDK verilerine göre Mart'ta 295 milyar TL olan "yakın izlemedeki" krediler, Eylül sonu 360 Milyar TL oldu. Tahsili gecikmiş krediler ise 150 Milyar TL. Toplamda 510 milyar lira.

Bir bankacının iddiasına göre, önümüzdeki yılın sonunda bu rakam 1 trilyon lira olabilir.

Rakamın büyüklüğüne bakar mısınız?

Bu rakam bir Almanya veya İngiltere için önemli olmayabilir ama Türkiye gibi bir ülke için korkunç rakam.

Bu rakamlar sadece bazı internet sitelerinde yer aldı ve tartışıldı. Sokaktaki vatandaş gelmekte olan büyük felaketin işaretlerini maalesef okuyamıyor.

Ekonomide ve hukukta reform söylemleri şimdilik ortamı sakinleştirmiş gibi görünebilir. Ancak bu gerçekleşse bile öyle etkisini üç beş günde veya ayda göremeyeceğiz.

Türkiye bu derin hasarı son 10 yılda aldı. Öyle 3 ayda bu hasarın onarılacağını mı sanıyorsunuz?

Elbette hayır! Önümüz kış ve oldukça çetin geçecek.

Türkiye'de insanlar bankalara olan borcunu ödeyemiyor. İcra dosyaları havalarda uçuşuyor. Adliye koridorları icra dosyası ile dolu.

Tabii ki dolu olan sadece icra dosyaları değil.

Türkiye'de bazı kişilerin hesapları da dolu.

Bankalarda bulunan döviz mevduatının miktarı 250 milyar dolara yakın. Dikkatinizi çekerim Türk lirası değil bu rakam. 250 milyar dolar.

Ayrıca bankaların kasalarında saklanan paraları da katmıyoruz bu rakama. Gidin bakın bir bankadan boş kiralık kasa bulabilecek misiniz?

Bir tarafta 3 bin liralık kredi kartı borcunu ödeyemediği için icralık olan vatandaş, diğer taraftan dolardaki her kuruş artış ile servetine servet katan bir topluluk.

Dolarda, işçi, emekli ve dar gelirliyi biraz daha fakirleştirirken, 250 milyar doların sahiplerini de her geçen gün daha da zenginleştiriyor.

Tüm bu çelişkilerin yaşandığı ülkede, halka acı reçete sunulacağı söyleniyor.

Ekonomi başta olmak üzere her alanda duvara toslayan, Türkiye'yi Rusya'dan ekmeklik buğday ithal etmeye mecbur bırakan iktidar, bizlere acı reçete sunuyor.

Ben acı reçete kabul etmiyorum!

Ben birilerinin hatalarının faturasını da ödemek istemiyorum.

Sürekli ayçiçeği yağından bahsediyorum. 5 litrelik bir teneke ayçiçeği yağı geçen yıl 19 lira iken bu yıl 75 lira oldu.  1 ekmek 2 lira, bir kilo beyaz peynir 50 lira.

Daha insanlar nasıl acı reçete alabilir ki?

Bizde iktidar acı reçete hazırlığı yaparken, Rusya ise ilginç bir karar aldı.

Rusya'da yaz başında korona virüs salgını ile gündeme gelen "çok kazanandan ek vergi" planı hayata geçirildi.

Devlet Başkanı Vladimir Putin, salgınının etkileri ile mücadele edildiği bir dönemde zengin Rus vatandaşlarının vergilerini artırarak "sosyal dayanışma" yaratacağı savunulan yeni yasayı imzaladı.

Alın size adil bir reçete paylaşımı.

Türkiye önce bankada kuzu gibi yatan ve her gün hiçbir üretim yapmadan milyarlarca lira kazanan 250 milyar dolar mevduattan daha fazla vergi alsın. Dolardaki her kuruş artışın vergisi olsun.

Nasıl 20 yıllık bir binaya "senin evin değerlendi" diye daha fazla vergi alınıyorsa, bankada 250 milyar doları bulunanlardan da aynı şekilde vergi alınsın.

İşte o zaman ben iktidarın reçetesini gözü kapalı alırım.

 

Yazarın Diğer Yazıları