Rabia Naz'ın ölümünü duyurmuştu: "Mafyadan korkuyorum"

Rabia Naz'ın ölümünü duyurmuştu: "Mafyadan korkuyorum"
Rabia Naz Vatan'ın ölümünün duyurulmasını sağlayan Metin Cihan, olaylardan sonra yaşadıklarıyla ilgili "Şu an yurt dışındayım. Zor zamanlar geçiriyorum. Mafyadan korkuyorum" ifadelerini kullandı.

Giresun'un Eynesil ilçesinde Rabia Naz Vatan'ın ölümüyle ilgili süreci başından beri takip eden ve duyurulmasını sağlayan Metin Cihan, konuyla ilgili gördüğü baskılar yüzünden yurt dışına çıkmak zorunda kaldığını açıkladı. 

Twitter hesabı üzerinden açıklamalarda bulunan Cihan, Rabia Naz Vatan'ın ölümünün aydınlatılmadığını belirtti ve şunları söyledi:

"Rabia Naz'ın ölümünün aydınlatılacağına dair birkaç kez çok umutlandım. Maalesef olmadı. Aksine babayı akıl hastanesine yatırmaya çalıştılar, bana soruşturma açıldı. Şu an yurt dışındayım. Zor zamanlar geçiriyorum. Yaşadığım ve bildiğim her şeyi tüm açıklığıyla anlatmak istiyorum.

qq-019.jpg

​Cihan ayrıca, konuyla ilgili yaptığı bütün girişimlerin sonuçsuz kalması ve yetkililerin ifadesine başvurulmaması üzerine "Hal böyle olunca karşımda devlet değil mafya varmış gibi gibi hissediyorum, devlet yine neyse ama mafyadan korkuyorum. Recep Tayyip Erdoğan'ın haberi var mı? Aylar öncesinden beri var. Benim bunu dillendirmemem istendi. Dillendirmedim. Çözülsün istedim. Çözmek adına hiçbir şey yapılmadı" ifadelerini kullandı. 

qqq-020.jpg

​Öte yandan Cihan, Rabia Naz'ın ölümünün örtbas edilmeye çalışıldığını söyledi ve konuyla ilgili bütün çabalarının durdurulduğunu açıkladı:

"Çok eski tweetlerle neden hedef gösteriliyorum? Ne itibarım var bilmem ama itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Neden? Maalesef hâlâ Rabia Naz'ın ölümünü örtbas etme derdindeler. Bu nedenle bana olan güveni yıkmaya çalışıyorlar. Bir yandan ölümü aydınlatıyor olsalar böyle demezdim.

Asıl konuya, Rabia Naz'a gelmek istiyorum. Dediğim gibi bildiğim ve gördüğüm her şeyi anlatmak istiyorum. 19 Şubat’a gelen mesajla konudan haberim oldu. 24 Şubat'ta araştırıp yazdım. İyi yaptım. Konu ülke gündemine girdi. Baba savcıyla bile görüşemezken İçişleri Bakanıyla görüştü.

Süreç boyunca Aile Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı (bazısı birkaç kez olmak üzere) müfettişler atadı, soruşturdu. Bütün bu çabalar her nedense hep bir duvara tosladı. Hepsi durduruldu. Devletimiz bir çocuğun ölümünü aydınlatmaktan hep kaçtı."