'Reiscik' diline hâkim olmalı

Hayatın her alanındaki değerlerimizi, bizi farklı kılan güzelliklerimizi hızla kaybediyoruz..

Sokağı törpülenen bir coğrafyanın kurumlarının törpülenmemesi mümkün mü?

Siyaset de bu kurumlardan biri..

Son 16 yıldır yaşadıklarımız, Cumhuriyetimizin ve hayatımızın bundan sonraki bölümünde 'Ne yapmamamız' gerektiğini öğretti bize..

Öğretti derken, öğrenenimiz var, öğrenemeyenimiz var..

Konuşacak çok şey var ama benim takıldığım nokta ne biliyor musunuz;

"16 yıldır siyasetimize sinen kuralsızlık, görgüsüzlük, nobranlık, kendini karşıt sananları da sarıyor.."

**

Seçimden önce bu gariban köşeden sıkça yaptığım bir tespit ve uyarı vardı;

-Hülooog sözünün mucitleri sosyal hüloga dönüştü.. Karşıtını taklit eden, karşıtından beslenen bu davranış biçiminin rüzgârı, korkarım ki Türkiye'ye, bir Tayyip Erdoğan dönemine daha sebep olacak..

Buradaki Tayyip Erdoğan vurgusu bir şahsı değil, bir anlayışı temsil ediyor..

Siyasetteki ve dolayısıyla hayatımızdaki değerleri törpüleyen, bizi başkalaştıran bir yaşam biçimini, bir siyaset biçimini temsil ediyor..

**

Bu anlayışa karşı olduğunu zanneden aktörlerin siyasette gündem belirlediği günler yaşıyoruz..

"Dün söylediğini bugün unutan", "Dün dediğinin aksini yapmakta hiçbir sorun görmeyen", "Ben dedim de aklıma ben geldim" şeklindeki muhalif nobranlıkla karşı karşıyayız..

Tayyip Erdoğan karşıtı olduğunu zanneden, aksine onu taklit etmekten başka hiçbir vasfı bulunmayan bir siyasi profil var artık hayatımızda..

"Parlamenter sistem" derken, havaya girince unutan..

Tepesini attıranı arayıp atar-gider yapan..

Siyasi ilkelerden bahsedip, ilkesizliği ilke haline getiren..

Yol arkadaşlarını bile gün içinde üç-beş kez şaşırtıp, kandıran..

Herkesi HİÇ, kendini HER ŞEY zanneden..

Tüm bu özellikleriyle de, karşıtının ekmeğine yağ süren yeni bir siyasi profil var artık Türkiye'de..

**

Dikkat edin şu ana kadar isim vermedim.. Ne parti ismi, ne siyasetçi ismi..

Ama göreceksiniz, yorumlarda bana bağırıp çağıranlar isim verecek..

Çünkü aslında herkes biliyor.. Biliyor da, temiz duygularla da olsa zorlama "Kurtarıcı" rolünün gölgesine sığınmak kolaylarına geliyor.. Umut güzel şey evet, ama umut varsa güzel şey..

**

Sözü son bir örtülü notla bitireyim;

Kendini Erdoğan karşıtı zannedip, tıpkı Erdoğan gibi, telefonlar açıp atar-gider yapan birinin umut olabilmesi mümkün değil.. Olsa olsa "sosyal nobran" olur..

Ben nihayetinde bir GAZETECİYİM.. Yeni görevimde 10 aydır meslektaşlarımdan görmediğimiz zulüm kalmadı..

Ama hiçbir zaman, telefon açıp bırakın ahlaksızca, terbiyesizce tehditler savurmayı, en incindiğimiz zamanlarda bile sözümüz sadece 'incinmek' oldu..

Peki, gecenin bir yarısı, hem de KADIN bir gazeteciyi arayıp, ahlaksızca, terbiyesizce atarlanan bir siyasetçi mi var Türkiye'de?

Yok mu sanıyorsunuz?

Karşıtının ekmeğine yağ sürerek kendine inananları bile kandıran nobranlık bunu yapamaz mı?

Yapar.. Yaptı..

**

Bu çirkinliğe laf edebilme gücünü, niyetimizden ve duruşumuzdan alıyoruz..

Biz hâkim nobranlığa isyan olarak çıktık yola.. O nobranlığı 'TAKLİT' etmek üzere değil..

Ve şu bir gerçek ki, taklitler aslını yaşatırken, kendileri de "SİYASET MEZARLIĞINDAKİ" müstesna yerlerini alıyor..

Beri bak "REİSCİK" emin ol böyle..

 

/////////////////////////////////////////////////////////////////////

İKİNCİ YAZI

---

Bakana baktım da...

++++

Dolar 3.98 lirayı bulunca dedi ki;

-Türk lirası değer kaybetmiyor.. Dolar değer kazanıyor..

Rahat bir nefes aldık.. Neyse ki Doların değer kazanmasının Türk Lirası'na bir etkisi yokmuş..

**

Dolar 4 lira olunca dedi ki;

-Dövizdeki artış Türkiye gerçeğini yansıtmıyor..

Neyse ki rahatladık.. Borcumuzu harcımızı 4 liradan hesaplayacaklar diye korkmuştuk çünkü..

**

Piyasalar her gerildiğinde bizi böylesine rahatlatan icatlarda bulunan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin yeni çalışma alanı enflasyon..

"Fiyatlara nasıl yansıyacak? Faizleri tetikler mi? Tehlike sinyali mi?" diye kara kara düşünürken, öyle bir derinlikli konuştu ki Bakanımız, anlamasak da yine rahatladık;

-Enflasyonun bu kadar çok çıkması, bazı fiyatları da otomatik olarak kendi içinde sarmala dönüştürüyor..

Neyse ki hadise sarmalmış.. Yüksek enflasyonun hayatımıza olumsuz bir etkisi yok..

"Sarmal"mış.. Bazı evlerde kedilere verilen isim..

Sarman değil, sarmal.. Değilse Sarman bir kedi cinsi..

**

Yazının bu bölümünde, "Ne kedisi kardeşim.. Kafa mı buluyorsun bizimle?" diyen çıkabilir..

 "Türk Lirası değer kaybetmiyor" diyen..

"Dövizdeki artış gerçeği yansıtmıyor" diyen..

Yüksek enflasyonu, hem de  sarmala bağlayarak küçümseyen Ekonomi Bakanı değil de, ben mi kafa buluyorum sizinle?

**

Neyse bir KHK'ya bakar iş, dağılır sarmal..

Niye güldünüz? Sıtmanın imhasından, çeltik üretimine kadar her alana hâkim KHK, ezemez mi YÜKSEK enflasyonun başını?

Buyur, yazı da sarmala bağladı..

Okuru YÜKSEK çıkar inşallah..

Yazarın Diğer Yazıları