Rezerv tartışmasında gerçek nedir?

Döviz rezervlerinin seviyesi, özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerinde şu açılardan büyük öneme sahiptir:
* Karşılaşılabilecek iç ve dış şokların kur üstünde yarattığı olumsuzlukların giderilmesi,
* Dış borç servisinin düzenli olarak gerçekleştirilmesi,
* Uluslararası finans çevreleri ile piyasalarda, ülkeye duyulan güvenin artması.
Söz gelimi eğer Merkez Bankası'nın resmî rezervleri 400-500 milyar dolar olsaydı, Türkiye 2018 kur şokunu yaşamazdı. Aslında dalgalı kur politikası, aşırı kur hareketlerinde kura müdahaleyi gerekli kılar. Bunun içindir ki, dalgalı kur politikasını uygulamanın bir şartı da döviz rezervlerinin yeterli olmasıdır.
Merkez bankaları uluslararası rezervlerinin bir kısmını döviz, bir kısmını ise altın cinsinden tutar.
2020 Aralık ayında Merkez Bankası ''Uluslararası Rezervleri '' 93.4 milyar dolar oldu. Uluslararası rezervler ve döviz likiditesi tablosuna bakarsak durumun parlak olmadığını görebiliriz.
RESMÎ REZERV VARLIKLARI
Döviz varlıkları, 48,5 milyar dolar;
Altın mevcudu, 43,2 milyar dolar;
IMF ve SDR, 1,6 milyar dolar
TOPLAM = 93,3 MİLYAR DOLAR
BİR YIL İÇİNDE NET ÇIKIŞLAR VE KARŞILIKLAR
Döviz Kredileri, -28,2 milyar dolar
Döviz Forward ve Futur pozisyonu - 56,4 milyar dolar,
Bankaların karşılık olarak tuttukları; - 46,7 milyar dolar.
TOPLAM =131,3 MİLYAR DOLAR
Pratikte, Merkez Bankası'nın 93,3 milyar dolar olan resmî rezervlerinden, bir yıl içinde ödemek zorunda olduğu döviz borçları ve bankaların mevduat karşılığı tuttukları döviz toplamı olan eksi 131,3 milyar doları çıkarırsak, geride pratikte eksi 38 milyar dolar kalıyor. Bu hesap için pratikte diyorum çünkü, bankaların tuttukları karşılık, azalır veya artar ama devam eder. Merkez Bankası borçlarını da çevirir. Ama borçlanmanın maliyeti var ve ayrıca net rezervlerin eksi olması, güven sorunu yaratır. Dahası eksi değerde rezervi varsa, MB kur istikrarı için para ve faiz politikası dışında elinde olan ikinci aracı kaybetmiş olur.
Öte yandan 2020 Aralık verilerini 2018 yılı ile karşılaştırırsak, o zaman artı 32,4 milyar dolar olan net rezerv, şimdi eksi 37,7 milyar dolara gerilemiş. 2018 ile 2020 arasında MB rezervlerinin 70,1 milyar doları erimiş. (Aşağıdaki Tablo.)
Merkez Bankası'nın yasal sorumluluğu TL'nin değerini korumak, Enflasyonu önlemektir. Ama kur şokları ve aşırı dalgalanmalar da enflasyon yaratıyor. MB görevini yapamıyor. Bundan sonra rezervi olmadığı için hiç yapamaz. Zaten MB Başkanı da zorunlu olarak, kuru gözetmiyoruz diyor.
Rezervlerin erimesinde, hükümetin faiz takıntısı, Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin yanlış politikaları etkili oldu. Ama kabul etmek gerekir ki bu politikaların oturduğu altyapı da bozuktur. Bunun için;
1. Dalgalı kur politikasını bir geçiş dönemi içinde değiştirip, yarı sabit kur politikasına geçmemiz gerekiyor.
2. Merkez Bankası yasasını değiştirip, MB'nin bağımsızlığını teminat altına almak ve kuru da gözetmesini sağlamak gerekir.
- Neden yoksullaştık?03 Mart 2021 Çarşamba 00:00
- Bir kayıp yıl daha yaşadık02 Mart 2021 Salı 00:00
- Ekonomi yeni bir krizin eşiğinde28 Şubat 2021 Pazar 00:00
- Ekonomide reform olur mu?26 Şubat 2021 Cuma 00:00
- İkame para-Dolarizasyon25 Şubat 2021 Perşembe 00:00
- Yoksullaştıran büyüme23 Şubat 2021 Salı 00:00
- Gençlerimizin morali bozuk21 Şubat 2021 Pazar 00:00
- Kamu-özel iş birliğinde garabet19 Şubat 2021 Cuma 00:00
- Altın yumurtlayan tavuğu da kesiyoruz18 Şubat 2021 Perşembe 00:00
- Dolar, daha nereye kadar?17 Şubat 2021 Çarşamba 00:00