Rıfat Serdaroğlu: “Hem topal hem çolak hem kambur”

Rıfat Serdaroğlu: “Hem topal hem çolak hem kambur”
Eski Bakan ve Milletvekili Rıfat Serdaroğlu, yerel seçimin asıl kaybedeninin AKP olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etrafında AKP’nin kurucularından kimsenin kalmadığına dikkat çekti.

Eski Bakan ve Milletvekili Rıfat Serdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için yaptığı ‘Topal ördek’ benzetmesine tepki göstererek, asıl topal ördeğin AKP olduğunu söyledi.

Rıfat Serdaroğlu, “Hem topal hem çolak hem kambur” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Tarafsızlık yemini etmiş T.C Cumhurbaşkanı, camide kendisine ‘Kocam İstanbul Belediyesinde çalışıyor, ama biz onlara (CHP’ye) hizmet etmeyiz, ne yapacağız’ diye bağıran bir kadına şöyle diyordu; “Korkmayın, Belediye Meclisinde çoğunluk bizde! O artık (Topal Ördek), bir şey yapamaz!
Ülkemizde demokratik bir rejim olsaydı, Cumhurbaşkanı şöyle konuşurdu;
‘Bu ülke demokratik seçimle yönetilir. Seçimle gelene saygı duyulur. Böyle konuşamazsınız!’”

“Gerçek Topal Ördek, kimdir diye beraberce bakalım mı?
-Son Yerel Seçimlerin en büyük kaybedeni Erdoğan’ın AKP’sidir.
-AKP, 2014 seçimlerine göre 73 Belediye kaybetti.
-AKP, toplam 20 milyondan fazla seçmene hizmet etme olanağını kaybetti.
-AKP, İstanbul-Ankara-İzmir-Adana-Antalya-Mersin gibi Büyükşehirleri kaybetti.
-AKP, son kamuoyu araştırmalarına göre toplumun %70’inde itibarını ve desteğini kaybetti.
-AKP, TBMM’de tek başına çoğunlukta değil.
Şimdi düşünelim;
Kim ‘Topal Ördek’?”

“AKP Genel Başkanı Erdoğan, 2001 yılında AKP’yi kurdu.
Dört AKP Kurucusundan 3’ü, zaman içinde Erdoğan’ı terk etti.
Erdoğan’ın yanında ilk Bakanlar Kurulundan bir tane Bakan arkadaşı kalmadı.
Erdoğan’ın yol arkadaşları dışlandı kapının önüne kondu, Kurtulmuş-Soylu gibiler baştacı edildi.
Siyasetin olmazsa olmazı “Gönül Birlikteliği ve Güven” göz ardı edildi, klasik yol arkadaşlığı “çıkar ve zenginleşme” üzerine dönüştü.
Siyasette yol arkadaşlarını harcayan, kolunun birini kaybetmiş demektir.
Şimdi düşünelim;
Kim ‘Çolak’?”

“Erdoğan, sırtına öyle ağır bir yük aldı ki, bu yükle yürümesi mümkün değil!
Bu yük Genişletilmiş Büyü Ortadoğu Eşbaşkanlığıdır. Son hedefi, bölgede ikinci İsrail olarak görev yapacak “Büyük Kürdistan Devletini” kurmak olan bu projeye eşbaşkan olmak ve hala bu görevi sürdürmek insanı kambur eder. Erdoğan’ın
bu yükü taşımakta ısrar etmesi halinde, kambur olması kaçınılmazdır.”

“Erdoğan’ın, çok arzuladığı “Başkanlık Sistemi” kendisini, hem topal hem çolak, hem kambur, Türk Milletini de perişan etmiştir. Bu sistemin demokratik rejim içinde yürüyemeyeceğini ısrarla söyleyip, uyarmıştık.
Bu uyarı yüzünden hem hakarete uğradık hem de mahkemelik olduk.
Bugün, AKP Milletvekilleri dahi mevcut sistemden şikayetçidirler.”

“Kuvvetler ayrılığı prensibi ortadan kaldırılmıştır.
Yürütme tek kişinin iki dudağı arasına bırakılmıştır.
Hukuk Devleti ilkesi yok edilmiştir.
Yargı bağımsızlığı, sadece sözde kalmıştır.
Bakanlar, adeta sekreterlik görevi yapmaktadır.
Dış politikadaki uygulamalar, bizi hür dünya ülkeleri arasında yalnızlaştırmıştır.
Dostluk yapacağımız tek komşumuz kalmamıştır.
Cumhuriyetin tüm eserleri satılmış, toplam borcumuz 2002’ye göre 3 kattan fazla artmıştır.
Bugün Türk Milletinin çoğunluğu borç altında inim-inim inlemektedir.
İşsizlik oranı rekor kırmıştır. Ülkemiz genç işsizlikte dünya birincisidir.
Tarım bilerek ve planlanarak bitirilmiş ve dünya tröstlerine peşkeş çekilmiştir.
Ülkede sanayi çarkları durma noktasına getirilmiştir.”
“Basın, ya çoğu satın alınmış ya da susturulmuştur. Özgür basın yoktur!
T.C Devletinin tüm denetim kurumları yok edilmiştir.”

“Değerli Okurlar;
Siyasetçinin temel görevi ülke güvenliğini korumak, milletin refahını, özgürlüklerini arttırmak, çağdaş demokratik düzeni kurmak ve ülke insanına hizmet etmektir.”

“Bu çağda, insanları önce fakirleştirip sadakaya muhtaç hale getirmek, sonra da sosyal yardımlarla desteklemek gibi bir İLKEL yönetim kalmamıştır.
Kendisini ve partisini, devletin ve milletin sahibi sanıp, kendilerini üstün gören, halkı aşağılayan görüş, ortaçağ da kalmıştır.”

“21. Yüzyılın sonunda, bu kafaya sahip olanlar, ülkelerine zarardan başka bir şey veremez.
Bu kafaların değişmesini beklemek de ham hayaldir. Değişemezler!”

“Daha da kötüsü, bu kafaya sahip olanların bir de topal, çolak ve kanbur olmalarıdır.
Düşünsenize, kafa sakat-ayak topal-kol çolak-sırt kambur!
Ağır yükün altına girince, çöktü kaldı delikanlı…”