Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

Rumlar Mont Pelerin'e sadece "almaya" geldi

Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla sürdürülmekte olan müzakerelerde "mutlu sona" ulaşılıp ulaşılmayacağı Pazartesi günü Mont Pelerin'de başlayan "kamp türü" görüşmelerin seyrine göre belli olacaktır. Rum tarafının "topu taca atarak zamana oynama" alışkanlığının bu önemli zirvede de devam edeceği ihtimal dahilindedir. Türk tarafını fazla kırmadan, çok zor duruma düşürmeden ve kötülemeden müzakerelerin devamının sağlanması Rum'un son dönemdeki taktiği ve geçmişten gelen bir alışkanlığıdır. Orta Doğu'da, Suriye ve Irak'ta olan biten, Türkiye'nin bölgedeki etkinliği, artan önemi, yine Türkiye'nin Rusya, İsrail ile ilişkilerinin düzelmesi, Rum tarafı için anlaşma yapılması için en uygun zaman olmadığını göstermektedir. Rum-Yunan masa başında kazanmaya alışmıştır ve yıllardır Türkiye'nin en zayıf anını kollamaktadır. Rum-Yunan ikilisi Türkiye'nin 1. Dünya Savaşı Paylaşımı dönemindeki gibi  "hasta adam" durumuna düşmesini ve bu durumdan ödün kopararak istifade etmesini hesaplamaktadır.

***

Yakın tarihimizde yaşananlardan, Türk Milleti'nin büyüklüğünü anlamak bağlamında  Rum-Yunan ikilisi gereken dersleri ne yazık ki çıkaramamıştır. Rum anlaşma niyetinde değildir. Müzakerelerden sonuç alınması peşinde hiç değildir. Diğer taraftan Kıbrıs sorununa çözüm bulacağı iddiası ile Kıbrıs Türk halkı tarafından göreve getirilen ve seçildiği günden itibaren ekibiyle çözüm peşinde koşan KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı "kalıcı ve adil" bir çözüm için "iyi niyetli" çabalarını sürdürmektedir. Akıncı, Mont Pelerin'e gitmezden önce Anadolu Ajansı'na süreç ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Kıbrıs'ta çözüm istemenin akıl işi olduğunu belirterek, olası bir çözümde tüm tarafların kazançlı çıkacağı bir formülün bulunabileceğini tekrarladı. Akıncı, İsviçre'de Pazartesi başlayan ve Cuma günü sona erecek 5 günlük zirvede müzakerelerin çerçevesinin net olduğunu ifade ederek, önce 4 başlığın ele alınacağına vurgu yaptı. İlk aşamada; yönetim ve güç paylaşımı, Avrupa Birliği, mülkiyet ve ekonomi başlıklarında 17 aylık süreçte elde edilen ilerlemelerin daha da ileriye taşınması için çalışılacağını belirten Akıncı, ardından ikinci aşamaya geçileceğini, bu aşamada da toprak düzenlemeleriyle ilgili kriterlerde yakınlaşma arayışıyla müzakere edileceğini belirtti. Kriterlerde uzlaşılması halinde İsviçre'de üçüncü ve son safhaya geçilebileceğini açıkladı. İsviçre'deki zirvenin üçüncü aşamasına ilişkin Akıncı, "İsviçre'deki zirvede üçüncü aşamada toprak konusunu harita üzerinde özlü bir şekilde konuşmaya başlayabilmek için güvenlik ve garantiler başlığının ele alınıp sonuçlandırılacağı Türkiye, Yunanistan, İngiltere'nin de yer alacağı beşli konferansın tarihinde çok net ve kesin bir uzlaşı sağlanması gerekir. Bu tarihin belirlenmesi ile eş zamanlı olarak toprak konusunu özlü bir şekilde harita üzerinde konuşmaya başlayabileceğiz." ifadelerini kullandı. Akıncı, toprakla ilgili kriterlerde anlaşma sağlanıp beşli konferansın tarihinin kararlaştırılmaması durumunda ise harita konusunun İsviçre'de gündeme gelemeyeceğini kaydetti. Aynı konuda Anastasiadis'in açıklaması vardır: "Beşli konferansın olabilmesi için sadece toprak ve harita kriterlerinin belirlenmesi yeterli olmayacaktır. Masaya harita konması şarttır." Diğer bir değişle Rum tarafı toprak konusunda istediklerini almadan, örneğin Güzelyurt'un, Karpaz Yarımadası'nın, Mesarya'nın önemli bir bölümünün ve diğer merkezlerin kendilerine geri verildiği haritayı görmeden, ısrarla direttikleri önemli miktarda toprak iadesi yapılmadan, toprak düzenlemelerinin en az 100 bin Kıbrıslı Rum'un geri dönmesine imkan sağlamadan, sahil şeritlerinde akılları sıra bir denge sağlanmadan garantiler ve güvenlik konusunda 5'li toplantı yapılmayacaktır. Bu konuda tarih bile belirlenmeyecektir.

***

Akıncı ve Anastasiadis'in 26 Ekim'de yaptıkları 5 saat süren görüşmede üzerinde mutabakat sağlanan "sürecin nasıl devam edeceği" hususunda tarafların değişik anlamlar çıkardıkları ortadadır. New York'ta Anastasiadis, güvenlik ve garantilerin ele alınacağı beşli zirve konusunda tarih belirlenmesi için nasıl son dakika bir bahane üretmişse Mont Pelerin'de de aynısını yapacaktır. Rum, aklı sıra toprak ve haritayı görecek sonra da her zaman yaptığı gibi yan çizmenin bir yolunu bulacaktır. Dönüşümlü başkanlık, derogasyon konusu, Türklere iade edilmesi gereken eşit siyasi ortaklık hakkı, Türklere ödenmesi gereken tazminat gibi konularda Mont Pelerin'de anlaşma sağlanabileceğine ihtimal vermemekteyim. Küstah Rum'un Mont Pelerin'e sadece almaya geldiğinin bilincinde olmalı ve kurulan tuzaklara karşı tedbirimizi almalıyız.

 Müzakerelerin sonsuza kadar devam etmeyeceği ve daha fazla, Rum'un maskarası olmayacağımız açıklanarak bu saçma "oyun" sonlandırılmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları