Sâdî'den bir kıssa ve bin bir hisse...

Bugünkü yazımızda Mehmet Âkif'in:

"Odur şiiri hikmetle meczeyleyen//Odur şiir nâmıyla hakkı söyleyen" diye nitelendirdiği Şirazlı Sâdî'den (ö. 1292) bir kıssa (mealen) naklederek alınması gereken hisseleri sunmaya çalışacağız sizlere.

Hikâye

Dervişin biri bir gün sakin bir köşede otururken padişahla vezir çıkagelirler ve dervişin önünden geçerler. Dervişse istifini bozmaz. Padişah, dervişin bu lâkayıtlığının itibarını sarstığını düşünerek öfkelenir ve:

"Bu dervişler taifesi hayvanlar gibidir, usul âdâp bilmezler" diye söylenir.

Padişahın ünü gider vezirin canı hesabı vezir hemen dervişe çıkışır:

"Yeryüzünün halifesi önünden geçti, niye saygı göstermiyorsun?

Derviş şöyle cevap verir:

Söyle padişaha, kimler kendisinden menfaat umuyorsa saygıyı onlardan beklesin. Hem padişah halkı korumak için vardır, insanlar kendisine boyun eğsin diye değil. Dikkat et, koyun çobana değil, çoban koyuna hizmet eder. Bugün baktığında, kiminin padişah olup hüküm sürdüğünü, kiminin de fakruzarûret içinde inlediğini görürsün. Ama yarın mezarda herkes eşitlenecek, fakir zengin ayrımı ortadan kalkacak, şâh ile gedâ bir olacaktır.

Padişah hakikatleri kabul edecek kabiliyette biriymiş ki dervişin söylediklerini doğru bulur ve "Benden bir şey iste" der dervişe. Derviş "Bir daha beni rahatsız etmemeni istiyorum" der. Padişah "Öyleyse bana bir öğüt ver" der. Dervişin öğüdü şudur:

"Unutma, elindeki bu güç ve saltanat daimî değildir, gün gelip başka bir ele geçecek."

                                        ***

İzninizle önce şu tespiti yapalım. Sâdî bu sözleri takriben yedi yüz yıl önce söylemiştir. Sözde demokrasinin hâkim olduğu günümüzde Cumhurbaşkanı veya Başbakana bu sözleri söyleyecek cesarette kaç kişi çıkar içimizden? Dahası, bu sözlere tahammül edecek hatta bu sözleri söyleyeni ödüllendirmeye kalkacak bir reîsicumhurumuz mevcut mu?

Koyun çobana değil, çoban koyuna hizmet eder, tespitini idrak edebilecek yöneticilerimiz var mıdır dersiniz?

"Kimler kendilerinden menfaat umuyorsa devlet büyüklerimiz alkışı onlardan beklesin" ifadesindeki nükteyi halk olarak anlayabiliyor muyuz?

Ve nihayet, dile benden ne dilersen diyen bir padişaha "Gölge etme başka ihsan istemem" diyebilecek yazar-çizer, iş adamı, bürokrat çıkar mı içimizden?

Türkiye'nin bugünkü genel manzarasına bir de bu pencerelerden bakmaya ne dersiniz?..

Aslında Sâdî'nin bu kıssasında, anlayanlar için daha nice hisse var. Ben nice diyorum, siz lütfen onu binlerce diye anlayın, olur mu?

Son söz şairin:

"Kıssadan maksat hisse imiş görene// Sözüm  basiret  ehli  için, köre ne."                                                                                                             (Li-müellifihi)

Yazarın Diğer Yazıları