Sağlıklı yaşlılık için altın değerinde öneriler

Sağlıklı yaşlılık için altın değerinde öneriler
İbn Haldun Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bulut, son zamanların yeni trendi bilinçli, sağlıklı ve mutlu yaşlılık için zihin ve beden egzersizinin önemli olduğunu belirtti.

Yaşlılık döneminde sadece fiziksel sağlık değil, zihin sağlığı da oldukça önemli. Yaşlılar da alım satım, hukuki işlemler, hatta evlilik gibi resmi işlemler yaptırıyor. Özellikle vasiyet, miras bırakma gibi durumlarda yaşlının akıl sağlının yerinde olup olmaması büyük önem taşıyor.

Amerika'da, "gerontoloji" adı verilen yaşlılık bilimi alanında çalışmalar yapan İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sefa Bulut, yaşlılıkta sık karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri ile sağlıklı yaşlılığa ilişkin açıklamada bulundu.

Geçen yüzyıldan bu yüzyıla yaşlılıkla ilgili farklı bakış açıları geliştirildiğini anlatan Bulut, 19. yüzyılda yaşam beklentisinin 40 yaş olduğunu, o dönemin refah toplumlarında kadınların 75, erkeklerin 70 yaşına kadar yaşadığını, daha az gelişmiş toplumlarda ise bu sürenin kısaldığını kaydetti.

Bugün 40-45 ila 60-65 yaş aralığının "orta yetişkinlik" diye tanımlandığını aktaran Bulut, yaşlılığın 65 yaştan sonra başlayıp 130 yaşına kadar devam ettiğini, yaşlılıkta harcanan süre uzadığı için bu dönemin "genç yaşlı", "orta yaşlı" ve "çok yaşlı" gibi bölümlere ayrıldığını söyledi.

Prof. Dr. Bulut, yaşam, beslenme ve tıbbi bakım şartlarının iyi olması ve bulaşıcı hastalıkların azalması dolayısıyla insanların daha uzun süre yaşayabildiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Geçen yüzyılda yaşlılar yardıma muhtaç olarak görülüyordu, olumsuz bir bakış açısı vardı. Bu yüzyılda ise 'sağlıklı yaşlanma', 'mutlu yaşlanma' ve 'bilinçli yaşlanma' tabirleri kullanılır oldu. Çünkü artık insanlar 60-65 yaşında bile sağlıklı, çalışabiliyor, seyahat edebiliyor, tıbbi bakıma ihtiyaç duymuyor ve önlerinde emeklilikten sonra yaşayacakları uzun bir zaman bulunuyor. Bu insanların yaşamı daha mutlu ve zevkli kılacak paraları, maaşları, yatırımları ve farklı kapitalleri de vardır. Bu yaş dönemi artık farklı bir bakış açısı ile ele alınmaktadır. O nedenle yeni trend bilinçli, sağlıklı ve mutlu yaşlanmadır."

"HER YAŞTA BOL MİKTARDA SEBZE VE MEYVE"

"Genç yetişkinlik" diye adlandırılan 25 yaşından sonra doku ve organların çok yavaş dahi olsa artık yıpranmaya ve eskimeye başladığını belirten Bulut, insanların çoğunun ilk sağlık sorunlarını 40-45 yaşından sonra yaşadığını, çok az da olsa şeker, tansiyon, bel ve diz ağrıları, görme ve işitme sorunlarıyla karşılaştıklarını, 60'lı yaşlardayken de bu sorunların çok net bir şekilde kendini belli ettiğini anlattı.

Yaşlılıkta mutlaka bir ya da birden fazla sorunun kendini gösterdiğini ama hayatın halen sürdürülebilir ve kontrol edilebilir olduğunu ifade eden Bulut, şu önerilerde bulundu:

"Yapılabilecek en güzel şey, genç yaşlardan itibaren protein, karbonhidrat ve fiber karışım oranları eşit olan bir diyet benimsemektir. Mümkün olduğu kadar tuz ve şekerden uzak durmak ya da çok az miktarda tüketmek gerekir. Önemli olan sorunlar daha ortaya çıkmadan önlem almaktır. Her yaşta bol miktarda meyve ve sebze yemelidir. Mümkünse doğal ve mevsiminde üretilen ürünler olsun. Özellikle de mor ve kırmızı renkli yaban mersini, böğürtlen, kiraz gibi meyveler antioksidan özelliklere sahip olduğu için çok yararlıdır. Meyvelerin sabah kahvaltısından ya da yemeklerden önce yenmesi emilimi kolaylaştırır."

Prof. Dr. Bulut, kemiklerin iç yapısının süngere benzediğini ve ileri ki yaşlarda hem kadınlarda hem de erkeklerde kemik erimesi ve kemik yoğunluğunda azalma görüldüğünü, bundan korunmak için genç yaşlardan itibaren bol miktarda süt, yoğurt ve peynir tüketilmesi gerektiğini vurguladı.

Yaşlılıkta beslenmeyi etkileyen en önemli faktörlerden birinin diş sağlığı olduğuna işaret eden Bulut, bireylerin her zaman dişlerine iyi bakmalarının ve diş bakımının zamanında yapılmasının önemine dikkati çekti.