“Sahte muhalefet üretmek” ve demokrasi!
“Rıza üretmek” ya da “kabullenme yaratmak”, kamuoyunu manipüle etmek ve şekillendirmek anlamına geliyordu; otoriteyi ve sosyal hiyerarşiyi olduğu gibi kabul etmekti.
“Razı olan” toplum, ana akım medyanın yaydıklarına biat eder, yalan ve uydurmalarına boyun eğer. Bunun karşıtı “muhalefet imalatı”dır, sahte muhalefettir. Anlaşılması çok daha zor, ince bir manevradır bu. Halkın demokrasiye inanması için sistemin izin verdiği ölçülerde bir muhalefet var olmalıdır. Yerleşik toplumsal düzeni tehdit etmedikleri sürece muhalif yapıların var olması, dünyayı kontrol eden elitlerin çıkarınadır. Amaç, muhalefeti bastırmak değil, tam tersine biçimlendirmektir çünkü.
Ekonomik elitler, meşruiyetlerini korumak için küresel kapitalizmi sarsabilecek radikal protesto biçimlerinin gelişmesini önlemek amacıyla sınırlı ve kontrollü muhalefet biçimlerini desteklerler. Bir başka deyişle, “muhalefet üretmek”, yeni dünya düzenini koruyan ve ayakta tutan bir “emniyet supabı”dır.
Kontrollü muhalefeti finanse ederek protestocuları fonlayanlar, protesto ettikleri elitlerdir.
Büyük vakıfları kontrol eden ekonomik elitler, toplumsal düzene karşı protesto hareketinde yer alan çok sayıda STK ve sivil toplum örgütünün finansmanını da denetlemektedir. Birçok STK’nın ve halk hareketinin programı, büyük ölçüde hem kamu hem de aralarında Ford, Rockefeller, McCarthy vakıflarının da bulunduğu özel vakıflardan gelen fonlara dayanır. Mesela küreselleşme karşıtı hareket, Wall Street’e, Rockefeller ve diğerleri tarafından kontrol edilen Teksas petrol devlerine karşı çıkar. Yine de Rockefeller ve diğerlerinin vakıfları ile hayır kurumları, ilerici antikapitalist ağların yanı sıra çevrecilere, cömertçe fon sağlar. Neden? Çünkü bu yolla muhalif çevreleri denetlemek ve şekillendirmek mümkün olabilmektedir.
Alaycı kuş ise duyduğu her sesi taklit etme yeteneğine sahip bir kuştur. Amerikan istihbaratı, soğuk savaş döneminde “Alaycı Kuş” adını verdiği operasyon ile gazetecileri kullanmıştı. Bu operasyon devam ediyor.
Elitler, bu alaycı kuşlarla, halkı ikna etmeye çalışır. İkna edemediklerini de oluşturdukları sahte muhaliflere havale ederler.
***
Yukarıdaki ifadeleri, Banu Avar’ın Remzi Kitabevi tarafından yayınlanmış “Alaycı Kuş” adlı kitabından aldım. Tabii bütün dünyada küresel elitler tarafından uygulanan bu tür programlarla, Türkiye’de de medya, müzik ve sinema kontrol edilir, yabancı fonlardan beslenen STK görünümlü etki ajanları da yedek güçlerdir...
Türkiye’de siyaseti ise doğrudan devlet kontrol eder ve yönlendirir! Meselâ 1971-1974 arasında Özel Harp Dairesi Başkanlığı yapan orgeneral Kemal Yamak, 2006 yılı Ocak ayında, şöyle diyordu:
“Birçok kimseyi ayağa kaldıracağını biliyorum ama bu noktada yazmak istiyorum. Sayın Ecevit’in inandırıcılığına dayanarak alevlenen ve Sayın Ecevit’in zaman zaman medyanın ilgisi için bizzat öne çıkarak söyledikleriyle devam eden bu iftira kampanyası sürdürülürken, bu teşkilatın içinde o zaman kendi partisinden ne kadar personelin, hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde birbirini hiç tanımayan kaç milletvekilinin bulunduğunu ve bunun sadece kendi partisine ait bir durum olmadığını, birisi söyleyiverseydi ne olurdu?”
Yani Özel Harp Dairesi’nin bütün siyasi partilerde milletvekili seçilen adamları vardı... Bugün durum, sayısal olarak nasıldır bu konuda bilgi yok ama iktidarın da muhalefetin de aynı merkezden yönlendirildiği çok belli oluyor...
Bu durumda, siyasi partilerin uygulamaya çalıştığı bütün projeler, devletin projesi sayılabilir! Devletin içinde bu projeleri uygulayanların, aslında soğuk savaş boyunca, NATO bünyesinde bir Amerikan gizli örgütlenmesi olan Gladio’nun programına göre hareket ettiği de artık bir sır değildir.
***
Şimdi yeni bir durum var. ABD, dünyada örgütlediği bütün eski yapılarını, darbe yapan organizasyonlarını lağvediyor. Fonlamayı kesiyor.
Batı Avrupa veya Avrupa Birliği ise fonlamaya devam ediyor. Bu durumda, yabancı fonlarla Türkiye’de demokrasicilik oynayanların kaynağı büyük ölçüde kesilmiş olacak... Yalnız devletin siyaset ve medya üzerindeki kontrolü devam edecek.
Çin'de altı yaş grubuna yapay zekâ eğitimi...
Radyo dalgası ile uçak düşürmek...
CIA, devletin iliklerine kadar işlemişti; ya şimdi?
“Teknofeodalizm” ve tek adam feodalizmi!
Ümit Özdağ, Öcalan çıkana kadar tutuklu mu kalacak?
Ümit Özdağ: Türk Milliyetçiliğine diz çöktüremezler!
Suriye kimden alındı, kime verildi?
İklim Kanunu değil Türkiye’ye tuzak!
Türkiye’ye dayatılan Trump Anayasası!
İsrail, Türkiye’ye meydan okurken...









