Saldırganlara öğütler

Saldırganlara öğütler

Siz saldırdıkça...

Ümit Özdağ'ın toplantılarına yönelen dikkat artıyor.

*

Siz saldırdıkça...

Meral Akşener'in sözlerine kulak verenlerin sayısı çoğalıyor.

*

 Siz saldırdıkça...

Yusuf Halaçoğlu popüler oluyor.

*

Siz saldırdıkça...

Sinan Oğan'a ilgide artış kaydediliyor.

 *

"Bu nasıl demokrasi anlayışı? Kaba kuvvetle fikirleri engelleyemezsiniz... Bu demokrasiye sığmaz" falan diyoruz, dinlemiyorsunuz. Bari "bu yaptığınız onların işine yarıyor" diyelim. Belki bunun bir etkisi falan olur.

Ahmet Hakan Hürriyet

***

Vah zavallı

---------

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin başyardımcısı Semih Yalçın'ın hezeyanlarını okuyunca: "Vah zavallı" dedim kendi kendime... Bahçeli onun gibi adamlardan feyz alıyorsa gideceği yer bellidir!

Bu adam profesörmüş! Fikir, düşünce, bilgi ve idrakten o kadar yoksun ki, nasıl bu unvanı almış, anlamak mümkün değil! Bir açıklama yapıp aklı sıra bana ve Emin Çölaşan'a hücum etmiş! Güya, Devlet Bahçeli hakkındaki eleştirilerimize cevap vermiş ama sayfalar dolusu açıklamayı, aklı başka bir şeye ermediği için sadece hakaret cümleleriyle doldurmuş!

Tabii ki, bu onun ne kadar sığ fikirli, çapsız ve bilgisiz olduğunu gösteriyor. Küfür dolu açıklamalar, söyleyecek bir sözü olmayanların sığındıkları ilkel, çirkin bir yöntemdir. "Emin Çölaşan ile Rahmi Turan medyanın edi-büdüsü, nokta ile virgülü" gibisinden lâflar ediyor ve sonra da (bilgi dağarcığı yetersiz olduğu için) edep dışı sözler yağdırarak kendi seviyesizliğini gösteriyor! Aynı Semih Yalçın, daha önce de utanmadan beni ölümle tehdit etmişti! Gözü dönmüş, acınacak bir zavallı! MHP gibi koca bir parti ne yazık ki, bu tiplerin elinde!

Rahmi Turan Sözcü

***

"Evet" çıkarsa ne olacağı belli değil!

--------

...Sandıktan hayır çıkarsa ne olacağı belli.. Bugünkü düzen aynen devam edecek..

Peki ya evet çıkarsa..

Kafalarda bir yığın soru var..

Daha önce de sordum.. Altı hafta kala tekrarlayayım..

***

BİR: Cumhurbaşkanı parti başkanı olarak partisini, cumhurbaşkanı sıfatıyla Türk milletini mi temsil edecek? Bu ayrım nasıl sağlanacak?

İKİ: Cumhurbaşkanının siyasi kimliği olacaksa, öteki siyasi parti liderleriyle eşit mi olacak?

ÜÇ: Siyasetçileri eleştirmek, tepki göstermek, protesto etmek anayasal hak.. Mahkemeler dozu yüksek eleştirileri bile hakaret kabul etmiyor.. Partili cumhurbaşkanı protesto edilirse, bu siyasetçiyi protesto etmek sınıfına mı girecek? Yoksa, devletin başı protesto edilmiş mi sayılacak?

DÖRT: Ayrım nasıl yapılacak?

BEŞ: Partilerin genel başkanlarını illerde o partinin il başkanı temsil ediyor.. Cumhurbaşkanını vali.. Cumhurbaşkanı partili olursa illerde onu kim temsil edecek? Partisinin il başkanı mı, vali mi?

ALTI: Cumhurbaşkanı seçilen kişinin genel başkanlığını yaptığı parti sandıktan ikinci parti çıkarsa.. Meclis çoğunluğunu sağlayamazsa.. Yürütmenin başı olan cumhurbaşkanı aynı zamanda ana muhalefet partisi genel başkanı mı olacak?

YEDİ: Yasamanın yürütmeyi denetleme yetkisi kaldırılıyor. Bu durum seçilecek kişiye beş yıl ülkeyi istediğin gibi yönet, istediğini yap anlamına gelmiyor mu?

SEKİZ: Bu durum denge-fren mekanizmasını tamamen ortadan kaldırmıyor mu?

DOKUZ: Diyelim ki uzun yıllar sonra ırkçı bir adam, çatlak bir beyin es kaza o koltuğa oturdu.. Ülkeyi felakete sürüklerse Anayasa'ya göre hangi kurum engel olacak?

ON: Değişikliğin gerekçesinde halkın denetleyeceği yazılmış.. Halk yürütmeyi nasıl denetleyecek? Ne yaparak denetleyecek?

***

Cumhurbaşkanına üst düzey görevlilerin atanmasına ilişkin usul ve esasları belirleme.. Kamu kurum ve kuruluşlarının kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarını kararnameyle ilan etme yetkisi verilmek isteniyor..

ON BİR: Bir kişinin devleti istediği gibi dizayn etmesi doğru mu?

ON İKİ: Cumhurbaşkanı koltuğuna oturan her kişi devlet yapısını değiştirmek isterse ne olacak?

ON ÜÇ: Beş yılda bir sil baştan olan devlete devlet denir mi?

ON DÖRT: Beş yılda bir değişme ihtimali olan kurum ve kuruluşlardan hayır gelir mi?

Mehmet Tezkan Milliyet

***

Çıkın er ekranına

-------

Kemal Kılıçdaroğlu bir dil sürçmesiyle hedefe oturtuldu... Cumhurbaşkanı ve Başbakan her mitingde onun "Yeni sistemde başbakanla, cumhurbaşkanı çatışabilir" sözünü kanırtarak yeni anayasayı okumamakla, bilmemekle suçluyor.

Kemal Bey'inki dil sürçmesi miydi, cehalet mi, yoksa bir basiret bağlanması mı? Bilemeyiz. Ancak kendisi de açıkça meydan okuyor:

- Gelin benim bilmediğimi iddia ettiğiniz yeni anayasayı istediğiniz kanalda kameralar önünde tartışalım...

İktidar cenahından bu davete yanıt gelmiyor.

Kemal Bey yandaş kanallarda yandaş gazetecilerin önüne çıkmaya da hazır olduğunu ekliyor.

Bu talep de cevap bulmuyor.

*** 

En ilginç sahne ise Düzce'de... Binali Yıldırım meydanda:

- Yeni düzende başbakan olmayacak, diye müjde verirken...

Meydandaki halk:

"Başbakan Binali Yıldırım", diye ısrarla tempo tutuyor...

Neden bu ısrar?

Halk başbakansız, frensiz, dengesiz sistemin tehlikesini gördüğü için olmasın...

Melih Aşık Milliyet

***

Milli borcun ilk taksiti

-----

...Falih Rıfkı Atay'dan bir 30 Ağustos Zaferi alıntısıyla son sözü söyleyelim:

"Nemiz varsa, bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı'nın, vicdanımızı ve kafamızı Doğu'nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcağını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferi'ne borçluyuz..."

* * *

16 Nisan'da "HAYIR" diyerek, o büyük borcun küçük bir taksitini ödeyeceğiz!.

Uğur Dündar Sözcü

***

Referandum saldırıları

***

(...) Almanya'nın "Türk yetkililerin yapmak istediği referandum etkinliklerine izin vermeyeceğini" açıklamasından sonra 4 Mart'ta Hollanda da "aynı kararı aldığını ve Ankara'ya bildirildiğini" açıklamıştı.

(...)

Dış politikada bu beklenmedik gelişmelere üzülürken içerde de şiddet olaylarının arttığı bir kampanya süreci yaşanıyor.

Bazı illerde broşür dağıtanlar gözaltına alındı.

Meral Akşener'in billboard afişleri toplatıldı. Mersin'de Yusuf Halaçoğlu ve Ümit Özdağ'ın katıldıkları toplantı bir kez daha kalabalık bir grubun saldırısına uğradı.

Sinan Oğan'ın bir üniversitede konuşurken uğradığı saldırıdan sonra Devlet Bahçeli "Ülkücüler başladığı işi yarım bırakmaz" demişti, bu sözden sonra dün Oğan'ın aracının lastiklerinin bıçaklandığı haberi duyuldu.

Bu olayları yaratanlar "Hareketin lideri Devlet Bahçeli" sloganları atıyor ancak burada "kimin yaptırdığı" kadar önemli diğer nokta "nasıl yapılabildiği"dir.

Tüm siyasetçi ve sivil grupların kampanyaları "devlet güvencesinde" olmalı, İçişleri Bakanlığı güvenliği sağlamalıdır.

Güngör Mengi Vatan